BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Bu hikâyeyi dinleyin
Sam Altman, yapay zekânın iklim değişikliğini durdurmaktan uzay kolonileri kurmaya kadar “şaşırtıcı zaferler” sağlayacağını yazmıştı. OpenAI’ın başındaki Altman bu konuda yüksek beklentilere sahip olan tek teknoloji lideri değil. Microsoft’un patronu Satya Nadella’ya göre yapay zekâ “zamanımızın tanımlayıcı teknolojisi”. Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg ise yapay zekânın “bugün hayal bile edilemeyen şeylerin keşfini mümkün kılacağını” savunuyor.
Ancak bu “mucize” teknolojinin son başarısı, kaykay yapan kediler, güreşen nineler ve kafes dövüşüne çıkan Albert Einstein videoları üretmek oldu. OpenAI geçen ay Sora adlı video oluşturma uygulamasını kullanıma sunduğundan beri sosyal medya, metin komutlarıyla üretilmiş gerçeküstü videolarla dolup taştı. Meta da benzer sonuçlar veren rakip bir uygulama olan Vibes’ı piyasaya sürdü. Sora hâlâ Apple’ın indirme listesinde zirvede yer alırken, internet giderek “çöp içerik” anlamında küçümseyici bir şekilde “slop” olarak adlandırılan tuhaf yapay zekâ videolarıyla dolmaya başladı.
Video bu furyanın son halkası. Yazılı “slop”, ilk sohbet botlarıyla ortaya çıktı: Amazon’da yeni bir kitap aradığınızda karşınıza sık sık yapay zekâ tarafından üretilmiş, benzer başlıklara sahip taklitler çıkıyor. Ardından görüntü “slop”u geldi; insanlar Papa Francis’in şişme mont giydiği sahte fotoğrafları veya görselleri Studio Ghibli tarzına çeviren hayali görselleri sosyal medyada paylaştı. Ses “slop”u da çalma listelerini istila etti. Spotify, son bir yılda platformundan 75 milyon “spam” parçayı kaldırdı ve yapay zekânın “çöp içeriklerin ekosisteme sızmasını kolaylaştırdığını” söyledi.
Elbette yapay zekâ üretimi tüm içerikleri “çöp” olarak nitelendirmek haksızlık olur—Balenciaga tarzı giydirilmiş bir papa figürüne gülen ya da profil fotoğrafını Ghibli stiline çeviren çok insan vardır. Ama adı ne olursa olsun, yapay zekâ içeriklerinin tüm medya formatlarına hızla sızması, yaratıcı endüstrilerin geleceği hakkında ciddi sorular doğuruyor: Sonsuz içerik dünyasında kim kazanacak, kim kaybedecek?
En açık kazananlar, yıllardır fikirlerini hayata geçirmekte zorlanan bağımsız yaratıcılar. Instagram nasıl 15 yıl önce havalı filtrelerle herkesi “fotoğrafçı” yaptıysa, yapay zekâ da herkesi yazar, sanatçı, besteci ya da film yapımcısına dönüştürebilir. İçerik üretiminin demokratikleşmesi insanlara sadece yaratıcılık için bir çıkış alanı sunmuyor. Aynı zamanda önemli bir azınlık için geçim kapısı haline geliyor. YouTube, geçen yıl 3 milyondan fazla içerik üreticisine toplamda 32 milyar dolar ödeme yaptı. Spotify ise hak sahiplerine 10 milyar dolardan fazla telif ödedi. Yapay zekâ, sıradan insanların kendi “slop”larını üretip bundan para kazanma potansiyelini hızla büyütüyor.
Bu durum içeriğin paylaşıldığı platformlar için de kazançlı. Elbette “slop” riskler taşıyor: Spotify, düşük kaliteli içeriklerin dinleyici deneyimini bozduğunu söylüyor; OpenAI, herkesin ücretsiz video üretmesine izin vermenin beklediklerinden daha maliyetli olduğunu kabul ediyor. Yine de insanlara kolayca video (ve görsel, ses, metin) ürettirebilen araçlar sunmak, sosyal medya kullanıcılarının paylaşım sıklığının düştüğü dönemi tersine çevirmek için bir fırsat. Üstelik içerikler çok sayıda üretici tarafından üretildiğinde platformlar, az sayıdaki güçlü içerik sahibine karşı daha avantajlı. Müzik endüstrisi uzun yıllar birkaç büyük plak şirketinin egemenliğindeydi; 2017’de Spotify’daki dinlemelerin %87’si bu şirketlerden geliyordu. Ancak on milyonlarca ev yapımı şarkının yüklenmesiyle bu pay %71’e düştü. “Slop”un dikkat üzerindeki etkisi arttıkça, ana akım hak sahiplerinin pazarlık gücü azalacak.
Bu yüzden en çok endişelenenler telif hakkı sahipleri. Slop sadece izleyici ve dinleyici uğruna rekabet etmekle kalmıyor; birçok yaratıcı şirket, bu içeriklerin telif haklarını ihlal ettiğini savunuyor. Disney ve Universal, Midjourney’e dava açarken; Sony, Warner ve Universal Music de iki farklı yapay zekâ ses üreticisine dava açtı. OpenAI başlangıçta telif sahiplerinin Sora’dan çıkma hakkı olduğunu söyleyerek meseleyi hafife aldı; ancak Sinema Filmi Derneği ve diğerlerinin itirazları üzerine hızlıca “katılma” esaslı bir sisteme döndü. Yapay zekâ endüstrisinin genel yaklaşımı izin almaktan ziyade “önce yap, sonra özür dile” şeklinde. Durumu özetleyen bir Sora videosu sosyal medyada dolaşıyor: Sam Altman bir Pokémon tarlasında gülümseyerek “Umarım Nintendo bize dava açmaz,” diyor.
Slop’un zirvesi
Yine de tanınmış yaratıcılar için “slop” iki fırsat sunuyor. İlk olarak, internetin ortaya çıkardığı kullanıcı üretimi içerik selinin, popüler yıldızların dikkat çekme gücünü azalttığına dair çok az kanıt var. Hatta tam tersi geçerli. Sonsuz içerik içinde kullanıcılar en iyi materyale ulaşmak için algoritmalara güveniyor—ve çoğu zaman hep aynı birkaç isme yöneliyorlar. 2017’den bu yana Spotify’da yılda 1.000 dolardan fazla kazanan sanatçı sayısı üç katına çıktı; 5 milyon dolar kazananlar dört katına çıktı; 10 milyon dolar kazananların sayısı ise yedi kat arttı. Aynı eğilim kitap ve film endüstrilerinde de görülüyor: İçerik miktarı arttıkça, en büyük hitler daha da büyüyor. Slop’un kaybedenleri ise “zirveye çıkamayan profesyonel yaratıcılar” olacak—artık milyonlarca yeni rakiple aynı izleyici için yarışmak zorundalar.
İkinci olarak, slop yaratıcı endüstrilerde keşif süreçlerini hızlandırma şansı sunuyor. Sam Altman “etkileşimli hayran kurgusu” potansiyelinden bahsediyor; yani kullanıcıların sevdikleri karakterleri yeni bağlamlarda yeniden canlandırabilmesi. Telifli eserlerin “sloplaşması” için lisans verilmesi, hem sadık hayranları mutlu edebilir hem de yeni kitleler kazandırabilir. Nisan ayında Studio Ghibli akımı zirvedeyken Google’da “Ghibli” aramaları önceki döneme kıyasla 50 kat arttı.
Birçok yaratıcı hâlâ internetin önceki döneminden travma taşıyor: Müzik endüstrisi korsanlık yüzünden ölümden dönmüştü; YouTube yıllarca izinsiz televizyon içeriklerini yayımladı. Ancak başka bir ders çıkaranlar da var. Müzik ve televizyon sektörlerinin çoğu, yayın akışı (streaming) teknolojisinin kalıcı olacağını kabullenmeyi reddetti. İçeriklerini bu platformlarda paraya dönüştürmek için anlaşmalar yapmak yıllar aldı ve milyarlarca dolar kaybedildi. Aynı hatayı yapmamak gerekiyor. Yapay zekâ çağında gerçek şu:
Nerede slop varsa, orada para da var. ■






