BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
“Halka açık bir şirket olmak eğlenceli değil,” diye yakınmıştı Goldman Sachs’ın CEO’su David Solomon bu yılın başlarında. Şirketlerin, borsaya kote olmanın getirdiği ek yükler nedeniyle halka arz (IPO) sürecine girmeden önce “büyük bir ihtiyatla” hareket etmesi gerektiğini söylemişti. Şirketleri borsaya taşıyarak para kazanan bir yatırım bankasının patronundan gelen bu uyarılar epey ağırlık taşıyordu.
Ne var ki, artık halka açık olmayan şirketler bile gerçekten özel kalmakta zorlanıyor. Evercore adlı bir diğer yatırım bankasına göre, bu yılın ilk yarısında küresel ikincil piyasalarda el değiştiren girişim sermayesi (VC) payları rekor düzeyde 102 milyar dolara ulaştı; bu rakam 2024’ün ilk yarısına kıyasla %41 artış demek. Bu tür işlemler, erken dönem yatırımcılar ve çalışanlara IPO’yu beklemeden nakde dönme imkânı sunabiliyor. Ancak dışarıdan gelen yatırımcıların yükselişteki startup’lara pay kapmak için kullandıkları yeni ve alışılmadık yöntemler, kurucular için baş ağrısına, yatırımcılar içinse riske dönüşüyor.
Son dönemde kurucuların tepkisini çeken yöntemlerden biri de Özel Amaçlı Araçlar (SPV). Bunlar genelde bir yatırımcı—çoğunlukla bir VC şirketi—tarafından kuruluyor. Dışarıdaki yatırımcılar SPV’ye yatırım yapıyor ve böylece startup’ın gelecekteki mali performansına dolaylı yoldan ortak oluyor; şirketin yatırımcı listesini gösteren sermaye tablosunda yalnızca SPV’nin adı görünüyor. Bu format yeni değil, ancak yapay zekâya (AI) yönelik çılgın heyecan nedeniyle “ikincil SPV”ler—başka bir SPV’nin SPV’si gibi—de giderek yaygınlaşıyor.
Bu durum startup’lar için sorun yaratabilir. Amerika’da 2.000’den fazla bireysel hissedarı ve 10 milyon dolardan fazla varlığı olan şirketler, piyasa denetleyicisi Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) finansal rapor sunmak zorunda. SPV’ler yatırımcılar için de risk barındırıyor. Yapay zekâ startup’larının en çok konuşulanı OpenAI, yakın zamanda SPV’lerin hisselere koyduğu devir kısıtlamalarını ihlal edebileceği ve yatırımcıların aslında şirkete hiçbir şekilde ortak olamayabileceği uyarısında bulundu. Linqto adlı özel piyasa yatırım platformu üzerinden 13 binden fazla müşteri SPV’lere para yatırdı; şirket temmuzda iflas etti, yatırımcıların ne kadarını geri alacağı belirsiz. OpenAI ve rakibi Anthropic, doğrudan yatırımcılarının SPV oluşturmasını sınırlamaya çalışıyor.
Bir diğer yöntem, sayıları artan özel borsalar. Bunlar, startup hissedarlarına paylarını genelde prim ödemeye razı olan alıcılara satma imkânı sunuyor. Elon Musk’ın roket şirketi SpaceX, temmuz ayında çalışanlara yapılan bir hisse satışı teklifinde yaklaşık 400 milyar dolar değerlemeyle hisse başına 212 dolardan fiyatlandı. Forge Global adlı bir borsada şu anda şirket hisseleri 246 dolardan alınabiliyor. Ancak bu tür işlemler, startup’ın diğer hissedarlarının sahip olduğu haklara bağlı olarak engellenebiliyor. Bir başka borsa olan Hiive, geçen yıl düzenlediği işlemlerin sadece %72’sinin onaylandığını söylüyor; bu oran 2023’te %67 idi.
Belki de en garip yeni yöntem, kripto paraları destekleyen dijital defterlerde takas edilen “tokenleştirilmiş hisseler.” Bunların startup hisseleriyle paralel hareket etmesi amaçlanıyor, ancak yatırımcıya gerçek bir ortaklık hakkı vermiyor. Çevrim içi aracı kurum Robinhood, haziranda böyle bir ürün sundu. İlgi çekmek için Avrupalı müşterilerine OpenAI ve SpaceX’in tokenleştirilmiş hisselerini hediye etti. OpenAI ise bu teklife katılmadığını ve onaylamadığını açıkladı.
Bazı kurucular, yatırımcı tabanları üzerindeki kontrolü kaybetmekten endişe edebilir. Ancak startup’lar daha uzun süre özel kalmaya devam ettikçe ve yapay zekâya yönelik coşku giderek artarken, işin içine dahil olma isteği de daha da büyüyecek. Yatırımcılar açısından ise bu, daha fazla ödemek ama daha az sahip olmak anlamına geliyor.