Pazartesi günü gerçekleşecek İngiltere-AB zirvesinin, savunma, enerji ve gıda sektörlerindeki İngiliz şirketlerine fayda sağlayabilecek yeni ticaret anlaşmalarının ve politika çerçevelerinin önünü açması bekleniyor.
Bu beklentiler, İngiliz Ticaret Odası Ticaret Politikası Başkanı William Bain’in katıldığı Jefferies tarafından düzenlenen bir oturumda vurgulandı. Bain, zirvenin bu sektörler için anlamlı kazanımlar sağlama potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Zirvenin beklenen sonuçlarından biri, İngiliz savunma firmalarına 150 milyar avroya kadar yeni tedarik fırsatları sağlayabilecek bağlayıcı olmayan bir savunma paktı.
Bu düzenleme, İngiliz şirketlerinin AB SAFE savunma girişimine katılmasına ve AB şirketleriyle konsorsiyumlar oluşturarak ihalelere teklif vermesine olanak tanıyacak.
Bununla birlikte, İngiliz firmalarının AB üye ülkelerindeki tedarik ihalelerine teklif vermesine izin verilecek. Bu durum, Brexit sonrası işbirliğinde önemli bir adım olarak görülüyor.
Zirvede ayrıca tarımsal ticarette de ilerleme kaydedilmesi bekleniyor. Tarım-gıda ve bitki ihracatı için ihracat sağlık sertifikası gerekliliğini ortadan kaldıran potansiyel bir anlaşma gündemde.
Bu Sağlık ve Bitki Sağlığı (SPS) anlaşması, ticaret engellerini azaltabilir. Ancak, bu anlaşmanın tüm Birleşik Krallık’a mı yoksa sadece Büyük Britanya’ya mı uygulanacağı henüz netleştirilmedi.
Çevre politikası alanında, İngiltere ve AB’nin Emisyon Ticaret Sistemlerini (ETS) birbirine bağlama konusunda anlaşmaya varmaları bekleniyor. Bu hamle, yeşil hidrojen, demir, çelik ve gübre gibi endüstrileri etkileyebilir.
Bu bağlantı, İngiltere hükümetinin ücretsiz tahsisat verme kabiliyetini sınırlayabilir. Buna rağmen, İngiliz şirketlerinin AB’nin Karbon Sınır Ayarlama Mekanizmasından (CBAM) muaf tutulması bekleniyor. Bu durum, potansiyel maliyet etkilerini azaltacak.
Zirvede ayrıca gelecekteki hareketlilik programları da ele alınacak. İngiltere’nin, AB’nin talep ettiği daha esnek bir düzenlemeye uyum sağlamak için tercih ettiği 1-giriş-1-çıkış programında taviz vermesi gerekebilir.
Ancak, tüm sektörlerin yaklaşan müzakerelerden fayda sağlaması beklenmiyor. Kimyasallar sektörünün bu görüşmelerden kazanç elde etmesi öngörülmüyor.
Öte yandan, Gıda ve İçecekler ile Enerji sektörlerinin yanı sıra Demir, Çelik ve Yeşil Hidrojen endüstrilerinin artan düzenleyici kesinlik ve yeni ticaret fırsatlarından faydalanması muhtemel.
Zirvenin sonuçları, sadece İngiltere’nin AB ile ticari ilişkisini şekillendirmekle kalmayacak, aynı zamanda kilit endüstriler için stratejik ve ekonomik manzarayı da gelecekte şekillendirecek.
