BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Donald Trump, Hindistan’dan Amerika’ya gelen çoğu ürüne yüzde 50 gümrük vergisi koyma tehdidini yerine getirdi. Başkan, bu ayın başlarında yüzde 25’lik vergi uygulamıştı, ancak Hindistan’ın Rus petrolü satın almasını cezalandırmak için oranı iki katına çıkardı. Beyaz Saray, bu alımların Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını finanse etmeye yardımcı olduğunu savundu.
Minneapolis’te bir Katolik kilisesinde, öğrencilerin yeni okul yılının ilk ayinine katıldığı sırada silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda iki çocuk hayatını kaybetti, çoğu çocuk 17 kişi yaralandı. Polis, saldırganın eski bir öğrenci olduğunu ve intihar ederek öldüğünü açıkladı. FBI, saldırıyı Katolikleri hedef alan bir iç terör ve nefret suçu olarak soruşturuyor.
Nvidia’nın ikinci çeyrek kazançları yatırımcı beklentilerini aştı. Piyasa değeri 4,4 trilyon dolar olan Amerikan çip üreticisi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56 artışla yaklaşık 47 milyar dolar gelir açıkladı. Şirket, üçüncü çeyrekte gelirinin yaklaşık 54 milyar dolar olmasını beklediğini bildirdi. Geçen hafta, Nvidia dahil teknoloji hisseleri, yapay zekâ balonu endişeleriyle düşüş yaşamıştı.
Rusya, Ukrayna’ya son aylardaki en büyük insansız hava aracı saldırılarından birini gerçekleştirdi. Altı bölgede enerji ve gaz altyapısı hedef alındı. Saldırılar 100 binden fazla kişiyi elektriksiz bıraktı. Ukrayna hava kuvvetleri, 95 drondan 74’ünü düşürdüğünü açıkladı, ancak önemli gaz tesisleri zarar gördü. Enerji bakanlığı, Rusya’yı kış öncesi sivil altyapıyı hedef almakla suçladı.
Trump yönetimi, Susan Monarez’in artık Amerika’nın başlıca halk sağlığı kurumu olan Hastalık Kontrol Merkezleri (CDC) direktörü olmayacağını duyurdu. Hükümet bilim insanı olan Monarez, göreve daha bir ay bile olmadan yemin etmişti. Görevden ayrılışına yol açan koşulların yanı sıra yerine kimin geleceği henüz netlik kazanmadı.
İngiltere’de uzun vadeli devlet tahvilleri sert satışlarla karşılaştı. Yatırımcılar, yüksek kamu borcu nedeniyle endişeli. 30 yıllık devlet tahvili getirisi dört ayın en yüksek seviyesine tırmandıktan sonra bir miktar geriledi. Yatırımcılar ayrıca zayıf büyüme ve kalıcı enflasyondan da kaygı duyuyor. Artan borçlanma maliyetleri, Maliye Bakanı Rachel Reeves’in sonbahar bütçesinde mali disiplini sıkılaştırması yönünde baskı oluşturacak.
Tanzanya’nın seçim kurulu, ekim ayında yapılacak başkanlık seçiminde ülkenin ikinci büyük muhalefet partisinin adayını yarıştan men etti. Ana muhalefet partisi Chadema zaten engellenmişti; böylece Başkan Samia Suluhu Hassan sadece küçük partilerle yarışacak. 2021’de göreve gelen Hassan, iktidarını giderek pekiştiriyor. Ülkede bağımsızlıktan bu yana iktidarda olan parti hâlâ yönetimi elinde tutuyor.

Trump gölgesinde Avrupa savunması
Perşembe günü Avrupa Birliği savunma bakanları, Danimarka’nın ev sahipliğinde Kopenhag’da toplanacak. Altı aylık dönem başkanlığını yürüten Danimarka’nın çağrısıyla yapılacak zirvede Ukrayna’ya destek ve Avrupa’nın askeri hazırlıklarının güçlendirilmesi ele alınacak. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve yardımcısı Kaja Kallas’ın liderliğinde AB, NATO ile ortaklık içinde savunma sorumluluklarını artırıyor. 2024’ten bu yana AB’nin bir savunma komiseri bulunuyor: Andrius Kubilius (fotoğrafta).
Trump yönetimi bu yılın başlarında Amerika’nın Ukrayna’ya desteğini kısarken, Avrupa süreci hızlandırdı. Mayıs–Haziran döneminde Avrupa, Ukrayna’ya 10,5 milyar avro (12,2 milyar dolar) askeri yardım tahsis etti. Ancak bölünmeler sürüyor. Fransa, Almanya ve AB dışında yer alan Britanya da dâhil olmak üzere bazı ülkeler, destek veriyor. Nordik ve Baltık ülkeleri ise bu konuda daha temkinli. Macaristan ve Slovakya liderleri ise Rusya’ya yakın tavırlarıyla biliniyor. Yine de Avrupa, güvenliği geliştirmek için bu farklılıkları aşabildiğini gösterdi.


Hindistan Trump’ın tarifelerini umursamayacak mı?
Perşembe günü Hindistan, Temmuz ayına ait sanayi üretim verilerini açıklayacak. Haziranda yıllık bazda yüzde 1,9 olan üretim artışı, yüzde 1,5’e yavaşlamıştı. Perşembe günkü rakamlar, Donald Trump’ın tarifeleri Hindistan ekonomisini etkilemeye başlamadan önce ülkenin imalatçılarının gücünü gösterebilir. Trump, Ağustos ayı başında Hindistan’dan yapılan ithalata yüzde 25 gümrük vergisi koymuştu; Çarşamba günü ise bu oranı iki katına çıkardı.
Trump, Hindistan’ı cezalandırıyor çünkü ülke dünyanın en büyük Rus ham petrol alıcısı konumunda. Rusya’ya ekonomik baskı, Trump’ın Ukrayna savaşını bitirmek için kullandığı araçlardan biri. Şimdiye kadar bu vergiler Hindistan’ı Rus petrolü alımından caydırmadı. Son dönemdeki kısa bir alım düşüşünün ardından rafineriler, Ekim teslimatları için yeniden alımlara hız verdi. Görünüşe göre tarifeleri, Rusya’nın zararına ama Hindistan’ın faydasına olacak şekilde daha düşük fiyat pazarlığı yapmak için bahane olarak kullandılar.
Asıl soru şu: Hindistan’ın imalat ihracatçıları, ülkenin Rus petrolüne olan iştahının sürmesiyle birlikte gelen Amerikan tarifelerine ne kadar hazırlıklı? İşte sanayi üretim verileri bu soruya ışık tutabilir.

Fransa ve Almanya anlaşmayı öğreniyor
İki yıl önce Almanya Şansölyesi olan Olaf Scholz, Hamburg’daki ortak hükümet toplantısında Emmanuel Macron’a balık sandviç ikram etmişti. Perşembe günü ise Macron, mevcut şansölye Friedrich Merz’e çok daha görkemli bir davet sunacak: Akdeniz kıyısındaki Fransız başkanlık yazlığı Fort de Brégançon’da akşam yemeği.
İkili, ertesi gün Fransa’nın Toulon liman kentinde yapılacak ortak kabine toplantısından önce buluşacak. Scholz döneminde Fransız-Alman ilişkileri gergindi. Buna karşın Merz ve Macron, farklılıklarını aşmaya daha istekli görünüyor. Avrupa’nın rekabet gücünü artırma ve güvenliği güçlendirme gerekliliğinde hemfikirler. Ancak hâlâ Güney Amerika bloku Mercosur ile yapılacak AB ticaret anlaşmasında ayrışıyorlar: Fransa bunun çiftçiler üzerindeki etkisinden endişeli, Almanya ise ekonomik kazançlara odaklanıyor. Aynı şekilde, ortak Fransız-Alman savaş uçağı geliştirme projesi gibi askeri sanayi girişimlerinde de fikir ayrılıkları sürüyor.
Fransa hükümetinin istikrarına dair kaygılar buluşmanın üzerine gölge düşürecek. Ancak Avrupa güvenliği için kritik bir dönemde bu görüşme, kıtanın en önemli ortaklığını yeniden canlandırma fırsatı olabilir.

“Cosy crime”ın yükselişi
Richard Osman’ın dört kitaptan oluşan “Thursday Murder Club” serisi, birlikte suçları çözen dört emekliyi konu alıyor ve dünya çapında 10 milyondan fazla sattı. Nedenini görmek kolay: Hikâyeler hem komik, hem zeki, hem de yaşlanma sürecine dair gerçekçi bir bakış sunuyor; işin güzel yanlarını (öğle içkileri, başkalarının fikirlerini daha az umursamak) ve kötü yanlarını (geri kalan her şey) birlikte ele alıyor. Perşembe günü serinin ilk kitabının film uyarlaması Netflix’te prömiyer yapacak. Kadroda Dame Helen Mirren, Sir Ben Kingsley, oldukça yanlış bir seçim olan Pierce Brosnan, Celia Imrie ve en gergin hâliyle David Tennant var.
Senaryo esprili, Chris Columbus’un yönetimi ise tempolu. Film, Hollywood’un eskiden bolca sunduğu türden, eğlenceli bir orta bütçeli dramedi. Kitap hayranları, bazı yan hikâyelerin kesilmesinden, inceliklerin törpülenmesinden ve fazlaca açıklamaya dayalı hantal sahnelerden hayal kırıklığına uğrayabilir. Yine de, bir TV dizisine dönüştürülseydi ortaya çıkacak hantallık yerine böylesi daha iyi. Filmin son sahnesi ise hikâyenin devamının geleceğine işaret ediyor.