BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Yapay Zeka Çağında Apple’ın Kapanıklığı Sorun OluyorÜrünler üzerindeki sıkı denetim, bir avantaj olmaktan çıkıp yük haline geldi
Apple’ın 9 Haziran’da başlayan yıllık geliştirici konferansında şirket yöneticileri, kendi evinde olmanın rahatlığıyla sahnedeydi. Cupertino’daki merkezinde, Apple işletim sistemlerinin şık bir görsel güncellemesini tanıttılar ve cihazları arasındaki uyumu daha da artıran yeni özellikleri sergilediler. “Sıvı cam” tasarımı yazılıma yeni bir parlaklık kazandırmış olabilir; ancak bu kozmetik yeniliklerin ardında işler pek yolunda gitmiyor.
Apple’ın ürünlerinin neredeyse tamamı Asya’da üretiliyor, bu da Donald Trump’ın gümrük tarifeleri nedeniyle şirketin Amerikan pazarındaki kâr marjlarını tehdit ediyor. Yazılım ekosistemi üzerindeki katı denetimi, düzenleyicilerle başını derde sokmuş durumda. “Fortnite” oyununun yapımcısı Epic Games ile uzun süren App Store davası sırasında bir yargıçla yaşanan gerilimin ardından Apple, yılda 30 milyar dolarlık uygulama gelirini tehlikeye atan bir mahkeme kararıyla karşılaştı. Ve yapay zekâ (YZ) gibi hayati bir alanda Apple bocalıyor. Şirketin hisseleri, yıl başından bu yana neredeyse beşte bir oranında düşerek, Amerika’nın en büyük beş teknoloji firması arasında en kötü performansı gösterdi.

Apple’ın yapay zekâ devrimine ayak uyduramaması köklü bir sorun. Daha ChatGPT piyasaya çıkmadan önce bile Apple geride kalmıştı. Siri, rakiplerinin sesli asistanlarına kıyasla bariz biçimde daha yetersizdi. Geçen yılki konferansta, Siri’nin farklı uygulamalardan veri çekerek karmaşık komutları yerine getirebildiği yeni bir versiyonu tanıtıldı. Ancak bu sürüm hiçbir zaman kullanıcılara ulaşmadı.
Epic Games davasında olduğu gibi, Apple’ın bu alandaki sıkıntılarının temelinde de kontrol arzusu yatıyor. Şirket, ürünlerini kişisel veri gizliliğine öncelik veren yapısıyla farklılaştırdı. Çünkü kazancını, Google ve Meta gibi reklam gelirine değil, donanım satışına dayandırıyor.
Ancak yapay zekânın yükselişi, Apple’ın bu kontrol takıntısını bir avantajdan zayıflığa dönüştürdü. Geçen yıl duyurulan plan, şirketin kendi yapay zekâ modelini doğrudan cihazlar üzerinde çalıştırarak, kişisel verilere (e-posta, mesajlar, takvim gibi) erişip görevleri yerine getirmesini ve bunu gizliliği bozmadan yapmasını öngörüyordu. Sorun şu: bir akıllı telefonda çalışan küçük bir model, bulutta çalışan çok daha güçlü bir modelle rekabet edemiyor. Apple kendi büyük dil modelini geliştirip ChatGPT, Claude veya Gemini ile yarışamaz mı? Belki. Kullanıcı verilerini işleyerek bu açığı kapatabilir. Ama bu verileri toplamama sözü verdi.
Bu nedenle artık dış destek arıyor. Siri, artık daha karmaşık soruları ChatGPT’ye yönlendirmeyi öneriyor; her seferinde kullanıcıdan izin istemesi gerekse de. Bu hafta Apple, OpenAI ile daha derin bir ortaklık açıkladı. Kullanıcı izniyle ChatGPT, ekran içeriği gibi verilere erişebilecek. Ayrıca ChatGPT, Apple’ın yazılım geliştirme araçlarına da entegre edilecek.
Bu, doğru yönde bir adım. Ancak Apple daha fazlasını yapmalı. Yapay zekâ cihazlarda ne yapabilir ne yapamaz diye karar vermek yerine, bu tercihi kullanıcılara bırakmalı. Bu yaklaşım, özellikle Tim Cook’un liderliğinde daha da pekişen Apple kontrol refleksine aykırı. Ancak açıklık, Apple’ın korktuğu kadar tehlikeli olmayabilir.
2007’de iPhone piyasaya çıktığında, Apple üçüncü tarafların uygulama geliştirmesine izin vermemişti. Ancak bu kararından döndü ve bir yıl sonra App Store’u açarak, yeni araçlar, oyunlar ve hizmetler için dev bir pazar yarattı. Apple şimdi aynı yaklaşımı yapay zekâya uygulamalı. App Store’un açılması, iPhone’u dünyanın en başarılı tüketici ürünü haline getirdi. Şimdi ise farklı YZ modellerine kapıyı açmak, Apple’ın bu unvanı koruyabilmesinin en iyi yolu.
Kaynak: The Economist