Türkiye’de çiftçiyi desteklemek için kurulan Ziraat Bankası, son yıllarda tarım dışı alanlara verdiği büyük kredilerle gündeme gelmeye devam ediyor. Banka, 2018’de Demirören Grubu’na sağladığı 800 milyon dolarlık kredi nedeniyle Sayıştay raporunda uyarı almıştı. Şimdi ise Kazakistan’da verdiği 60 milyon euroluk kredi tartışma konusu.
Tahsil Edilemeyen 60 Milyon Euro
Ziraat Bankası, Kazakistan’da faaliyet gösteren bir şirkete 60 milyon euro kredi sağladı. Şirketin geri ödemeleri yapamaması üzerine banka, alacaklarına karşılık üç oteli satışa çıkardı. Ancak satış girişimleri sonuçsuz kaldı; oteller uzun süredir elde kaldı.
Bu durum, Ziraat Bankası’nın uluslararası kredi stratejisi ile kuruluş misyonu arasındaki çelişkiyi yeniden gündeme taşıdı. Ziraat Bankası, “tarımı ve çiftçiyi destekleme” hedefiyle kuruldu; ancak bugün tarım sektörü krediye erişimde sıkıntı yaşarken, banka yurtdışında geri dönüşü belirsiz ticari projelere kaynak aktarıyor.
Stratejik Amaç mı, Riskli Yayılma mı?
Ziraat Bankası’nın Kazakistan hamlesi, Türkiye’nin Orta Asya ile ticaret ve finans köprülerini güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ancak sorun şu: bu tür krediler sadece diplomatik ilişkileri desteklemek için mi veriliyor, yoksa ticari fizibilitesi güçlü projelere mi dayanıyor?
- Fizibilite Sorunu: Batık riskinin yüksek olduğu görülen otel yatırımları, bankanın uluslararası portföy yönetimindeki zafiyetini gösteriyor.
- İmaj Riski: Ziraat’ın yurtdışında tahsil edemediği krediler, bankanın kurumsal itibarını ve kredi derecelendirme görünümünü zedeleyebilir.
- Fırsat Maliyeti: Türkiye’de tarım sektörü hâlâ yüksek faiz ve düşük kredi erişimiyle boğuşurken, bankanın kaynaklarının yurtdışı otellere bağlanması kamuoyu nezdinde sorgulanıyor.
Sistemdeki Daha Büyük Sorun
Bu tablo, sadece Ziraat Bankası’nın değil, kamu bankalarının genel işleyişine dair soru işaretlerini artırıyor. Kamu bankaları ekonomik dalgalanmaları yumuşatmak için zaman zaman siyasal önceliklerle hareket ediyor. Ancak uluslararası ölçekte bu tür krediler geri dönmediğinde, maliyet doğrudan bilançolara ve dolaylı olarak da vergi mükelleflerine yükleniyor.
Sonuç: Ziraat Bankası’nın Kazakistan dosyası, Türkiye’de kamu bankacılığının tarım odaklı kalkınma misyonundan uzaklaşarak, riskli ticari kredilere yöneldiğini bir kez daha gösteriyor. Satılamayan oteller sadece bilanço riski değil; aynı zamanda bankanın stratejik pusulasını kaybettiğinin sembolü.