• Türkiye ile Birleşik Krallık, 20 adet Eurofighter Typhoon için 8 milyar sterlinlik anlaşmayı Ankara’da imzaladı.
• Temmuz’daki ön mutabakat ve Almanya’nın ihracat onayıyla açılan yol, filonun kısa-orta vadede modernizasyonunu hızlandırıyor.
• Katar ve Umman’dan ikinci el Typhoon’ların erken teslimi de dâhil, “köprü kapasite” planı KAAN devreye girene dek boşluğu kapatmayı hedefliyor.
Türkiye ile Birleşik Krallık, Eurofighter Typhoon savaş uçakları için kritik eşiği geçti: Ankara’daki törende 20 adet Typhoon alımına ilişkin 8 milyar sterlin (10,7 milyar dolar) tutarında anlaşma imzalandı. Bu adım, NATO müttefikleri arasında savunma bağlarını derinleştirirken Türkiye’nin hava savunma mimarisinde kısa-orta vadeli kabiliyet kazanımı sağlayacak.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Türkiye’nin 20 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağını 8 milyar sterline (10,7 milyar dolar) satın almasını öngören anlaşmayı pazartesi günü imzaladı. Bu anlaşma, NATO müttefikleri arasındaki savunma bağlarını derinleştirdi ve Türk hava savunmasını güçlendirdi. Temmuz ayında Türkiye ve İngiltere, Airbus’ın temsil ettiği Almanya, İtalya ve İspanya’nın da aralarında bulunduğu Eurofighter konsorsiyum üyeleri tarafından onaylanan 40 Typhoon için ön satın alma anlaşması imzalamıştı. Bu üretim hattında Airbus, BAE Systems ve Leonardo şirketleri yer alıyor.
Dosyanın arka planında temmuz ayında atılan iki kritik hamle vardı: Birincisi, Türkiye-İngiltere arasında 40 uçağı kapsayan ön mutabakat; ikincisi ise konsorsiyum üyesi Almanya’nın ihracat onayı. Eurofighter hattında Almanya’nın geleneksel çekinceleri, federal güvenlik konseyinin olumlu kararıyla aşıldı ve tedarik zincirinin siyasi halkası tamamlandı. Bu sayede bugünkü 20 uçaklık ilk paket, daha geniş bir çerçevenin operasyonel başlangıcı niteliği taşıyor.
Ankara’nın stratejisi iki kulvarda ilerliyor: Bir yandan F-16 modernizasyonu ve olası F-35 geri dönüş opsiyonları masada tutulurken, diğer yandan milli muharip uçak KAAN’ın olgunlaşacağı döneme dek “köprü kapasite” yaratılıyor. Bu bağlamda hükümet, Körfez’deki önceki alıcılardan Katar ve Umman envanterindeki ikinci el Typhoon’ları hızla devralma seçeneğini de masaya koydu. Erken teslim edilecek ikinci el platformlar, ilk gün etkisi yaratırken, yeni üretim blokların sevkiyatıyla birlikte filo standardizasyonu kademeli biçimde sağlanacak.
Makro çerçevede, Avrupa savunma sanayiinde kapasite sıkışıklığı ve sipariş süreleri uzarken, Birleşik Krallık açısından bu anlaşma hem üretim hatlarının doluluk oranı hem de jeopolitik etkisi bakımından öne çıkıyor. Türkiye cephesinde ise hava üstünlüğü rekabeti; Ege, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki gerilimlerle birleşerek “teknik kabiliyet + caydırıcılık” bileşenini öne taşıyor. Typhoon; hava-hava üstünlüğü, çok rollülük ve AESA radar gibi modernizasyon paketleriyle, envanterdeki F-16’ların yükünü paylaşacak ve belirli görev setlerinde üstünlük sağlayacak.
Bütçe ve takvim açısından 8 milyar sterlinlik fiyat etiketi, sadece platform gövdesini değil; eğitim, simülasyon, yedek parça, mühimmat uyarlaması, bakım-onarım ve yazılım güncellemeleri gibi “ömür döngüsü” kalemlerini de içeren geniş bir paketi işaret ediyor. Bu nedenle tedarik programının başarısı, teslimat çizelgesi kadar, sanayi katılımı ve sürdürülebilir bakım ekosistemi kurulmasına bağlı olacak. Kısa vadede ikinci el uçaklarla “hızlı kabiliyet” elde edilirken, orta vadede yeni blokların devreye girmesiyle görev kesintisizliğinin sağlanması hedefleniyor.
Bugünkü imza, “tek seferlik alım” değil, Türkiye’nin hava gücünü 2030’lara taşıyacak bir geçiş köprüsünün ilk ayağı. Filo karması (F-16 modernizasyonu + Typhoon + ileride KAAN) doğru kurgulanır, erken teslim ikinci el uçaklar akıllı bir ara çözüm olarak kullanılır ve sanayi katılımı gerçek üretim-sürdürüm kapasitelerine çevrilirse, Türkiye hem bölgesel hava üstünlüğü yarışında hem de NATO’nun güney kanadında yeniden ölçek kazanır. Bu nedenle bugün atılan imza, teknik bir satın almadan fazlası: jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde “hızlı kabiliyet + sürdürülebilir sanayi” denkleminin testidir.






