BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Suriye’den, Trump’ın İstihbarat Şefliğine Uzanan Yolculuk
2017 yılının Ocak ayında, o dönem Demokrat Parti’den Hawaii milletvekili olan Tulsi Gabbard, Suriye’ye bir “bilgi toplama” gezisi düzenledi. Ancak bu ziyaret yalnızca bir inceleme gezisi değil, aynı zamanda bir propaganda fırsatıydı. Gabbard, Beşar Esad rejiminin muhalifleri hakkında şiddet dolu hikâyeler paylaşarak, Esad’ın aslında Amerika’nın düşmanı olmadığı yönündeki görüşünü desteklemeye çalıştı.
Suriye, o yıllarda uluslararası yaptırımlara maruz kalmış, rejimin kimyasal silah kullanımı ve muhaliflere yönelik işkence politikaları nedeniyle bir parya devlet konumuna düşmüştü. Ancak Gabbard, bu bağlamda Esad’ı değil, ona karşı savaşan muhalif grupları hedef aldı. Gabbard’ın belgesel niteliğinde yayınladığı “Voices of Syria” serisi, Esad yanlısı propaganda ile bağımsız gazeteciliğin karışımı gibiydi.
Bu ziyaret sırasında, Gabbard’ın Esad rejimine yakın isimlerle yaptığı görüşmeler dikkat çekti. Örneğin, Esad’ın “uzlaşma bakanı” olarak bilinen Ali Haydar ile lüks bir otelde yaptığı toplantı, Suriye’deki savaşın gerçek yüzünü sorgulamak yerine, rejimin sunduğu anlatıyı benimseyen bir yaklaşımı yansıtıyordu.
Demokrat Parti’den Muhafazakâr Medyaya
Gabbard, yıllarca kendisini savaş karşıtı, müdahaleciliğe karşı duran bir siyasetçi olarak tanıttı. 2019’da Demokrat Parti’nin başkan adaylığı yarışına katılarak savunma bütçesini kısma ve ABD’nin dış müdahalelerini sona erdirme sözü verdi. Ancak zamanla söylemleri ve siyasi ittifakları değişti.
2022’de Demokrat Parti’den ayrılarak partinin “elitist savaş yanlısı bir grup” tarafından ele geçirildiğini iddia etti. Ardından yazdığı kitapta devletin bireyler üzerindeki kontrolünü eleştirdi ve “Büyük Birader” benzeri bir yapının ABD siyasetini yönlendirdiğini savundu.
2024 seçimlerinde Donald Trump’ı destekleyerek siyasi duruşunu tamamen değiştirdi. Tucker Carlson gibi sağcı medya figürleriyle sık sık programlara katılan Gabbard, derin devlet ve istihbarat teşkilatlarının gizli operasyonları hakkında komplo teorileri yaymaya başladı.
Trump Tarafından İstihbarat Şefi Adayı Gösterildi
Donald Trump, 2024 seçimlerini kazandıktan sonra Tulsi Gabbard’ı ulusal istihbarat direktörlüğüne (DNI) aday gösterdi. Gabbard’ın resmi olarak dört dönem kongre üyeliği ve askerî geçmişi bulunuyor. Ancak onun en büyük tartışma yaratan yönü, dış politika konusundaki uç görüşleri oldu.
Gabbard, uzun süredir ABD’nin istihbarat ve dış politika bürokrasisini hedef alıyor. CIA, FBI ve diğer istihbarat kurumlarının, ABD’yi sürekli savaş halinde tutan bir derin devletin parçası olduğunu öne sürüyor. Ayrıca, Ukrayna savaşında Washington’un politika yapıcılarını, Amerikan askeri-endüstriyel kompleksinin çıkarlarına hizmet etmekle suçluyor.
Esad ve Putin’e Yaklaşımı
Gabbard’ın en büyük eleştiriyi aldığı konulardan biri, Esad’a yönelik tutumu oldu. 2017’de Suriye’ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Esad ile iki kez görüştü ve onunla doğrudan iletişim kurmayı savundu. Ona göre, ABD’nin Suriye’deki müdahaleleri yalnızca radikal grupları güçlendirdi ve savaşın uzamasına neden oldu.
Ancak eleştirmenler, Gabbard’ın Esad’ın savaş suçlarını görmezden geldiğini belirtiyor. Örneğin, Esad rejiminin 2017’de kimyasal silah kullandığı ortaya çıktığında, Gabbard bunun kesin olarak kanıtlanmadığını öne sürerek Esad’a yönelik doğrudan eleştiriden kaçındı.
Ayrıca, Vladimir Putin’e karşı olumlu söylemleri de dikkat çekiyor. Rusya’nın Suriye’deki askeri müdahalesini, radikal gruplara karşı atılmış bir adım olarak savundu. Hatta, ABD’nin Rusya’yı yeni bir “Hitler” gibi göstermeye çalıştığını iddia ederek, Putin’e yönelik Amerikan siyasetindeki sert tutumu eleştirdi.
Hindistan ve Modi ile Yakınlaşma
Gabbard’ın siyasi dönüşümü yalnızca ABD iç siyasetiyle sınırlı kalmadı. Kongre’ye ilk Hindu üye olarak giren Gabbard, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile yakın ilişkiler geliştirdi. Modi’nin Hindu milliyetçiliğine dayalı siyasetine verdiği destek, özellikle Müslüman gruplar tarafından eleştirildi.
İstihbarat Şefi Olarak Gündemdeki İlk Görevleri
Eğer Gabbard Senato’dan onay alırsa, ilk görevlerinden biri, Trump’ın talimatları doğrultusunda istihbarat teşkilatlarında “derin devlet” unsurlarını temizlemek olacak. Trump, göreve geldikten hemen sonra imzaladığı iki başkanlık kararnamesiyle, Biden yönetimi sırasında istihbarat kurumlarında çalışan ve Trump’a muhalif olduğu düşünülen yetkililerin soruşturulmasını istedi.
Gabbard’ın göreve gelmesi, istihbarat topluluğu içinde büyük değişimlerin habercisi olabilir. Ancak onun derin devlete yönelik iddiaları ve dış politika konusundaki alışılmışın dışındaki görüşleri, onu Amerika’nın en tartışmalı istihbarat şeflerinden biri yapabilir.