● Trump–Şi anlaşması: ABD, Çin mallarına uyguladığı tarifelerde yüzde 10 indirim yaptı.
● Karşılığında Pekin, fentanil üretimi ve ihracatıyla mücadelede daha sıkı önlemler almayı taahhüt etti.
● Uzmanlar, bu hamleyi “ticaret diplomasisinden çok iç politika manevrası” olarak görüyor; ABD–Çin güç dengesi yeniden şekilleniyor.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi, ticaret savaşlarının ve karşılıklı yaptırımların gölgesinde kritik bir dönemeçten geçiyor. ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşmenin ardından, Çin mallarına uygulanan gümrük vergilerini yüzde 10 oranında düşürdüğünü açıkladı. Bu indirimle birlikte ortalama tarife oranı yüzde 47’ye, en düşük tarife oranı ise yüzde 20’ye geriledi.
Trump, bu kararın gerekçesini “Çin’in fentanil ihracatını sınırlamak için attığı güçlü adımlar” olarak açıkladı. Ancak ekonomistler, bu hamlenin hem stratejik hem siyasi riskler taşıdığı konusunda hemfikir. Çünkü bu anlaşma, Washington’un yıllardır sürdürdüğü “Çin’e karşı ekonomik caydırıcılık stratejisinde” ilk büyük geri adım anlamına geliyor.
Fentanil kartı: Çin’in elindeki güçlü koz
ABD kamuoyunda fentanil krizi, sosyal bir felaket olarak görülüyor. Her yıl on binlerce Amerikalının ölümüne yol açan bu sentetik uyuşturucu, çoğunlukla Çin’de üretilen kimyasallardan elde ediliyor. Trump, seçim öncesinde “fentanili durduracağız” sloganını merkeze koymuştu.
Pekin bu kez, iki kimyasalı daha kontrol listesine alarak ihracatını sınırladı ve kara borsada dolaşan maddelere yönelik ek denetimler başlattı. ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA), 2024 raporunda fentanil saflığının belirgin biçimde azaldığını doğruladı.
Ancak bu ilerleme Trump’a büyük bir diplomatik taviz verdirdi: ABD, Çin’in en kritik taleplerinden biri olan tarife indirimi adımını attı.
Trump, “Çin bizimle birlikte çalışacak. Bu kez farklı olacak,” dedi.
Fakat geçmiş tecrübeler aksini söylüyor: Pekin, daha önceki benzer anlaşmalarda da taahhütlerini ağırdan almış, ABD’nin yaptırımlarını dengeleyecek yeni yollar bulmuştu.
Ticaret dengesi iyileşiyor ama stratejik açılar büyüyor
Trump yönetimi, son iki yılda ticaret açığını 21 yılın en düşük seviyesine indirmeyi başardı.
ABD’ye geri dönen üretim yatırımları, “Made in America” politikalarının bir kazanımı olarak öne çıkıyor. Ancak Çin, aynı süreçte nadir toprak elementleri ihracatını kısıtlayarak ABD savunma ve teknoloji sanayisine karşı stratejik baskı kurdu.
Özellikle çip üretiminde kullanılan bu minerallerin ihracatına getirilen kısıtlamalar, ABD’nin yapay zekâ ve yarı iletken hedeflerini zora soktu.
Trump–Şi anlaşmasında bu konuya da yer verildi. Pekin, “yakın zamanda uygulanan bazı nadir element kısıtlamalarını gevşeteceğini” açıkladı. Ancak Nisan 2025’te yürürlüğe giren ilk yasaklar yürürlükte kalacak. Bu da, ABD’nin stratejik bağımlılığını tam olarak çözemediği anlamına geliyor.
Tarife indirimi: Tüketici için nefes, müttefikler için rahatsızlık
Tarife indirimi, enflasyon baskısı altındaki Amerikan tüketicileri için kısa vadeli rahatlama sağlayabilir.
ABD’de son iki yılda yüksek tarifeler, özellikle elektronik, tekstil ve otomotiv ürünlerinde fiyatları yukarı çekmişti.
Yüzde 10’luk indirim, ithalat maliyetlerini kısmen hafifletecek.
Ancak bu karar, ABD’nin Meksika ve Kanada gibi yakın ticaret ortaklarında hoşnutsuzluk yarattı.
Trump, aynı anda bu iki ülkeye yönelik fentanil tarifelerini artırma tehdidinde bulunuyor.
Bu durum, Washington’un “müttefiklerine baskı, rakiplerine taviz” stratejisi izlediği yönündeki eleştirileri güçlendirdi.
TikTok, nadir elementler ve jeoekonomik denge
Trump–Şi görüşmesinde öne çıkan bir diğer başlık, TikTok’un ABD’deki geleceği oldu.
Taraflar, sosyal medya platformunun devri konusunda bir “çerçeve anlaşma”ya vardıklarını söylese de, Pekin bu anlaşmayı resmen onaylamadı.
Çin Dışişleri Bakanlığı yalnızca “uygun bir çözüm üzerinde çalışılacağını” duyurdu.
Bu çekinceli tutum, Pekin’in teknoloji şirketleri üzerindeki stratejik kontrolünü koruma isteğini yansıtıyor.
ABD tarafında ise TikTok meselesi, ulusal güvenlik ve veri bağımsızlığı çerçevesinde tartışılıyor.
Uzmanlar, bu dosyanın ABD–Çin ilişkilerinde “nadir topraklar kadar kritik bir teknoloji cephesi” haline geldiğini vurguluyor.
Piyasalar temkinli, altın yeniden güven limanı
Anlaşma haberinin ardından küresel piyasalarda sınırlı iyimserlik yaşandı.
ABD endeksleri karışık seyrederken, altın fiyatı yeniden 4.100 doların üzerine çıktı.
Piyasa analistleri, bu hareketi “kısa vadeli rahatlama, uzun vadeli belirsizlik” olarak yorumluyor.
Çünkü ABD’nin ticaret politikasında istikrar sağlanmadan, küresel yatırımcıların risk iştahı tam olarak geri dönmüyor.
ABD tahvil faizleri hafif gerilerken, Asya borsalarında “jeopolitik gerilim endeksi” üç haftanın zirvesine yükseldi.
Bu tablo, yatırımcıların ticaret uzlaşısını değil, güç rekabetinin kalıcılığını fiyatladığını gösteriyor.
Analiz: Diplomasi ile pragmatizm arasında bir sınır
Trump’ın Çin’e yönelik bu son hamlesi, bir yandan iç politika başarısı olarak sunulabilir — çünkü hem fentanil gündemini hem de enflasyon kaygılarını eşzamanlı hafifletiyor.
Ancak küresel ölçekte bu adım, ABD’nin ekonomik caydırıcılık doktrininde esneme sinyali olarak görülüyor.
Çin tarafı ise bu anlaşmayı, “yeni normal” olarak tanımlıyor:
Kriz dönemlerinde ABD ile yüzleşmek yerine, kademeli tavizlerle uzun vadeli üstünlüğü koruma stratejisi.







