• ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, Orta Doğu’nun “ulus-devlet yerine kabilelerden oluştuğunu” söyledi.
• Uzmanlara göre bu bakış açısı, bölgenin tarihini ve modernleşme sürecini küçümseyen indirgemeci bir yaklaşım.
• Orta Doğu’da güçlü devlet gelenekleri, şehirleşme ve toplumsal kurumlar kabile yapılarından çok daha fazlasını ifade ediyor.
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, bir röportajda Orta Doğu’nun yapısına dair yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Barrack, “Orta Doğu diye bir şey yok. Orada kabileler ve köyler var. Ulus-devletler 1916’da İngilizler ve Fransızlar tarafından yaratıldı. Ama Orta Doğu öyle işlemez. Önce birey, sonra aile, köy, kabile, topluluk ve din gelir; en son ulus olur” dedi.
Ancak bu sözler, bölgeyi yalnızca kabile bağları üzerinden tanımlamanın tarihsel ve toplumsal gerçeklerle örtüşmediğini bir kez daha gündeme taşıdı.
Ulus-devlet deneyimi ve modernleşme
Orta Doğu’da, Osmanlı’dan Cumhuriyetlere ve Arap milliyetçiliğine uzanan geniş bir devlet geleneği var. Türkiye, İran, Mısır gibi ülkeler yüzyıllardır güçlü bürokratik yapılara sahip. Irak ve Suriye gibi ülkeler, her ne kadar krizlerle anılsa da, 20. yüzyıl boyunca modernleşme, şehirleşme ve ulus-devlet inşasında kayda değer adımlar attı.
Barrack’ın işaret ettiği kabile yapıları, özellikle kırsalda önemli bir unsur olsa da, Orta Doğu’nun şehir merkezlerinde gelişen eğitim, ekonomi ve kültür dinamiklerini görmezden geliyor.
Kabilelerin ötesinde toplumsal gerçek
Orta Doğu’yu yalnızca kabile yapılarıyla açıklamak, hem ulus inşa süreçlerini hem de modern vatandaşlık deneyimlerini görmezden gelmek anlamına geliyor.
- Lübnan’da siyasi sistem mezhepler üzerinden işlese de modern devlet kurumları var.
- Körfez ülkelerinde kabile bağları önemli, fakat aynı zamanda küresel finans merkezlerine ev sahipliği yapıyorlar.
- Türkiye ve İran gibi bölgesel güçler, ulus-devlet kimliğini küresel siyasette etkili biçimde kullanıyor.
Sonuç
Barrack’ın sözleri, Orta Doğu’yu anlamak için sık kullanılan “kabileler bölgesi” klişesini tekrarlıyor. Ancak bölgenin çok katmanlı yapısı, tarihsel devlet gelenekleri ve modernleşme deneyimleri, bu indirgemeci yaklaşımın ötesine işaret ediyor. Orta Doğu yalnızca kabilelerden ibaret değil; aynı zamanda ulus-devletlerin, şehirlerin ve modern toplumların da merkezi.