BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
28 Ekim’de başlayan ve yüzün üzerinde kişinin ölümüne yol açan İsrail hava saldırı dizisi, Gazze’de üç haftadan kısa süredir yürürlükte olan ateşkesin ne kadar kırılgan olduğunu sert biçimde hatırlattı. İsrail, Refah yakınlarında bir askerinin öldüğü çatışmanın ardından saldırıya geçti. İsrail, ateşkesi ilk bozan tarafın yeniden Gazze Şeridi’nin yarısında kontrolü ele geçiren İslamcı Hamas olduğunu savundu. Hamas ise bu iddiayı reddederek ateşkese bağlı kaldığını söyledi.
Ertesi sabah İsrail, ateşkesin yeniden yürürlükte olduğunu açıkladı ancak Hamas’ın hâlâ 13 İsrailli rehinenin cesetlerini teslim etmediği için anlaşmayı ihlal etmeyi sürdürdüğünü vurguladı. Kırılgan barışın sürmesinin ardında büyük ölçüde Amerikan baskısı var. ABD, İsrail’in ateşkese uymasını sağlamak için bir dört yıldızlı amiralin yönetiminde “Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi” kurdu. Mesajı pekiştirmek için, ABD başkan yardımcısı ve dışişleri bakanı dâhil üst düzey yetkililer İsrail’e art arda kısa ziyaretler gerçekleştirdi.
Şu anda İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve Hamas, Gazze’nin farklı bölgelerinde bulunuyor. Yaklaşık 2 milyon Gazzeli sivilin neredeyse tamamı, Hamas’ın yeniden kamu infazları ve dayaklarla düzeni tesis ettiği bölgenin yarısında toplanmış durumda. Geriye kalan ve büyük ölçüde boşaltılmış olan diğer yarıda, çoğu İsrail’le işbirliği yapan klan üyeleri olan birkaç yüz sivil dışında kimse yok. Burada IDF, sınır boyunca bir tampon bölgeyi koruyan 20’den fazla ileri karakol zinciri kurdu. Haberi yerinde gözlemleyen muhabir, askerlerin uzun süreli bir mevzilenmeye hazırlandığını aktarıyor.
Donald Trump’ın 29 Eylül’de sunduğu 20 maddelik plana göre, bu İsrail hattı geçici olmalı. Plana göre önce sivil işlerden sorumlu olacak Filistinli teknokratlardan oluşan bir hükümet kurulacak, ardından bir Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılarak Hamas’ın silahsızlandırılmasına başlanacak. Bu aşamalar tamamlandıktan sonra İsrail, daha dar bir tampon bölgeye çekilecek.
Ancak süreç tıkanmış durumda. İsrail ile Mısır, teknokrat hükümette yer alacak “bağımsız” isimler üzerinde uzlaşamıyor. Henüz hiçbir ülke ISF’ye asker gönderme sözü vermedi. Hamas’ın silah bırakacağına dair de bir işaret yok.
Teknokratlar konusunda yakın zamanda anlaşmaya varılması bekleniyor, ancak ISF’nin geleceği belirsiz. Türkiye, bu güce asker göndermeye istekli. Ancak İsrail, Ankara’nın Hamas’a verdiği destek ve “İsrail karşıtı politikaları” gerekçesiyle Türkiye’nin katılımını veto etti.
İsrail, bunun yerine Azerbaycan ve Endonezya’nın asker göndermesini umuyor. Her iki ülke de Müslüman çoğunluğa sahip, ancak Hamas’ın siyasal İslam çizgisine karşıt konumda. Azerbaycan, uzun süredir İsrail’in stratejik ortağı: İsrail’in petrolünün çoğunu sağlıyor ve İsrail yapımı silah sistemlerini Ermenistan’la yaşadığı Karabağ savaşlarında etkin biçimde kullandı.
Endonezya, İsrail’le diplomatik ilişkilere sahip olmasa da, Devlet Başkanı Prabowo Subianto uzun yıllardır İsrailli yetkililerle temas halinde. Geçen ay Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada “Filistin devleti barış için zorunlu, ama İsrail’in güvenliği ve varlığı da tanınmalı, korunmalı ve garanti altına alınmalıdır,” dedi.
Ancak İsrailli güvenlik yetkilileri, bu ülkelerin gerçekten Hamas’ı silahsızlandıracak kadar ileri gideceklerinden şüpheli. “Ortadoğu’da daha garip şeyler oldu ama şu anda ISF’den bekleyebileceğimiz en iyi şey, ateşkesi etkin biçimde denetlemeleri olur,” diyor bir İsrailli general. “Hamas’ı silahsızlandıracak olan onlar değil; bu, Filistinlilerin kendi iç baskılarıyla gerçekleşebilir.”
İsrail güvenlik çevreleri, Hamas’ın ancak Gazze’nin yeniden imarı için yapılacak kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak bazı silahlarını bırakacağını düşünüyor. Şimdilik Gazze’de nispi bir rahatlama var: ateşkes büyük ölçüde sürüyor, yardım konvoyları yeniden giriyor. Ancak bölge hâlâ bir enkaz yığını. İsrailliler, kış bastırdığında ve Gazzeliler “yeniden inşa neden başlamadı?” diye sormaya başladığında, yeni kurulacak bir Filistin güvenlik gücünün — ISF’nin desteğiyle — Hamas’ın silahsızlanmasını denetleyebileceğini umuyor.
Bir İsrailli generalin sözleriyle:
“Eğer bu olmazsa, yeniden içeri girmek ve işi kendi başımıza bitirmek zorunda kalırız.”






