Donald Trump ile ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell arasındaki uzun süredir devam eden gerginlik, Trump’ın ikinci başkanlık döneminde yeniden alevlendi. Trump’ın faiz indirimi çağrıları, Powell’ın bağımsızlık vurgusu ve karşılıklı açıklamalarla süren bu çekişme, zaman zaman kamuoyuna da taşındı. İşte Trump-Powell geriliminin kamuoyuna yansıyan altı önemli anı:
Nisan 2019: Fed Borsayı Engelliyor İddiası
Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Fed’in faizleri daha fazla indirmemesi nedeniyle borsanın potansiyelinin gerisinde kaldığını savundu. Trump’a göre, faizler daha da düşürülseydi, borsa çok daha yüksek seviyelerde olabilirdi. Trump, borsayı başkanlık performansının göstergesi olarak görüyordu.
Haziran 2019: “Powell’ı Ben Yarattım”
Fox Business Network’e konuşan Trump, Powell hakkında “Kimse ondan haberdar değildi, ben onu yaptım” ifadelerini kullandı. Aynı gün Powell, Fed’in bağımsız bir kurum olduğunu ve siyasi baskılardan uzak karar aldıklarını açıklamıştı.
Mart 2020: Trump, Powell’ı Görevden Alma Hakkı Olduğunu Söyledi
COVID-19 pandemisinin ilk günlerinde Trump, Powell’ı görevden alma yetkisi olduğunu öne sürdü. “Powell’ı görevden alabilirim ya da başka bir pozisyona çekip yerine başkasını getirebilirim” dedi. Trump, daha önce de 2018 ve 2019’da benzer planları değerlendirmişti.
Ekim 2024: “Fed Kararları Yazı Tura Gibi”
Chicago Ekonomi Kulübü’nde konuşan Trump, Fed Başkanlığı görevini küçümseyerek “Ayda bir işe geliyorsun, yazı tura atıyorsun ve herkes seni tanrı gibi görüyor” ifadeleriyle Powell’a göndermede bulundu.
Aralık 2024: “Eğer Dersem İstifa Eder”
Seçimi kazandıktan sonra NBC’ye konuşan Trump, Powell’ı görevden almayı planlamadığını ancak emrini verirse Powell’ın istifa edeceğini düşündüğünü belirtti. “Eğer rica edersem istifa etmez ama emredersem eder” dedi.
Nisan 2025: “Powell’ın Görevden Alınması Gecikmemeli”
Trump, Truth Social’da yaptığı açıklamada, Powell’ın görevden alınmasının artık gecikmemesi gerektiğini yazdı. Bu ifadeler, Powell’ın 2026 Mayıs’ında sona erecek olan görev süresine mi işaret ediyordu, yoksa daha erken bir müdahale mi planlanıyordu, henüz net değil. Powell ise daha önce yaptığı açıklamalarda, Trump’ın kendisini görevden alamayacağını ve yasal olarak böyle bir durumun mümkün olmadığını belirtmişti.
Trump ile Powell arasındaki bu çekişme, sadece kişisel bir gerilim olmanın ötesinde, ABD ekonomisinin yönü ve merkez bankası bağımsızlığı açısından da ciddi sonuçlar doğurabilecek bir mesele olarak önemini koruyor.