BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Umdukları rahatlama hızlı gelmek zorunda
Bir aylık çalkantının ardından, Amerikan hisse senedi yatırımcıları ticaret savaşıyla barışıyor gibi görünüyor. S&P 500 endeksi, Donald Trump’ın “Kurtuluş Günü” ilanından bu yana yalnızca %2,4 düşüş yaşadı. Endeks, yatırımcıların yönetimin yalnızca vergi ve düzenlemeleri azaltmakla yetineceğini düşündüğü Şubat ayında ulaşılan tüm zamanların en yüksek seviyesinin yaklaşık %10 altında seyrediyor. Ancak piyasalar şu an bir durgunluğu, hele ki bir ticaret felaketini fiyatlamıyor. Analistler yıllık %12’lik kâr büyümesi bekliyor; hisse senetleri, Trump’ın seçildiği dönemdeki seviyelerine oldukça yakın.

Yatırımcılar fazla iyimser davranıyor. Amerika ile Çin’in birbirlerine uygulamaya devam ettikleri tarifeler, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında neredeyse bir ambargo anlamına geliyor. Trump’ın dünyanın geri kalanının büyük kısmına yönelik ağır “karşılıklılık” tarifeleri ertelendi ama iptal edilmedi. Çin’in ihracat siparişleri düşerken, Amerika’ya yönelik konteyner gemisi rezervasyonları da ciddi oranda azaldı. İşletmeler yatırım planlarını kıstıklarını söylüyor; tüketiciler ise işsizlik ve enflasyon konusunda giderek daha fazla kaygılanıyor.
Piyasanın toparlanacağı yönündeki argüman üç temel düşünceye dayanıyor. İlki, yıllıklandırılmış bazda %0,3’lük ilk çeyrek daralmasına rağmen, resmi verilerin anketlerin işaret ettiği ekonomik çöküşü henüz yansıtmamış olması. İkinci olarak, piyasalar artık bu yıl içinde ABD Merkez Bankası’nın faizleri neredeyse bir puan düşüreceğini öngörüyor ki bu büyümeyi destekler ve gelecekteki kârların bugünkü değeri açısından hisse senetlerine olumlu yansır. Üçüncü ve en önemlisi ise Trump’ın korumacı duruşunun, baskı altında genellikle geri adım atması. Son geri adım 29 Nisan’da geldi: Trump, 3 Mayıs’ta yürürlüğe girmesi beklenen %25’lik otomobil ve parça tarifelerini, örneğin bazı araçları başka vergilerden muaf tutarak yumuşattı.
Ancak bu toparlanma gerekçeleri kırılgan. Çin’le azalan ticaretin etkilerini Amerika’nın ekonomisi ancak bir ay sonra tam olarak hissedecek. İthalatçılar tarifelere hazırlık olarak stok yaptı ve Çin’den gelen gemilerin ABD’ye ulaşması haftalar sürüyor. Bu nedenle iptal edilen sevkiyatların etkisi gecikmeli hissedilecek. Bu şok gerçekleşirse, mal tedarik zincirlerini ciddi biçimde bozacak ve taşımacılık gibi ticaretle bağlantılı hizmetlere olan talebi çökertecek. Amerikalılar rafları boş görebilir.
Faiz indirimleri bunu engellemeye pek yetmeyecek. Tüketici harcamalarındaki ve yatırımlardaki düşüşü sınırlayabilirler ama tedarik zincirlerini onaramazlar ya da eksik malların yerini dolduramazlar — tıpkı 2020’deki covid-19 kapanmalarını veya 2022’deki enerji krizlerini engelleyemedikleri gibi. Hatta kıtlık ortamında fazla teşvik vermek zararlı bile olabilir, çünkü enflasyonist etkileri artırabilir — pandemide olduğu gibi.
Dolayısıyla iyimserliğin dayandığı temel, tarifelerin düşürülmesidir. Trump’ın piyasa baskısı ve düşen onay oranları karşısında geri adım atması giderek olası görünse de, acı eşiğini kestirmek zor. 22 Nisan’da 200 ticaret anlaşması imzaladığını öne sürdü ama bu iddiayı destekleyen somut bir veri yok. Ve büyük bir geri dönüş olsa bile, Çin’e uygulanan tarifelerin eski seviyelere dönmesi muhtemel değil. Amerika’nın hâlihazırda %10’luk genel tarifeleri var ve Trump’ın kampanyasında söz verdiği %60’a yakın bir seviyeye çıkması ihtimali de masada. Bu bile birçok kişinin beklediğinden daha kötü olur ve ticarette büyük aksamalara yol açar.
Tüm yatırımcılar bu kadar sakin değil. Dolar, hisse senetlerinden daha sert bir düşüş yaşadı ve Barclays’e göre yurtdışı merkezli Amerikan hisse senedi fonlarından çıkan para, ABD varlıklarına yönelik bir “alıcı grevi”nin parçası. Hisse senetlerine olan en güçlü talep, “düşüşte al” stratejisini benimseyen Amerikan bireysel yatırımcılarından geliyor gibi görünüyor. Bazıları, Trump’a sandıkta yaptıkları yatırımın finansal kararlarını gölgelemesine izin veriyor olabilir. İnançlarının karşılığını almaları için Trump’ın geri adımı çok yakında gelmeli.
Kaynak: The Economist