ABD Merkez Bankası (Fed) içindeki faiz indirimine dair ilk güçlü sinyal, Perşembe günü Miami Ekonomi Kulübü’nde konuşan Guvernör Christopher Waller’dan geldi. Waller, Eylül toplantısında çeyrek puanlık bir indirimi destekleyeceğini belirterek, “Önümüzdeki 3 ila 6 ay içinde buna ek indirimler bekliyorum” dedi.
Enflasyon, İstihdam ve Risk Yönetimi
Waller’ın mesajı, Fed’in karar alma süreçlerinde risk yönetimi yaklaşımının öne çıktığını gösteriyor. Çekirdek enflasyonun %2’ye yakın seyretmesi ve uzun vadeli beklentilerin sabit kalmasına işaret eden Waller, aynı zamanda işgücü piyasasındaki zayıflama ihtimalini de gerekçe gösterdi. Bu tablo, Fed’in genişleme yönünde hareket alanı olduğunu düşündürüyor.
Ancak Waller, 16-17 Eylül’deki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında büyük çaplı bir indirime henüz ihtiyaç görmediğini vurguladı. Yine de, önümüzdeki hafta açıklanacak istihdam raporunun zayıflama sinyalleri vermesi halinde “daha güçlü adımların” gündeme gelebileceğini de ekledi. Bu, Fed’in veri bağımlı kalmaya devam edeceğini ve ani yön değişimlerine açık olduğunu ortaya koyuyor.
Trump Faktörü ve Fed’in Bağımsızlığı
Waller’ın çıkışı, Washington’da Fed üzerinde artan siyasi baskının gölgesinde geldi. Hafta başında Başkan Donald Trump, Fed Guvernörü Lisa Cook’u görevden alma girişiminde bulunarak kurumun bağımsızlığını tarihte benzeri az görülmüş şekilde tartışmaya açtı. Bu hamle, yalnızca faiz politikasına yönelik baskıyı artırmakla kalmıyor; aynı zamanda Fed’in özerkliğini, piyasa güvenini ve ABD ekonomisinin uzun vadeli istikrarını ilgilendiren bir hukuk mücadelesinin de önünü açıyor.
Piyasalar İçin Mesaj
Waller’ın söylemi, piyasalar için iki yönlü bir mesaj içeriyor: kısa vadede faiz indirimlerinin başladığına dair bir güvence, orta vadede ise bu indirimlerin hızını verilerin belirleyeceğine dair bir belirsizlik. Bu durum, özellikle tahvil getirileri, dolar endeksi ve riskli varlıklar için oynaklığı artırabilir.
Sonuç olarak, Waller’ın “ölçülü indirim” yaklaşımı Fed’in temkinli ilerlemek istediğini yansıtıyor. Ancak Trump’ın artan müdahale baskısı, Fed’in bağımsızlığı ile piyasa beklentileri arasındaki dengeyi en kritik dönemeçlerinden birine taşıyor.