BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
2020’den bu yana yabancı askeri uçaklar Kuzey Amerika hava sahasına 95 kez yaklaştı. Bu “hava savunma tanımlama bölgesi” ihlallerinin 91’i kuzeybatıda, Alaska çevresinde gerçekleşti. Rusya ve Çin, Alaska yakınlarındaki Arktik bölgeleri giderek artan bir şekilde yokluyor; bunu hem çift kullanımlı Çin araştırma gemileriyle (bu yıl beş ziyaret) hem de Çin ve Rus sahil güvenlik, donanma ve hava kuvvetlerinin ortak devriyeleriyle yapıyorlar. En büyük şoklardan biri, geçen yıl bölgede Çin ve Rusya’ya ait nükleer kapasiteye sahip bombardıman uçaklarının görülmesiydi.
Uzak ve sert koşullara sahip Arktik uzun süre diplomatik bir sakinlik bölgesiydi. Ancak artık jeopolitik rekabetlerin sıcak noktasına dönüştü ve tıpkı soğuk savaş döneminde olduğu gibi hızla bir çatışma ihtimali bölgesi haline geliyor. Rusya’dan ve giderek artan şekilde Çin’den gelebilecek nükleer füze ve bombardıman uçuşları için en kısa rota dünyanın tepesinden, Arktik üzerinden geçiyor. Soğuk savaşın aksine bu kez mücadele sadece askeri değil, aynı zamanda ekonomik boyuta da sahip; çünkü buz tabakası eriyor. Bu yılki minimum buz örtüsü 1980’e kıyasla %39 daha azdı. Küresel ısınma, Arktik’e daha fazla gemicilik, madencilik, balıkçılık ve turizm getirecek.
Başkan Donald Trump, bölgedeki güvenlik durumundan kaygı duyduğunu söylüyor. Bu yüzden Amerika’nın Grönland’ı Danimarka’dan alması gerektiğini savunuyor ve kuzey komşusu Kanada’yı ABD’nin 51. eyaleti yapmaktan söz ederek provoke ediyor. Ancak Trump yanlış yere bakıyor. Amerika’nın Arktik’teki en ciddi güvenlik tehdidi Atlantik tarafındaki Grönland çevresinden değil, Pasifik tarafındaki Alaska’ya açılan kapılardan geliyor. Daha da kötüsü, toprak ya da mineral kazanma hevesiyle kurduğu emperyal genişleme hayalleri bu tehdide odaklanmasını engelliyor.
Amerika’nın kuzeybatı kanadını güvence altına almak için yapması gereken çok şey var. Alaska’da çok sayıda modern savaş uçağı ve askeri gücü olsa da yüzey filosu Arktik’e açılmıyor. Sahil güvenliğin bölgede yalnızca iki buz kırıcı gemisi var; Rusya’nın ise 40’tan fazlası bulunuyor. Amerika’nın Bering Boğazı’na—hayati bir geçiş noktasına—en yakın derin limanı 700 deniz milinden (1.296 km) fazla güneyde. Hava üsleri çok geride konumlanmış durumda. Hava savunma tanımlama bölgesindeki uçakları engellemek için Amerikan savaş uçaklarının çoğu zaman 1.500 deniz mili ya da daha fazla uçması ve havada defalarca yakıt ikmali yapması gerekiyor. Bu, Londra’dan havalanıp Tenerife üzerinde uçan bir uçağı kontrol etmeye benziyor.
Amerika’nın daha iyi altyapıya ihtiyacı var. Aleut Adaları’ndaki kullanılmayan Adak üssünü yeniden faaliyete geçirmeli ve Shemya’daki mevcut üssü yenilemeli. Ayrıca kuzeydeki Deadhorse havaalanını genişletmeli ve Bering Boğazı yakınındaki Nome limanındaki geliştirmeleri hızlandırmalı. Arktik’teki değişimle ilgili bilgi de büyük önem taşıyor. Trump’ın iklim değişikliği araştırmalarına yönelik bütçe kesintileri kendi kendini baltalayan bir hata.
Trump bazı faydalı adımlar attı. Önerilen Golden Dome füze savunma kalkanı başka bir işe yaramasa bile yaklaşan tehditlerin tespiti konusunda farkındalığı artıracak. Ayrıca Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile buz kırıcı gemi satın almak için yeni bir anlaşma imzaladı. Ancak savunma üretiminde bu tür işbirlikçi örnekler istisna niteliğinde. Trump çoğu zaman müttefiklerle çalışmak yerine onları kendisinden uzaklaştırıyor. NATO üyeleri, Arktik’e kıyısı olan sekiz ülkeden yedisini oluşturuyor—sekizinci ülke Rusya. Müttefikler, Arktik’in Atlantik kanadında artan Rus tehdidine karşı savunmaya yardımcı oluyor. Bu da Amerika’nın Pasifik tarafında Çin ve Rusya’yla mücadele etmesini kolaylaştırıyor.
Arktik konusunda tablo çok net: Müttefikler yük değil, güç kaynağıdır. Trump’ın Grönland ve Kanada üzerinden kurduğu Arktik kaderi hayalleri ise düpedüz saçmalık. Bu yaklaşım, müttefiklerin Arktik’teki tehlikenin yalnızca Rusya ve Çin’den değil, aynı zamanda Amerika’nın kendisinden de gelebileceğinden şüphe etmelerine yol açacaktır.





