Bir zamanlar kitapçılarda en çok satan raflarında parlayan başlık şuydu: “Nasıl Milyoner Olunur?”
O dönem için milyon, hayallerin son durağıydı. Ev, araba, yazlık… Hatta biraz da yatırım. Bugün ise tablo bambaşka.
Artık milyon kurtarmıyor. Enflasyon, yükselen yaşam maliyetleri ve dijital çağın yarattığı servet uçurumu milyonerlere sıradan bir kulüp havası verdi. Şimdi yeni hedef “milyar”. Richard Harpin’in How to Make a Billion in 9 Steps kitabı da bu ruh halini tam kalbinden yakalıyor. “Dokuz adımda milyarderlik” vaadiyle piyasaya çıkan kitap, eskilerin “küçük yatırımcı” rüyasını değil, doğrudan “süper zenginlik” iştahını besliyor.
Üstelik bu dönüşüm sadece kitap raflarıyla sınırlı değil. İş dünyasında da benzer bir kayma var. Bir start-up’ın “değerlemesi” artık milyonlarla değil, milyarlarla ölçülüyor. “Unicorn” kavramı bunu çoktan normalleştirdi. Eskiden hayal edilen köşeyi dönme hikâyeleri bugün yatırım turu basın bültenlerinde sıradan haber cümlelerine dönüştü.
Yani milyon artık lüks değil, giriş bileti.
Mesaj net: Küçük hayal kurma. Eğer oyun sahasına çıkacaksan, milyarla çık.
Bugün Harpin’in kitabı sadece bir “zengin olma rehberi” değil; aslında ekonominin, kültürün ve toplumun nerelere evrildiğini de gösteren bir simge. Çünkü bu çağda hayal satmak için bile milyon değil, milyar lazım.