
Temmuz 2025’te dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 86.036 TL’ye, açlık sınırı ise 26.413 TL’ye yükseldi. Asgari ücret artık açlık sınırının altında kaldı. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti ise 33.982 TL’ye ulaştı.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Temmuz 2025 dönemi için Açlık-Yoksulluk Sınırı Araştırmasını yayımladı. Açıklanan veriler, çalışan sınıfın gelir–gider dengesi açısından alarm veren bir düzeye ulaşıldığını gösteriyor.
| Kriter | Tutar (TL) | Aylık Değişim | Yıllık Değişim |
|---|---|---|---|
| Açlık Sınırı (4 kişilik aile) | 26.413 | %1,14 | %37,32 |
| Yoksulluk Sınırı (4 kişilik aile) | 86.036 | – | – |
| Bekar Çalışan Yaşam Maliyeti | 33.982 | – | – |
| Yılın İlk 7 Ayındaki Artış | – | – | %25,28 |
| Yıllık Ortalama Artış (12 Ay) | – | – | %42,60 |
Not: Açlık sınırı = yalnızca temel gıda giderleri
Yoksulluk sınırı = gıda + barınma + ulaşım + sağlık + eğitim + giyim vb. tüm gider kalemleri
“TÜFE düşüyor ama tenceredeki enflasyon değil…”
Türk-İş’in bu verileri, asgari ücretin artık açlık sınırını bile karşılayamadığını, çalışanların ise her ay biraz daha borçla yaşadığını ortaya koyuyor.
Yoksulluk sınırı 86 bin liraya dayandığında, 35–40 bin TL arası maaşlar bile orta sınıf illüzyonundan çıkıyor.
Makro göstergelerle mikro yaşam gerçekliği arasındaki uçurum, ekonomideki güven krizi kadar sosyal sözleşmeyi de zedeliyor.
Kamunun “destekli refah” modeli olmaksızın bu tabloyu tersine çevirmesi zor görünüyor. Çünkü bu artık bir fiyat sorunu değil, bir gelir dağılımı ve yaşam hakkı meselesi.
