BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Rusya’nın işgalinden bu yana Ukrayna her yıl bir “fiyat” belirledi. Bütçe hazırlanıp açık ortaya konduktan sonra hükümet, gelirlerin harcamaları ne kadar karşılamayacağını yayımlıyor. Ardından dost ülkeler, IMF’nin de yardımıyla, aradaki farkı kapatmak için birbirini ikna ediyor. Bu yıl bu tutar 38 milyar dolar olacak; bu da Ukrayna’nın GSYH’sinin beşte birine denk geliyor.
Ancak gelecek yılın süreci normalden daha çetin geçiyor. 15 Eylül’de Ukrayna Başbakanı Yulia Svyrydenko, 50 milyar dolar gerekeceğini açıkladı. Bu rakam, şimdiye dek sadece 31 milyar dolar taahhüt eden yabancı hükümetlerin beklediğinden çok daha yüksek. Çatışmaların sürmesi Ukrayna’nın maliyesini zorlarken, yabancı siyasetçilerin ve uluslararası kurumların yardım hevesi giderek azalıyor.
Ülkenin en büyük iki destekçisi Amerika ve Avrupa Birliği. Her ikisi de üçüncü en büyük destekçi olan IMF’nin öngörülerine dayanıyor. IMF, savaşın bu yıl sona ereceğini varsaymıştı. Böyle bir senaryoda yeniden inşa ve Rusya’yı caydırma ihtiyacı kaynak gerektirecekti ama yüz binlerce erkek işine geri dönecek, savunma harcamaları azalacak ve ekonomi toparlanmaya başlayacaktı. IMF’ye göre 2027’ye gelindiğinde Ukrayna’nın bütçe açığı GSYH’nin %5’inin altına inecek ve dış desteğe çok daha az ihtiyaç duyulacaktı.
Ancak barış görüşmelerinin başarısız olmasının ardından Ukraynalı yetkililer daha fazla savaşa hazırlanmak zorunda. Svyrydenko, 2026’da savunma harcamalarını 2,8 trilyon grivnaya (68 milyar dolar) çıkarmak istiyor; bu, 169 milyar grivnalık bir artış anlamına geliyor. Günlük harcamalar da büyüyor. Geçen yıl savaşın maliyeti günde 140 milyon dolardı; bu rakam şimdi 172 milyon dolara çıktı. Hükümet gelir vergilerini artırdı ve finans kuruluşlarına ek vergiler koydu, yani sıkabileceği pek fazla kaynak kalmadı.
Donald Trump, Ukrayna’nın savaşına fon sağlamaya şüpheyle yaklaşıyor ve ülkeye yapılan Amerikan ekonomik yardımını kesti. Öte yandan Avrupa hükümetlerinin de maliyesi zaten zorlanıyor. Geçen yıldan beri çoğunlukla Rusya Merkez Bankası varlıklarından elde edilen getiriler kullanılıyor. Ancak Ukrayna’nın durumu acil hale geldikçe bu getiriler artmıyor. Bütçe açığının kapatılması bağışlarla mümkün; fakat liderler, kendi ülkelerindeki kemer sıkma ortamında bunu yapmaya isteksiz.
Bu tablo IMF’yi de rahatsız ediyor. Eylül başında Svyrydenko, 2027’de sona erecek 16 milyar dolarlık paketin yerine yeni bir kurtarma paketi talep etti. Ancak müzakerelerde pek ilerleme sağlanmadı. IMF’ye göre, Ukrayna hükümetinin 2027 sonuna kadar öngördüğünden 20 milyar dolar daha fazla harcama yapması gerekebilir. Fon, yalnızca borcunu ödeyebilecek ülkelere kredi verebilir. Daha önce Ukrayna’ya destek veren Amerika ve Avrupa artık aynı ölçüde güvence sağlamıyor.
Çatışmalar çoğu zaman cephedeki ani zaferlerden ziyade kaynakların tükenmesiyle sona erer. Ukrayna’nın kaynakları azaldıkça ve askerlerini ödeyemez hale geldikçe, müzakerelere itilme ve sonunda bir anlaşmaya varma ihtimali artıyor. Bunun istenip istenmediği bakış açısına bağlı. Trump, barış anlaşmasının mimarı olmayı umduğu için bu sonucu faydalı görebilir. Ancak Ukrayna’yı destekleyen birçok yabancı hükümet, ülkenin müzakerelere mümkün olduğunca güçlü girmesi için borç veriyordu. Onlar açısından mali nedenlerle dayatılan bir anlaşma, hem bir trajedi hem de boşa harcanmış para olur. ■