BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Seçim sonrası yaptığı ilk telefon görüşmesinde (Şubat ayında) Donald Trump, Vladimir Putin ile yakınlaşmanın “büyük faydalarından” heyecanla bahsetmişti. Ancak 14 Temmuz’da sabrı taşmış gibiydi; Amerika’nın Patriot hava savunma füzeleri ve diğer silahların sevkiyatına yeniden başlayacağını ve 50 gün içinde bir barış anlaşması sağlanmazsa Rusya ile iş yapan ülkelere %100 oranında ikincil tarifeler getireceğini duyurdu. “Rusya’dan çok memnun değiliz,” dedi Trump.
Açıklama, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Washington ziyareti sırasında geldi. Fakat tipik bir Trump dokunuşu vardı: Silahlar eskisi gibi Amerika tarafından bağışlanmak yerine artık Avrupalı müttefikler tarafından satın alınacaktı. Ve Trump, bir gün sonra U dönüşünü kısmen yumuşattı; Putin’den “umudunu kestiğini” değil, sadece ondan “hayal kırıklığına uğradığını” söyledi.
Ukrayna’da, silah akışının yeniden başlayacağına dair rahatlama, ekonomik yaptırımların uygulanmasındaki 50 günlük gecikmeye dair endişelerle karıştı. Önde gelen milletvekillerinden Oleksandr Merezhko, bunu “iyi haber” diye karşıladı, fakat Putin’in bu 50 günlük ek süreyi saldırılarını artırmak için kullanacağı uyarısında bulundu. Petrol piyasaları ise etkilenmedi; çünkü bu tarifelerin Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkeleri vurabileceğine rağmen uygulanacağına dair şüpheler var. Rusya da bu tehditleri büyük ölçüde görmezden geldi.
Bu sırada Kongre’de, %500 oranında ikincil tarife öngören ayrı bir iki partili yasa tasarısı ilerleyebilir. Fakat o da Trump’a yaptırımları uygulamada geniş bir takdir yetkisi tanıyor. Başkan, gümrük vergisi kararlarında son derece değişken; defalarca yeni vergiler açıklayıp ardından bunların kısmen kaldırılması için pazarlık yaptı. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşıyla ilgili ikincil tarifeleri, Çin, Hindistan, Avrupa Birliği ve diğerlerine yönelik sürekli değişen ticaret tehditleri ve uzlaşılarıyla eşgüdümlemek onun için zor olacak.
Silahlar konusunda Trump’ın açıklaması, Ukrayna’ya füzeleri düşürmek için Patriot sistemi gibi hayati donanımların akışını güvence altına alıyor gibi görünüyor. Ancak Amerika’nın kaç Patriot bataryası ve önleyici füze sağlayacağını söylemedi, başka hangi silahların verileceğini de netleştirmedi. İlk haberler, ATACMS gibi uzun menzilli silahların da dahil olabileceğini ima etmişti. Fakat 15 Temmuz’da Trump, bunları göndermekten yana olmadığını söyledi ve Zelenski’ye Moskova’yı vurması yönünde baskı yaptığı iddialarını reddetti.
Kısacası, şüpheler bol. Bu askeri yardım, Rus kuvvetlerinin yavaş ama yıpratıcı ilerleyişini durdurmaya yetmeyebilir. Trump’ın yönetimindeki bazı kesimlerde Ukrayna’ya karşı hâlâ soğuk ya da düşmanca bir tavır var. Kongre’deki bazı “Önce Amerika” (MAGA) yanlısı isimler de bu değişikliği eleştirdi; bunun, Trump’ın Amerika’yı dış savaşların dışında tutma sözleriyle çeliştiğini söylediler. Putin’in barışa ya da ateşkese ilgi duyduğuna dair de pek kanıt yok. Trump bir kez daha U dönüşü yapabilir; nitekim son açıklamasında “kimsenin tarafında değilim” vurgusu yaptı.
Yine de Trump’ın Rusya konusundaki düşüncelerinde uzun bir yol kat ettiği görülüyor. Ukrayna’nın aylar süren diplomatik sabrı, Avrupalı müttefiklerin iltifatları, Kongre’deki şahinlerin sessiz baskısı ve Putin’in inatçılığı buna katkıda bulundu. Bir zamanlar Zelenski’yi “elinde koz yok” diye küçümseyen başkan, şimdi ona birkaç yeni koz verdi—en azından şimdilik.