BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Ukrayna için barış anlaşmalarının etrafındaki en önemli çözülmemiş sorulardan biri güvenlik garantileri: Rusya’nın sözünü bozmayacağının ve tekrar işgal etmeyeceğinin nasıl sağlanacağı. Ukrayna için kâbus senaryosu, Rusya’nın barıştan ve yaptırımların kaldırılmasından yararlanarak ordusunu yeniden inşa etmesi, eğitmesi ve daha da güçlü bir şekilde geri dönerek saldırıyı tamamlaması. 18 Ağustos’ta Trump, Rusya’nın güvenlik garantilerini kabul ettiğini söyledi ve daha önce Rusya özel temsilcisi Steve Witkoff’un dile getirdiği “NATO’nun 5. Maddesi benzeri bir korumanın masada olduğu” iddiasını yineledi. Peki, bu pratikte ne anlama gelir?
NATO’nun karşılıklı savunmayı düzenleyen 5. Maddesi, bir üyeye yapılan saldırının tüm üyelere yapılmış sayıldığını ve her müttefikin “gerekli gördüğü şekilde” yardım edeceğini belirtir. 19 Ağustos’ta Trump, Ukrayna için NATO üyeliğini açıkça reddetti ve bu talebin Rusya için “çok aşağılayıcı” olduğunu söyledi. Trump, tıpkı Obama ve Biden gibi, Ukrayna’yı korumak için Rusya’ya karşı savaş açmayı taahhüt etmesi pek mümkün olmayan bir lider.
15 Ağustos’ta Alaska’da yapılan görüşmede Putin ve ekibinin Amerikalılara tam olarak ne söylediği de belirsiz. Detaylar önemli. 2022’de Ukrayna ile yapılan görüşmelerde Rusya, barış anlaşmasının parçası olarak Ukrayna’nın ortaklarının güvenlik garantileri vermesini kabul etmişti. Ancak Kremlin daha sonra, bu garantilerin devreye girmesini veto etmesine imkân veren bir madde ekledi. 20 Ağustos’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yapılacak herhangi bir yeni anlaşmanın bu tekliflere dayanması gerektiğini ve Çin’in garantörler arasında yer almasını şart koştuğunu açıkladı.

- Madde’den çok daha geride kalan mekanizmalar da var. Bunlardan biri, 1994’teki Budapeşte Memorandumu gibi garantiler değil, “güvence” olabilir. Amerika, Britanya ve Rusya o dönemde Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı göstermeyi ve ihlâl edilirse “danışmayı” vaat etmişti. Bunun işlemediği açık. RAND Corporation’dan Samuel Charap’a göre, ortada bir seçenek de 1975’te Amerika’nın İsrail ile imzaladığı pakt gibi olabilir: Mısır’ın ateşkesi ihlâl etmesi durumunda yaptırımların geri getirilmesi gibi telafi edici adımlar atma taahhüdü.
Bütün bunlar, Britanya ve Fransa’nın öncülük ettiği ve Ukrayna’ya asker ve savaş uçağı gönderebilecek “gönüllüler koalisyonu” meselesiyle de bağlantılı. Avustralya gibi Avrupa dışı ülkelerin de katılabileceği bu koalisyon aylardır ayrıntılı askeri planlama yapıyor; bazı ülkeler Ukrayna’da kuvvetlerini nereye konuşlandıracaklarını tartışıyor. Tartışmalı noktalardan biri Trump’ın böyle bir güce lojistik ve istihbarat desteği sağlayıp sağlamayacağı ve saldırıya uğraması durumunda devreye girme garantisi verip vermeyeceği.
Son günlerde Trump’ın bunu ima ettiği görülüyor. 18 Ağustos’ta Avrupalıların “ilk savunma hattı” olacağını, Amerika’nın da “onlara yardım edeceğini” söyledi. Ancak bunun ne anlama geldiğine dair pek ipucu vermedi. Ertesi gün, havadan destek de dahil olmak üzere yardıma hazır olduğunu yineledi: “Bizim sahip olduğumuz türden şeylere sahip olan kimse yok… Bence sorun olmayacak.” Amerika Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bu konuyu ve daha geniş güvenlik garantilerini incelemek üzere bir çalışma grubuna başkanlık ediyor. Rusya ise bu fikre kesinlikle karşı.
Trump’ın barış vizyonunun kalbinde bir çelişki yatıyor: Saldırgan taraf olan Rusya, meşruiyetini reddettiği bir devlet olan Ukrayna’ya verilecek herhangi bir güvenlik garantisine onay vermek zorunda kalacak. Buradaki bilinmez faktör Putin’in tavrı. Eğer gerçekten durma zamanı geldiğine inanırsa geri adım atabilir. Yoksa, ciddi güvenlik garantilerini Rus vetosuyla bağdaştırmanın imkânsızlığı kolayca bir çıkmaz haline gelecektir.
Bir diğer belirsizlik, Avrupa gücünün tam olarak ne yapacağı. Amaçlardan biri Ukrayna ordusunu eğitmek ve geliştirmek. Diğeri, 2022’de aceleyle ülkeden ayrılan yabancı askerlerin yeniden varlığıyla güven vermek. Ancak bu güç saldırıya uğrarsa ya da Rusya barış anlaşmasını bozup yeniden işgal ederse koalisyon nasıl karşılık verecek? Resmen savaş ilan etmek, NATO’nun 5. Maddesi’nin başka yoldan uygulanması olur. Belirsiz bir yetki ve muğlak angajman kuralları ise Rusya’yı Avrupa’nın kararlılığını test etmeye teşvik edebilir. Biden yönetiminin kaygılarından biri de, Avrupa gücünün Ukrayna’da zor durumda kalması halinde NATO’nun topraklarındaki 5. Madde’nin inandırıcılığının da zedelenmesiydi.
Uygulamada Ukrayna, yaşadığı tecrübelerden ötürü dış taahhütlere ve yabancı askerlere yalnızca sınırlı güven duyacaktır. Beyaz Saray’da konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, en nihai garantinin Ukrayna’nın kendi ordusu olduğunu kabul etti. Bu yüzden barış anlaşmasının, Rusya’nın talep ettiği gibi, ordunun büyüklüğüne ve kapasitesine sınırlama getirmemesi gerektiğini vurguladı. Zelenski ülkesini savunmasız bırakacak bir anlaşmayı imzalayamaz. Putin ise hâlâ Ukrayna’yı müttefiklerinden koparılmış, zayıflatılmış bir vasal devlete dönüştürmeye çalışıyor.