Eylül 2023 – Nisan 2025 döneminde uluslararası altın fiyatlarında yaşanan %77’lik artış, Türkiye’de tasarruflarını altın cinsinden tutan hanehalkları için önemli bir servet artışı yarattı. Bu gelişmenin özellikle konut ve otomobil gibi dayanıklı tüketim malları piyasasında talep kanalıyla etkiler yarattığı gözleniyor.

İller Arası Altın Mevduatı Farklılıkları Analizin Temelini Oluşturdu
2023 yılı eylül ayında altın fiyatlarının hızla artmaya başlamasıyla birlikte, iller arasında altın mevduat oranları açısından belirgin farklar oluştu. Bu farklılıklar, servet artışının bölgesel talep üzerindeki etkilerini ölçmek açısından doğal bir deney alanı sundu.
Altın Servetinin Konut Fiyatlarına Etkisi
Analizlerde, altın mevduatı oranı yüksek olan illerde 2023 son çeyreğinden itibaren konut fiyatlarının anlamlı şekilde diğer illerden ayrıştığı gözlendi. Ortalama altın mevduat oranına (%9,4) sahip bir ilde, konut birim fiyatları altın fiyatlarındaki yükseliş sonrası %11 ilave artış gösterdi. Bu, servet etkisinin konut fiyatlarına yansıdığına işaret ediyor.
Satış Sayısında Artış Değil, Fiyatlarda Yükseliş
Konut satış adetlerinde altın mevduatı oranına göre belirgin bir farklılaşma tespit edilmedi. Bu durum, kısa vadede konut arzının esnek olmaması nedeniyle artan talebin fiyatlara yansıdığını gösteriyor. Ancak ipoteksiz satışların, altın mevduat oranı yüksek illerde daha fazla artması, hanehalklarının kazançlarını doğrudan konut alımına yönlendirdiğine dair güçlü bir işaret sunuyor.
Otomobil Piyasasında Satış Artışı Dikkat Çekiyor
Altın fiyatlarındaki artış sonrası otomobil satışları, özellikle altın mevduatı oranı yüksek illerde göreli olarak artış gösterdi. Konuttan farklı olarak otomobil arzının daha esnek olması, servet artışının doğrudan satış adetlerine yansımasına neden oldu.
Sonuç: Altın, Tüketimi ve Yatırımı Tetikledi
Yapılan analizler, Eylül 2023 sonrası dönemde altın fiyatlarındaki yükselişin, Türkiye’de dayanıklı mal piyasalarında belirgin bir servet etkisi oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bu etkinin konutta fiyatlara, otomobilde ise satışlara yansıdığı görülüyor. Finansal sistem dışındaki geleneksel tasarruf araçlarının, makroekonomik talep dinamikleri üzerinde önemli etkiler yaratabileceği bir kez daha doğrulanmış oldu.