OpenAI, ChatGPT’nin geliştiricisi olarak, Amazon’un bulut bilişim şirketi AWS ile 38 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Şirket, yedi yıl içinde Amazon Web Services’ten toplam 38 milyar dolarlık işlem gücü satın almayı taahhüt etti. Zarar açıklamaya devam eden yapay zekâ girişimi, son anlaşmalarla birlikte toplamda 1,5 trilyon dolar tutarında hesaplama gücü alımı için sözleşme yapmış oldu. Bu adım, Microsoft’un OpenAI üzerindeki etkisini kısmen azaltma amacı taşıyor.
Trump yönetimi, hükümetin kapalı kalması nedeniyle durdurulan gıda yardımlarının bir kısmının yeniden ödeneceğini duyurdu. İki federal mahkemenin ödeme yapılması yönünde karar vermesinin ardından, Tarım Bakanlığı 4,7 milyar dolarlık acil durum fonunu devreye sokacak. Bu miktar, Kasım ayı yardımlarının yaklaşık yarısını karşılamaya yetecek. Amerika’da 42 milyondan fazla yoksul ve engelli vatandaş bu yardımlara bağımlı durumda.
Huggies bebek bezi ve Kleenex mendil markalarının sahibi Kimberly-Clark, Tylenol ağrı kesicisinin üreticisi Kenvue’yu satın aldı. Borçlar dâhil 48,7 milyar dolar değerindeki birleşme, sağlık sektörünün son yıllardaki en büyük anlaşmalarından biri olarak görülüyor. Ancak Kenvue’nun hisseleri, Donald Trump’ın “Tylenol otizme yol açıyor” iddiasının ardından 2025 başından bu yana yaklaşık üçte bir oranında değer kaybetti.
Çek Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz ayki seçimleri kazanan milyarder Andrej Babis, aşırı sağ partilerle koalisyon kurarak yeniden başbakan olmaya hazırlanıyor. Babis’in kuracağı hükümet, SPD Partisi ve Motoristler hareketi tarafından desteklenecek. Her iki parti de ülkenin AB ve NATO üyeliğine karşı çıkıyor ve Ukrayna’ya yapılan mali yardımlara son verilmesini talep ediyor.
İsrail, geçen yıl Sde Teiman üssünde Filistinli bir tutsağa cinsel saldırı iddialarına dair görüntüleri sızdıran eski askeri hukuk müşaviri Tümgeneral Yifat Tomer-Yerushalmi’yi tutukladı. Hükümetin milliyetçi kanadı, söz konusu olayla ilgili yürütülen soruşturmaları uzun süredir eleştiriyordu. Tomer-Yerushalmi, görüntüleri “askeri hukuk sistemine karşı yürütülen dezenformasyona karşı koymak amacıyla” paylaştığını itiraf ederek geçen hafta istifa etmişti.
Microsoft, Trump yönetiminden Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki yapay zekâ veri merkezlerine Nvidia çipleri ihraç etme izni aldığını açıkladı. Şirket, 2023–2029 döneminde 15 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı taahhüt etti. Trump yönetimi, Mayıs ayında Abu Dabi’de dev bir veri merkezi kurulacağını duyurmuştu.
Son olarak, İsrail’deki Holokost Araştırma Merkezi Yad Vashem, yapay zekâ yardımıyla 5 milyon Holokost kurbanının kimliğinin tespit edildiğini bildirdi. Kurum, 70 yıldır süren arşiv taramasıyla Nazi döneminde öldürülen yaklaşık 6 milyon Yahudi’nin kaydını belgelemeye çalışıyor. Yapay zekâ ve makine öğrenimi araçlarının, 250 bin civarında yeni ismin daha tanımlanmasını sağlayabileceği belirtiliyor.

Büyük Elma’da büyük heyecan
New York City, belediye başkanlığı seçimlerinde rekor bir katılıma doğru ilerliyor. 735.000’den fazla New Yorklu erken oy kullanırken, geri kalan seçmenler salı günü sandığa gidecek. Adaylar son birkaç günü desteklerini pekiştirmekle geçirdi. Demokratların 34 yaşındaki ilerici adayı Zohran Mamdani, sivil haklar lideri Al Sharpton ile birlikte sahneye çıktı. Cumhuriyetçi aday Curtis Sliwa ise en sevdiği sandviç dükkânı olan Katz’s Delicatessen’da büyük bir kalabalığı topladı. Bağımsız aday olarak yarışan eski Demokrat vali Andrew Cuomo, New Yorklulara Donald Trump’a karşı durduğu geçmişini hatırlattı.
Başkan Trump, Mamdani’nin kazanması halinde New York’a yapılan federal fonları kesebileceğini söyledi. Trump, Cuomo’ya neredeyse açık destek verdi:
“Kötü bir Demokrat’la bir Komünist arasında kalacaksam, her zaman kötü Demokratı seçerim.”
Mamdani ise bu sözleri sosyal medyada alaya alarak paylaştı:
“Tebrikler, @andrewcuomo.”

Enerji şirketleri küresel petrol fazlasına hazırlanıyor
Salı günü, dünyanın en büyük petrol ve gaz şirketi Suudi Aramco ile İngiliz enerji devi BP, üçüncü çeyrek bilançolarını açıklayacak. Yatırımcılar, önceki çeyreğe göre küçük bir iyileşme beklese de, genel olarak temkinli bir tablo öngörüyor.
Küresel petrol talebi zayıf seyrediyor. Donald Trump’ın gümrük tarifeleri dünya genelinde GSYİH büyümesini yavaşlattı; dünyanın iki büyük ekonomisi olan ABD ve Çin yavaşlıyor; ayrıca Çin, ulaşım ve enerji altyapısını hızla elektrifikasyona geçiriyor. Buna karşın, küresel petrol arzı artmaya devam ediyor. Özellikle OPEC+ ülkeleri, pazar paylarını geri kazanmak için üretimi artırmış durumda.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2026 yılı itibarıyla günde 4 milyon varillik bir arz fazlası oluşacağını öngörüyor. Bu miktar, küresel petrol talebinin yaklaşık %4’üne denk geliyor ve fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı yaratacak.
Bu tablo karşısında OPEC+’ın en büyük üreticileri, 2026’nın ilk çeyreğinde üretim artışlarını durdurma kararı aldı. Ancak enerji devleri, yine de ucuzlayan petrol ve daralan kâr marjlarıyla geçecek bir yıla hazırlık yapıyor.


Fransa’nın bütçe çıkmazı
Fransa Parlamentosu, 2026 yılı için hükümetin hazırladığı uzlaşma bütçesini yıl sonuna kadar geçirme telaşında. Salı günü parlamentonun alt kanadı, sosyal güvenlik harcamalarını görüşmeye başlayacak. Maliye Bakanı Roland Lescure, bütçe açığını GSYİH’nin %5,4’ünden %4,7’sine düşürmek amacıyla emekli maaşları ve sosyal yardımları dondurmak istiyor.
Ancak bu plan, parlamentoda sert bir direnişle karşılaşacak. Şimdiye kadar milletvekilleri sadece yeni vergiler konusunda uzlaşabildi. Geçen hafta, Sosyalist Parti’nin 100 milyon euroyu aşan servetlere %2 asgari vergi önerisi reddedildi. Bunun yerine, Sosyalistler, bazı merkez partililer ve aşırı sağ Ulusal Birlik (Rassemblement National) milletvekillerinin oluşturduğu bir ittifak, yeni bir servet vergisini onayladı.
Yeni düzenleme, 1,3 milyon euroyu aşan toplam hane varlıklarına yılda %1 oranında vergi getiriyor. Bu vergi, değeri 1 milyon euroya kadar olan bir ana konutu muaf tutarken; araçlar, mücevherler ve “verimsiz yatırımlar” olarak tanımlanan kalemleri kapsıyor.
Eleştirmenler, bu uygulamanın Fransa’daki milyonerleri sıkıştırırken, milyarderlerin mevcut emlak vergisine kıyasla daha düşük bir oran ödeyeceğine dikkat çekiyor.

İklim değişikliğinde karamsar bir karnenin daha zamanı geldi
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), her yıl dünyanın küresel ısınmayı sınırlama çabalarına ilişkin bir değerlendirme raporu yayımlıyor. Sonuç ise neredeyse her seferinde aynı: “Daha çok çalışılmalı.” Salı günü açıklanan son raporun da bu çizgiden sapması beklenmiyor.
Geçen yıl UNEP, ülkelerin mevcut politikalarıyla devam etmesi halinde 2100 yılına kadar küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 3,1°C’ye ulaşacağını tahmin etmişti. Üstelik ülkeler, dış yardıma bağlı olmayan tüm “koşulsuz taahhütlerini” bile yerine getirseler, 2030 itibarıyla küresel CO₂ emisyonları, 2°C hedefi için gerekli seviyeden hâlâ 14 milyar ton daha yüksek olacak.
Raporda “hedeflerde kuantum sıçraması” gerektiği vurgulanmıştı. Ancak tablo tam tersi yönde gelişti: 2024 yılı, atmosferde ölçülen en yüksek CO₂ yoğunluğuna ve 1957’den bu yana en hızlı yıllık artışa sahne oldu.
Yine de küçük bir “başarı notu” var: 2025’in ilk yarısında yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik, tarihte ilk kez kömürden üretileni geçti.

Salman Rushdie’den yeni bir kurgu kitabı
Hayatının neredeyse yarısını ölüm tehdidi altında geçiren Sir Salman Rushdie, 1989’da Ayetullah Humeyni’nin fetvasıyla “Peygamber Muhammed’i aşağıladığı” iddiasıyla hedef gösterilmişti. Humeyni, Müslümanlara Rushdie’yi öldürmeyi dini bir görev olarak ilan etmişti. 2022’de düzenlenen ve neredeyse hayatına mal olan suikast girişimine rağmen Rushdie, Salı günü yayımlanan “The Eleventh Hour” (On Birinci Saat) adlı yeni öykü kitabıyla yeniden edebiyat sahnesine döndü.
Rushdie, The Economist’e verdiği röportajda, hakkında verilen fetvadan ötürü ünlü olmasının bir yönünün onu hep rahatsız ettiğini söylüyor: “İnsanlar yazdıklarımdaki mizahı görmez oldu. Şeytan Ayetleri’ne yapılan saldırı komik olmadığı için, kitabın da komik olamayacağını sandılar. Artık kimse benim yazılarımda mizah varmış gibi bahsetmiyor,” diyor.
Oysa Rushdie’ye göre mizah, baskıya karşı verilen mücadelenin en güçlü silahlarından biri. “Mizahsızlık, dar görüşlülüğün bir göstergesidir; çok az diktatör komiktir,” diye ekliyor. Yeni kitabında da dini bağnazlardan politik sahtekârlara, hatta ölümün kendisine kadar uzanan geniş bir yelpazeyi hicivle ve zekâ dolu bir dille alaya alıyor.






