BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Donald Trump faizlerin hızlıca düşmesini istiyor.
Aylarca başkan, faizleri çok yavaş indirdiği için ABD Merkez Bankası’nı (Fed) azarladı. Temmuz’da Fed Başkanı Jerome Powell’ı görevden alma fikriyle oynadı ama geri adım attı. Başka bir cephe ise, Federal Konut Finans Kurumu (FHFA) Başkanı Bill Pulte’nin, Fed Yönetim Kurulu üyesi Lisa Cook’un ipotek başvurularında yalan beyanda bulunduğunu iddia etmesiyle açıldı.
Bu kez başkan harekete geçti. 25 Ağustos’ta kendi sosyal medya platformu Truth Social’da paylaştığı bir mektupta Trump, Cook’u “derhal geçerli olmak üzere” görevden aldığını açıkladı. Cook ise Trump’ın böyle bir yetkisi olmadığını söyleyerek istifayı reddetti. Başkanın hamlesinin yasal zemini son derece belirsiz. Yüksek Mahkeme’nin Mayıs ayında verdiği karar, Fed yöneticilerinin yalnızca “haklı sebep” ile görevden alınabileceğini neredeyse kesinleştirmişti. Üstelik Cook hakkında herhangi bir suçlama yöneltilmedi, bırakın mahkûmiyeti. İddialar, görevine başlamadan önce verdiği evraklara ilişkin. Önceden örneği yok: hiçbir Fed yöneticisi bu nedenle görevden alınmadı.
Bu adım, Trump’ın Fed ile olan savaşında dramatik bir tırmanış anlamına geliyor. Fed, ABD hükümetinin siyasetten en fazla yalıtılmış kurumu; para politikasının bağımsız belirlenmesi için bu şekilde tasarlandı. Normal koşullarda Fed yöneticilerinin görev süreleri uzun olur ve kolayca görevden alınamazlar. Cook’un görevi 2038’e kadar devam edecek. Ancak şimdiye kadar sözlü atışmalarla sınırlı kalan süreç, artık mahkemelerde yürütülecek. Eğer Trump’a Fed yöneticilerini serbestçe görevden alma yetkisi verilirse, Amerika’da merkez bankası bağımsızlığı ciddi şekilde zedelenebilir.
Piyasalar gergin tepki verdi. Açıklamanın ardından dolar %0,3 düştü. ABD’nin büyük şirketlerini kapsayan S&P 500 endeksi vadeli işlemlerde yaklaşık %0,5 geriledi, on yıllık Hazine tahvili getirileri ise 0,04 puan yükseldi. Bu, Amerikan varlıklarının genel olarak ucuzladığını yansıtan rahatsız edici bir tablo. Ancak düşüşler şimdilik büyük değil. Yatırımcılar gelişmeyi hoş olmayan ama henüz belirleyici olmayan bir haber olarak görüyor, belki de sürecin nasıl sonuçlanacağını görmek istiyor.
Bu ayın başında Trump, iş gücü istatistiklerinde büyümenin keskin şekilde zayıfladığını gösteren revizyonların ardından, Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS) Başkanı Erika McEntarfer’i de Truth Social üzerinden görevden almıştı. Onun yerine Trump’a yakın ekonomist E.J. Antoni’yi önermişti. Henüz siyasi saiklerle veri manipülasyonu ya da faiz indirimleri gerçekleşmedi, ancak yılın başına kıyasla artık daha mümkün görünüyor. Yine de Fed’de çoğunluğu oluşturacak kadar sandalye değiştirmesi gerekiyor. Ayrıca istatistikleri hazırlayan binlerce kamu çalışanı, herhangi bir manipülasyon girişiminde alarmı çalacaktır.
Bütün bunlara rağmen, daha önce partizan olmayan kurumlar siyasetin içine çekildi ve öyle kalacak gibi görünüyor. Dahası, Trump’ın eylemleri muhtemelen kendi hedefini baltalayacak: yani hükümet ve Amerikalılar için daha düşük borçlanma maliyetlerini. Çünkü Fed yalnızca kısa vadeli faizleri kontrol ediyor; uzun vadeli faizleri tahvil piyasası belirliyor. Devasa bütçe açıkları ve siyasetin enflasyonu yüksek tutabileceği endişeleri yüzünden yatırımcılar tedirgin. 30 yıllık Hazine tahvili getirileri neredeyse %5 seviyesinde ve ekonomi yavaşlamasına rağmen yüksek kalıyor. Trump güçlü büyüme döneminde yüksek faizleri rahatsız edici bulduysa, şimdi onları zayıf büyüme ile birlikte deneyimlemek çok daha sıkıntılı olacaktır.