BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Ukrayna’nın yolsuzlukla mücadele sistemine darbe
Çok az milletvekili, böylesine önemli bir yasanın bu kadar hızlı bir şekilde meclisten geçirilmesini hatırlayabiliyordu. Ukrayna’nın iki ana bağımsız yolsuzlukla mücadele kurumunu savaş süresince cumhurbaşkanı tarafından atanan başsavcıya bağlayan 12414 sayılı yasa, panik içinde geçirilmiş izlenimi verdi. Tasarı, 22 Temmuz sabahı saat 08.00’de alelacele toplanan bir komisyon oturumunda ortaya kondu. Öğleden sonra ise cumhurbaşkanının imzasına sunulmak üzere hızla ilerletildi. Volodimir Zelenskiy’nin ekibi, yasayı rahatlıkla geçirecek oyu buldu: 263 kişi “evet”, sadece 13 kişi “hayır” oyu verdi. Ancak bu oylama, Ukrayna’nın en önemli yolsuzlukla mücadele reformlarını baltalayarak ülkenin geleceği üzerine gölge düşürdü.
Ukrayna, bu noktaya gelene kadar haftalardır iç muhalefete yönelik baskıların arttığı bir sürece tanıklık etti. Temmuz ayı başlarında hükümet, saygın bir dedektif olan Oleksandr Tsyvinsky’nin Ekonomik Güvenlik Bürosu’nun boş olan direktörlük pozisyonuna atanmasını engelledi. Ardından, tanınmış yolsuzlukla mücadele aktivisti Vitaliy Shabunin’in siyasi nedenlerle tutuklandığına inanılan bir olay yaşandı. Temmuz ortasında yapılan hükümet değişikliğinde ise aşırı sadık isimler terfi ettirildi, yeni bir başbakan atandı. 21 Temmuz’da ise iç güvenlik servisi ile başsavcılık, NABU (Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu) ve SAPO (Özel Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı) çalışanlarına yönelik onlarca baskın düzenledi. Bu kurumlar, 2014’teki Maidan Devrimi sonrası Batı denetiminde kurulmuştu. Söz konusu görevliler, yolsuzluk ve Rusya ile yasa dışı bağlara sahip olmakla suçlandı.
Bu rahatsız edici gelişmeler, Ukrayna’nın kaotik iç siyaseti ve rekabetçi hukuk sistemi içinde gözden kaçabilirdi. Soruşturmalar hâlen sürüyor; hedef alınan kişilerin gerçekten suçlu olup olmadığına dair elde somut deliller olmadan kesin bir yargıya varmak mümkün değil. Üstelik bazı yolsuzlukla mücadele aktivistlerinin agresif tavırları, onları toplum nezdinde yalnızlaştırdı. Ancak hükümetin, Maidan dönemi reformlarına doğrudan bir saldırı başlatma kararı, daha karanlık bir planın işlediğini düşündürüyor. Kaynaklara göre, bu yasa tasarısının kıvılcımı, NABU’nun cumhurbaşkanlığı ofisine yakın kişilere yönelik başlattığı soruşturmalar olabilir.
Zelenskiy’nin yolsuzlukla mücadele sistemine yönelik bu müdahalesi, kendi ekibi içerisinde bile şok etkisi yarattı. Bir yetkili, bu yasa tasarısının hızı ve kapsamının, eski başkan Viktor Yanukoviç döneminde protestoları yasaklayan ve onun Kiev’den helikopterle kaçmadan hemen önce yürürlüğe koyduğu 16 Ocak 2014 yasalarına benzediğini söyledi. Başka bir kaynak ise cumhurbaşkanlığı ofisinin Donald Trump’ı yanına çekmeyi başardıktan sonra oluşan fırsat anını değerlendirmek istediğini öne sürdü. “Artık odak iç düşmanlara kaydı” dedi. Ancak oylama sırasında Rada’da (parlamento) bulunan milletvekili Yaroslav Zheleznyak’a göre durum daha da netti: “Bugün 263 neşeli milletvekili yolsuzluğu yasallaştırdı,” dedi. “Mesaj basitti: sadık kaldığınız sürece ne isterseniz alabilirsiniz.”
22 Temmuz gecesi Zelenskiy, 12414 sayılı yasayı imzaladı. Oysa bu karar, Ukrayna’nın en önemli finansörlerinden biri olan Avrupa Birliği tarafından ertelenmesi yönünde baskı altındaydı. AB Genişleme Komiseri Marta Kos, yasa imzalanmadan önce sosyal medyada yaptığı paylaşımda, bu adımın Ukrayna’nın AB üyelik müzakerelerine olumsuz etki edeceğini belirtti: “NABU ve SAPO gibi bağımsız kurumlar, Ukrayna’nın AB yolculuğu için hayati öneme sahiptir” dedi. Kiev’deki G7 ülkelerinin büyükelçileri de ortak bir açıklamayla “ciddi endişelerini” dile getirdi. Ancak bu uyarıların pek bir etkisi olmadı. ■