ABD ile Japonya Arasında Ticaret Görüşmeleri: Geçici Anlaşma Umudu, Kalıcı Sorunlar
ABD ile Japonya arasında yürütülen ticaret müzakerelerinde sona yaklaşıldığı düşünülüyor. Ancak görüşmelere yakın kaynaklara göre taraflar, kısa vadeli ve sınırlı bir anlaşmaya odaklanmış durumda. Asıl sorunlara ise ya hiç dokunulmuyor ya da ileri bir tarihe erteleniyor. Bu da, iki ülke arasında uzun vadeli ve kalıcı bir ticaret anlaşmasının yakın zamanda imzalanmasının zor olduğu anlamına geliyor.
Trump “Büyük İlerleme” Dedi, Ancak İçerik Zayıf
Geçtiğimiz hafta, ABD Başkanı Donald Trump Japon heyetiyle yaptığı görüşme sonrasında basına “Japonya ile ticaret görüşmelerinde büyük ilerleme kaydettik” açıklamasında bulundu. Bu açıklama, piyasaları kısa süreliğine rahatlatmış olsa da içerikten yoksun olması nedeniyle birçok ekonomi uzmanı tarafından temkinli karşılandı.
Trump’ın söz konusu görüşmesi, küresel ithalatlara yeni tarifeler getirmesinin ardından Japonya ile yapılan ilk yüz yüze buluşmaydı. Özellikle ABD’nin son dönemde başta otomotiv ve teknoloji olmak üzere ithalata uyguladığı yüksek vergiler, dünya çapında ticaret zincirlerini sarsmış ve küresel durgunluk korkularını artırmıştı.
En Zor Konular Rötara Uğradı
Görüşmelere yakın bir kaynak Reuters’a verdiği demeçte, şu anda hazırlanmakta olan geçici ticaret çerçevesinin, “iki ülke arasında süregelen en çetrefilli sorunlara dokunmayacağını” söyledi. Kaynağa göre, bu çerçeve ancak kısa vadeli kazanımlar içeriyor. Taraflar halen döviz kuru politikası, tarife dışı engeller ve otomotiv sektörü gibi konularda derin görüş ayrılıkları yaşıyor.
Bu da görüşmelerin “iyi gittiği” algısının aslında yüzeysel bir anlaşmayı yansıttığına işaret ediyor. Nihai bir anlaşmanın imzalanamaması ise masada ciddi bir olasılık olarak duruyor.
Otomotiv ve Vergi Krizi: Japonya’nın En Zayıf Noktası
Trump yönetimi, Japonya’dan ithal edilen ürünlere %24’e varan gümrük vergileri uygulamaya başladı. Özellikle otomotiv sektörüne yönelik %25’lik gümrük vergisi, Japonya’nın ihracat ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Japonya, ABD’ye en çok otomobil ihraç eden ülkelerden biri ve bu sektörde yaşanacak bir daralma, Japon ekonomisinde zincirleme etkiler yaratabilir.
Her ne kadar vergilerin büyük kısmı Temmuz ayının başına kadar askıya alınmış olsa da, bu durum Japonya’ya ek baskı uyguluyor. ABD tarafı bu durumu bir koz olarak kullanıyor ve Japonya’nın daha fazla taviz vermesini bekliyor.
Döviz Kuru Gerilimi de Masada
Müzakerelerde öne çıkan bir diğer hassas konu ise döviz kurları. Japon yeninin değerinin düşük kalması, Japonya’nın ihracatta rekabetçi kalmasını sağlarken, ABD’nin ticaret açığını artırıyor. Bu nedenle, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile Japon Maliye Bakanı Katsunobu Kato arasında bu hafta yapılması planlanan görüşmenin de tansiyonu yüksek geçmesi bekleniyor. Japonya Merkez Bankası BOJ’un alacağı faiz kararı ise bu görüşmeler kadar önemli.
Piyasalar da bu gerilimi hissediyor. Dolar, pazartesi günü Japon yeni karşısında değer kaybederek 140,615 seviyesine, yani son yedi ayın en düşük düzeyine indi. Bu gelişme, ABD’nin Japonya üzerindeki baskısını artırabileceği yönünde yorumlandı.
Geçici Anlaşma Ne Kadar Etkili Olabilir?
Uzmanlar, taraflar arasında çıkabilecek geçici bir anlaşmanın, hem siyasi hem ekonomik olarak simgesel değeri olacağını, ancak asıl sorunları çözmekten uzak kalacağını belirtiyor. Böyle bir çerçeve anlaşma, sadece piyasaları yatıştırmaya yönelik geçici bir hamle olabilir.
Zira şu anki süreçte ne Japonya’nın otomotiv alanında büyük taviz vermeye ne de ABD’nin döviz kuru politikalarında esnek davranmaya istekli olduğu görülüyor. Bu da gösteriyor ki, ticaret savaşlarının en önemli cephelerinden biri olan ABD-Japonya ilişkileri, hala çözülmeyi bekleyen büyük çelişkiler içeriyor.
Sonuç olarak, her ne kadar yüzeyde “ilerleme” izlenimi verilse de, ABD ile Japonya arasındaki ticaret görüşmeleri derin anlaşmazlıklarla gölgelenmiş durumda. Geçici anlaşma umut verici olabilir, ancak çözüm değil. Gerçek bir uzlaşma için tarafların daha kapsamlı, samimi ve yapısal çözümler geliştirmesi gerekiyor. Aksi halde bu görüşmeler de diğer geçici hamleler gibi zamanla anlamını yitirebilir.
