BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
“Başkan Şi’ye büyük saygım var,” dedi Donald Trump geçtiğimiz günlerde. “Bence o da beni seviyor ve saygı duyuyor.” ABD Başkanı, Çinli mevkidaşıyla 30 Ekim’de Güney Kore’de yapacağı görüşmede cazibe ve kişisel karizmasına güveniyor. Bu, iki liderin 2019’dan beri ilk yüz yüze buluşması olacak ve yılın en önemli siyasi toplantısı olarak görülüyor. Piyasalar görüşmeden umutlu; 27 Ekim’de S&P 500 endeksi rekor seviyede kapandı, altın ons fiyatı 4.000 doların altına düştü. Ancak açıklanacak herhangi bir anlaşma büyük olasılıkla “barış” değil, sadece bir “ateşkes” olacak.
Son bir ay, iki süper güç için oldukça çetin geçti. Çin, 9 Ekim’de, tüketici elektroniğinden savunma sanayisine kadar her alanda kullanılan nadir toprak elementlerinin ihracatına geniş kapsamlı yeni kontroller getirdi. Buna karşılık Trump, 1 Kasım’dan itibaren yürürlüğe girecek ek yüzde 100’lük gümrük vergisi tehdidinde bulundu. Zaten yüksek olan mevcut vergiler, liman ücretleri, şirket kara listeleri ve soya fasulyesi ticaretindeki gerilimle birlikte tabloyu daha da sertleştirdi. Bu görüşmenin yapılabiliyor olması bile, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng’in Malezya’da hafta sonu yürüttüğü yoğun diplomatik çalışmanın bir sonucu.
Müzakerelerde üç farklı zorluk seviyesi bulunuyor. İlki, en kolay alan: gümrük vergileri. Bu konuda ilerleme kaydedilmesi olası çünkü mevcut vergiler iki ülke arasındaki ticareti ciddi biçimde daralttı (Çin’in ABD’ye ihracatı eylülde yıllık bazda %27 azaldı). Bessent’e göre ek yüzde 100’lük vergi tehdidi “fiilen” masadan kalktı. 10 Kasım’da yürürlüğe girmesi planlanan başka bir vergi paketi de muhtemelen ertelenecek. Ayrıca Çinli şirketlerin fentanil ticaretindeki rolü nedeniyle getirilen ek %20’lik vergi de kaldırılabilir. Temmuz ayında Trump, Çin’in “uyuşturucu akışını kontrol etmede büyük adımlar attığını” söylemişti. Tüm bu iyileşmelere rağmen Çin mallarına uygulanan efektif gümrük oranının hâlâ %20–30 civarında kalacağı öngörülüyor (kaynak: ANZ Bank).
Bu gümrük gevşemelerine karşılık olarak Çin’in büyük miktarda Amerikan soya fasulyesi almayı taahhüt etmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl 12,6 milyar dolar değerinde olan bu ticaret, Trump’ın tabanında güçlü bir desteğe sahip olan Orta Batı’daki çiftçiler için kritik önemdeydi. Çin son yıllarda alımlarını Brezilya’ya kaydırmış olsa da, yıl sonuna doğru yeniden Amerikan ürünlerine yönelmesi kaçınılmaz görünüyor.
Diğer anlaşma alanları arasında liman ücretleri ve TikTok bulunuyor. Tarafların son aylarda birbirlerine uyguladıkları liman ücretlerini geri çekmeleri, ayrıca Çin’in TikTok’un ABD versiyonunun yerel yatırımcılara devrine onay vermesi masada. Her iki adım da Şi için düşük maliyetli, Trump içinse politik getirisi yüksek hamleler olurdu.
İkinci ve daha karmaşık müzakere başlığı, mallar, fikri mülkiyet ve sermaye akışı üzerindeki kısıtlamalar. Nadir toprak elementleri burada kilit örnek. Bessent, Çin’in ihracat kontrol rejimini “yeniden gözden geçirme süreci” kapsamında bir yıl erteleyeceğini öne sürdü, ancak Pekin bu konuda henüz yorum yapmadı. Uzmanlara göre Çin bu ertelemeye karşılık, ABD’den yarı iletken ihracat kontrollerini gevşetmesini talep edecek. Yani “nadir topraklara erişim karşılığında ileri teknoloji çiplere erişim” formülü, Şi için net bir kazanım olurdu.
Üçüncü ve en zor alan ise jeopolitik. Trump, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı bitirmesini istiyor ve bu konuda Çin’in etkili olabileceğini düşünüyor. Şi ise Trump’tan Tayvan konusundaki tutumunu yumuşatmasını, belki de “bağımsızlığa karşıyız” ifadesini kamuoyuna söylemesini talep edebilir. Ancak Trump ekibi, ticaret anlaşması karşılığında Tayvan politikasının değişmeyeceğini vurguluyor. Yine de Başkan’ın öngörülemezliği, Asya’daki ABD müttefiklerini temkinli kılıyor.
Anlaşma, kolay konular üzerinden ilerlerse, Trump’ın önümüzdeki yıl Çin’e resmi bir ziyaret düzenlemesinin önü açılabilir. Taraflar için kısa vadede bir ateşkes yeterli olabilir: Çin, nadir toprak elementleri sistemini oturtmak için zaman kazanırken; ABD, karşı hamle olarak uçak parçaları veya çip tasarım yazılımlarına ihracat kısıtlaması getirmeyi değerlendirebilir.
Tarihsel olarak, ABD ile Çin arasındaki hiçbir “ateşkes” uzun ömürlü olmadı. Bu yıl yapılan geçici uzlaşılar hızla bozuldu. İki liderin son büyük anlaşması olan 2020 tarihli “birinci faz ticaret anlaşması” da şu an fiilen geçersiz durumda. ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi, Çin’in anlaşmadaki taahhütlerine “uyum göstermediğini” açıkladı. Tüm bunlar, Washington ve Pekin arasındaki yeni uzlaşının da kısa sürede çökeceğinin habercisi olabilir.







