BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
- ABD-Çin Ticaret Görüşmeleri: Scott Bessent, Amerika ve Çin’in, Donald Trump ile Xi Jinping arasındaki ticaret görüşmeleri için “olumlu bir çerçeve” üzerinde anlaştığını söyledi. Amerika Hazine Bakanı, Çin’in nadir toprak mineralleri ihracat yasağını erteleyeceği ve Amerika’dan daha fazla soya fasulyesi alacağı, böylece Çin ihracatına yönelik ek %100 tarife tehdidinden kaçınılacağını belirtti.
- ABD-Kanada Gerginliği: Donald Trump, Kanada’nın Ontario eyaletinin bir reklam kampanyasına misilleme olarak Kanada mallarına uygulanan gümrük vergilerini %10 artıracağını söyledi. Cuma günü yayınlanan reklamda, 1980’lerdeki Amerika Başkanı Ronald Reagan’ın serbest ticareti savunan ses kaydı kullanılıyordu. Trump bu eylemi “düşmanca bir hareket” olarak nitelendirdi. Bu açıklama, Trump’ın Kanada ile yürüttüğü ticaret görüşmelerini sonlandırmasından iki gün sonra geldi.
- İsrail-Gazze Güvenlik Gücü: Binyamin Netanyahu, İsrail’in Gazze’deki uluslararası güvenlik gücünün bileşimine karar vereceğini ve “kabul edilemez” bulduğu ülkeleri dışlama hakkını saklı tutacağını söyledi. Amerika Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Hamas ile İsrail arasındaki ateşkesi de denetleyecek böyle bir güce gönüllü olarak asker gönderecek birkaç ülke olduğunu belirtti.
- Sudan’da İç Savaş Gelişmesi: 18 ay süren kuşatmanın ardından, Sudanlı isyancı milis gücü Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Darfur’un ana kenti el-Fashir’deki ordu karargahını ele geçirdi. Hükümet böylece ülkenin batı bölgesindeki son üssünü de kaybetmiş oldu. HDK’nın bu zaferi, Darfur’un tamamı üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmasına ve Sudan’ın fiilen parçalanmasını hızlandırmasına yol açabilir.
- Kamboçya ve Tayland Barışı: Trump, Kamboçya ve Tayland arasında genişletilmiş bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasına başkanlık etti. İki ülke Temmuz ayında “anlamsız bir sınır savaşı” yaşamıştı. Her iki ülkenin liderleri de ateşkes müzakerelerindeki rolü için Amerika Başkanı’na teşekkür etti. Kısa süre sonra Amerika, Kamboçya ve Malezya ile ticaret anlaşmaları imzaladı; Trump bu anlaşmaları “her iki ülke için de harika bir anlaşma” olarak nitelendirdi.
- Rusya’nın Kiev Saldırıları: Kiev Belediye Başkanı’na göre, Rus hava saldırıları Ukrayna’nın başkentinde üç kişinin ölümüne ve en az 32 kişinin yaralanmasına neden oldu. Saldırılar çoğunlukla kentin yerleşim bölgelerinde hasara yol açtı. Kış yaklaşırken, Rusya sivil hedeflere ve enerji altyapısına yönelik saldırılarını artırdı. Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın yalnızca geçen hafta 1.000’den fazla insansız hava aracı fırlattığını belirtiyor.
- Louvre Soygununda Gözaltı: Geçen hafta Louvre Müzesi’nde gerçekleşen ve hırsızların 88 milyon avro (102 milyon dolar) değerindeki taç mücevherlerini çaldığı soygunla bağlantılı olarak iki şüpheli tutuklandı. Paris savcılığından yapılan açıklamaya göre, bir kişi Charles de Gaulle havaalanında uçağa binmek üzereyken durduruldu. Kalan mücevherler ise Fransa Merkez Bankası’ndaki bir kasaya taşındı.

Japonya’nın ilk kadın başbakanı olan Takaichi Sanae, hafta sonu Malezya’daki bir ASEAN zirvesinde diplomatik çıkışını yaptı. Şimdi ise daha büyük bir sınavla karşı karşıya: Donald Trump, Güney Kore’ye (orada Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile buluşacak) geçmeden önce Pazartesi günü Japonya’yı ziyaret etmeye hazırlanıyor.
Takaichi’nin selefi Ishiba Shigeru, Trump ile Japon mallarına uygulanan tarifeleri düşüren bir ticaret anlaşması yapmıştı. Bu anlaşma karşılığında Japonya, Amerika’ya 550 milyar dolar yatırım yapacağına dair muğlak bir söz vermişti.
Ulusal güvenlik konusunda şahin görüşlere sahip olan Takaichi, 2022’de suikaste kurban giden Abe Shinzo’nun siyasi mirasçısı olarak görülüyor. Abe, Trump’ı golf ve iltifatlarla yanına çekmişti. Trump da Japonya’daki ziyareti sırasında Abe’nin dul eşiyle görüşmeyi planlıyor.
Bayan Takaichi, bu ortak dostluğun üzerine inşa etmeye çalışacak. Trump ile Cumartesi günü yaptığı ilk telefon görüşmesinde, Amerika ile ittifakı derinleştirmenin en önemli dış politika önceliği olduğunu söyledi. İyi niyet göstergesi olarak, Japonya’nın savunma harcamalarını artırdığını ve Amerikan doğalgazı, soya fasulyesi ve pikap kamyonları satın alma sözü verdiğini belirtti.

İki yıl önce Hong Kong’un en yüksek mahkemesi, hükümete tam evlilik eşitliğini onaylamasa bile, eşcinsel ilişkileri yasal olarak tanımanın bir yolunu sunması talimatını vermişti. Bunun için son tarih Pazartesi idi, ancak hükümet bu süreyi kaçıracak.
Eylül ayında hükümet, yasama organına, yalnızca yurt dışında yasal ortaklık kurmuş olan eşcinsel çiftlere sınırlı haklar tanıyacak bir yasa tasarısı sundu, ancak milletvekillerinin çoğu bu tasarıyı reddetti. Hükümet şimdi, eşcinsel ortaklıkları yasa yoluyla değil, “idari olarak” koruyacağını söylüyor.
Bu oldukça zayıf güvence, LGBTİ+ topluluğu için büyük bir darbe teşkil ediyor. Hong Kongluların çoğu artık eşcinsel evliliği destekliyor ve bazı milletvekilleri, tasarının Hong Kong’u Asya’nın dünya şehri (yani, hoşgörülü ve uluslararası bir yer) olarak tanıtacağını öne sürmüştü. Ancak çok daha fazlası, tasarının Çin’in “geleneksel değerlerini” yıkacağını savundu. Onlar, Hong Kong’u anakara ile daha uyumlu hale getirmek istiyorlar. Şimdilik, en azından, bu mücadeleyi onlar kazandı.

Alman ekonomisi son zamanlarda bazı kötü haberlerle karşı karşıya kaldı. Çin’in nadir toprak minerallerine yönelik ihracat kontrollerini sıkılaştırması, endüstriyel tedarik zincirlerini tehdit ediyor. Hollanda hükümetinin, ulusal güvenlik gerekçesiyle Çinli bir çip üreticisi olan Nexperia’ya el koyması ve Çin’in buna misillemesi, otomotiv sektörünün çip tedarikine yönelik bir tehdit olarak algılandı. Almanya ekonomisinin durumunu gösteren bir anket olan Ifo endeksi, Eylül ayında hızla düşmüştü. Pazartesi günü açıklanacak olan endeksin güncel verileri, bu düşüşün devam edip etmediğini gösterecek.
Ancak, iyimser olmak için bazı nedenler de var. Benzer bir anket olan PMI endeksi, Cuma günü 29 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. İmalat alt endeksi, durgunluğa işaret eden bir seviyede olsa da, istikrarını korudu. Bu arada, çip sıkıntısı başlangıçta korkulduğu kadar kötü görünmüyor. Ayrıca, son aylarda reel ücretler artıyor, bu da alışılmadık derecede mutlu olan Alman tüketicisini Noel’de yüklü harcamalar yapmaya teşvik edebilir.


Ukrayna’nın uzun menzilli füze edinme çabaları önemli engellerle karşılaştı. Perşembe günü Avrupa Birliği liderleri, dondurulmuş Rus varlıklarından sağlanan 140 milyar Avro’yu (122 milyar sterlin) Ukrayna’nın finansmanı için kullanma planı üzerinde anlaşmaya varamadı. Bu gelişme, Donald Trump’ın Ukrayna’ya Tomahawk füzeleri sağlama önerisinden geri adım atmasının hemen ardından geldi.
Bu gelişmeler, ülkenin Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky’yi Rusya’nın derinliklerindeki hedefleri vurabilecek uzun menzilli füzeler arayışında yalnız bıraktı. Zelensky, Ukrayna’nın enerji altyapısını vuran füze ve insansız hava araçlarını üreten fabrikaları hedef almak istiyor. Rusya’nın son saldırıları elektrik kesintilerine ve ısıtma kısıtlamalarına neden oldu, bu da yurt dışından 1,9 milyar dolarlık doğal gaz ithalatını zorunlu kıldı.
Bu arada, Ukrayna’nın Avrupalı destekçileri tarafından sunulan 12 maddelik barış planı üzerindeki görüşmeler devam ediyor. Müzakereler, mevcut ön cepheler boyunca bir ateşkes sağlanması üzerine odaklanmış durumda. Ancak bu, göründüğünden daha basit değil. Her iki tarafın insansız hava araçları, sabit pozisyonlarda durmayı çok tehlikeli hale getirdi. Bir zamanlar oldukça durağan olan ön cephe, sürekli değişen, şiddetli çekişmelere sahne olan belirsiz bir alana dönüştü.

Haziran 1812’de, Napolyon Bonapart’ın emriyle yarım milyon asker Rus İmparatorluğu’na doğru yürüdü. Moskova’da tam bir zafer kazanamayan Büyük Ordu (Grande Armée), kış bastırınca batıya doğru çekildi. Bu, ölümcül bir karar oldu: Ordunun neredeyse tamamı soğuktan, açlıktan ve hastalıktan hayatını kaybetti.
Ana suçlunun her zaman tifüs olduğu düşünülüyordu. Ancak bilimsel bir dergi olan Current Biology‘de yayımlanan yeni bir çalışma, durumun farklı olduğunu gösteriyor.
Bir bilim insanı ekibi, hayatını kaybeden 13 askerin dişlerinden DNA çıkardı ve bunları mikrobiyal genetik dizileri içeren bir veri tabanıyla karşılaştırdı. Sonuçlar, askerler arasındaki ölümcül ateşlere tifüsten başka patojenlerin neden olduğunu öne sürdü.
Antik DNA analizi, veba salgınlarının Britanya’ya ne zaman ulaştığı veya insanları enfeksiyona karşı korumaya yardımcı olan gen varyantlarının neler olduğu gibi geçmiş salgınlara dair bilgileri giderek altüst ediyor. Bu teknik ilerlemeye devam ettikçe, sadece tarih kitaplarını düzeltmekle kalmayacak, aynı zamanda bilim insanlarının hala dünyayı tehdit edebilen bazı mikropların evrimini anlamalarına da yardımcı olacaktır.





