BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.

Donald Trump, teknoloji firmalarının yabancı nitelikli işgücü temininde yoğun olarak kullandığı H1-B vizeleri için başvuru ücretini 100.000 dolara çıkardı. Amerika’nın ticaret bakanı Howard Lutnick, bu adımın şirketlerin “bizim işlerimizi elimizden alacak insanları getirmesini engelleyeceğini” söyledi. Karar, Amerika ile Hindistan arasındaki gerilimi artıracak. Geçen yıl verilen H1-B vizelerinin yüzde 70’ten fazlası Hindistan vatandaşlarına gitmişti.
Estonya, üç Rus savaş uçağının izinsiz hava sahasına girmesinin ardından diğer NATO ülkeleriyle istişare talebinde bulundu. NATO’ya ait savaş uçakları, Rus uçaklarını bölgeden uzaklaştırdı. Kremlin ise Rus uçaklarının “uluslararası kurallara tamamen uygun” uçtuğunu savundu. İhlal, 19 Rus insansız hava aracının Polonya hava sahasını geçtiği olayın üzerinden birkaç gün sonra yaşandı.
Cuma gecesi düzenlenen siber saldırılar Avrupa’nın en yoğun havalimanlarından bazılarında aksamalara yol açtı; Londra Heathrow, Brüksel ve Berlin’de uçuşlar gecikti ve iptal edildi. Hackerlar, check-in ve biniş sistemleri sağlayıcısı Collins Aerospace’i hedef aldı. Personel yolcuları elle işlem yapmak zorunda kaldı.
Arjantin merkez bankası, pesoyu desteklemek için son üç günde 1 milyar dolar harcadığını açıkladı. Başkan Javier Milei’nin partisinin iki hafta önce yerel seçimlerde aldığı şok yenilginin ardından para birimi dolar karşısında değer kaybetti. Milei, piyasadaki çalkantının muhalefetin yarattığı “siyasi panik”ten kaynaklandığını söyledi.
Sudan’ın Darfur bölgesinde bir camiye düzenlenen drone saldırısında 70’ten fazla kişi öldü. Sudan ordusu, bu “dehşet verici suç”tan paramiliter Hızlı Destek Kuvvetlerini sorumlu tuttu. Ordu ile bu grup arasındaki kanlı iç savaş 2023 başından bu yana sürüyor. BM, 2025’in ilk yarısında çatışmalarda yaklaşık 3.400 sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Amerikan Senatosu, geçici bütçe tasarısını geçiremedi; her iki parti de birbirinin versiyonunu engelledi. Demokratlar, Temsilciler Meclisi’nden geçen tasarıya karşı oy kullandı. Cumhuriyetçiler ise sağlık harcamalarındaki kesintileri geri alan Demokratların önerisini reddetti. Geçici bir yasa çıkarılmazsa, hükümet 30 Eylül’de fonların süresi dolduğunda kapanabilir. Senato’daki Demokratlar, Cumhuriyetçilerin kendileriyle müzakere etmesini talep ediyor.
Florida’da bir federal yargıç, Trump’ın New York Times’a karşı açtığı 15 milyar dolarlık iftira ve karalama davasını reddetti. Yargıç, uzun şikâyeti “kesinlikle uygunsuz”, “tekrarlayıcı” ve “süslü” olarak niteledi. Trump’ın davasının bir kısmı, Times muhabirlerinin onu The Apprentice programı için “keşfedildi” diye tanımlamasına dayanıyordu. Trump, zaten ünlü olduğunu öne sürmüştü. Yeniden dava açabilir, ancak yeni şikâyetin daha öz ve kısa olması gerekiyor.

Ukrayna’nın bütçe açığı
Cumartesi günü AB maliye bakanları, İngiltere, Kanada ve Ukrayna’daki mevkidaşlarını Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da gayriresmî bir toplantıda ağırlayacak. Görüşmelerde Avrupa ve müttefiklerinin jeopolitik ve ekonomik belirsizliklere nasıl karşılık verebileceği ele alınacak. Konuşulacak önemli başlıklardan biri de, yaklaşık üç buçuk yıldır süren savaşın ardından ağır baskı altında kalan Ukrayna’nın maliyesi olacak.
Bu hafta Ukrayna Başbakanı Yulia Svyrydenko, ülkesinin gelecek yılki bütçe açığını kapatabilmek için dost hükümetlerden ve IMF’den 50 milyar dolar talep edeceğini açıkladı. Bu rakam, şimdiye kadar sadece 31 milyar dolar taahhütte bulunan Ukrayna’nın ortaklarının beklentilerinin çok üzerinde. Savaş uzadıkça Ukrayna savunma harcamalarını artırmayı, diğer günlük harcamaları da karşılamayı umuyor.
Bu sırada Donald Trump ülkenin finansmanına şüpheyle yaklaşıyor, Avrupa hükümetlerinin bütçeleri de zaten zorlanıyor. Amerikan ve Avrupa desteğinin giderek daha belirsiz hâle gelmesiyle birlikte IMF, Ukrayna’nın borçlarını geri ödeme kapasitesini sorgulamaya başladı.

Kuzey Kore’nin artan saldırganlığı
Kuzey Kore, cumartesi günü göstermelik parlamentosunun genel kurul oturumunu açacak. Ülkenin diktatörü Kim Jong Un, Güney Kore’yi “birincil düşman devlet” olarak tanımlayan bir anayasa değişikliğini geçirmeye çalışabilir. Bu sembolik adım, uzlaşma ihtimalini daha da zayıflatıyor. Bay Kim son dönemde giderek daha saldırgan bir tutum sergiliyor. Geçen yıl binlerce çöp dolu balonu sınırın ötesine göndermiş, Koreler arası yol ve demiryolunun bazı bölümlerini havaya uçurmuştu.
Buna karşılık Güney Kore’nin yeni başkanı Lee Jae Myung daha uzlaşmacı bir tavır aldı. Selefi Yoon Suk Yeol tarafından Kuzey’e propaganda yayını için kurulan hoparlörleri söktürdü. Her iki tarafın da düşmanca eylemleri durdurmasını amaçlayan ve 2018’de imzalanan askerî paktı yeniden canlandırmayı umuyor. Bu anlaşma kısmen Bay Yoon döneminde askıya alınmış, ardından Kuzey Kore tarafından tamamen feshedilmişti. Bay Lee, perşembe günü yaptığı açıklamada hükümetin “diyalog için alan yaratmaya devam edeceğini” söyledi—Kuzey’den gelen yanıt soğuk olsa bile.

Rusya’nın Eurovision’a cevabı
Rusya, 2022’de Ukrayna’yı işgal ettiğinde Avrupa’nın en popüler kültürel etkinliklerinden biri olan Eurovision Şarkı Yarışması’ndan men edilmişti. Şimdi ise Kremlin, bu kitsch uluslararası şarkı yarışmasına rakip olarak kendi versiyonunu başlatıyor. “Intervision”, Sovyet döneminden kalma, kısa ömürlü bir yarışmanın yeniden canlandırılması. Cumartesi günü Moskova yakınlarında düzenlenecek yarışmada 23 ülkeden temsilciler karşı karşıya gelecek. Katılımcıların çoğu Belarus, Çin ve Venezuela gibi Rusya’nın müttefiklerinden geliyor. Ancak organizatörler, Avustralya doğumlu dans müzisyeni Vassy sayesinde Amerika’nın da temsil edileceğini söylüyor.
Vladimir Putin için bu etkinlik, Batı yaptırımlarına rağmen Rusya’nın izole olmadığını göstermek için bir fırsat. Kremlin, kültürel diplomasiyi yeni bir dünya düzeninin liderliğini üstlendiğini iddia etmek için kullanıyor. Ancak Rusların ya da başkalarının bunu izleyip izlemeyeceği belirsiz. Eurovision’un kendine özgü “kamp” ruhunu yakalaması ise pek olası görünmüyor. Ukrayna, etkinliği “saldırganlığı aklama” girişimi olarak nitelendiriyor.

Tokyo’da bayrak yarışı rekabeti
Bu yıl Dünya Atletizm turnuvalarında 100 metreyi 10 saniyenin altında koşan 35 erkek atletten 13’ü Amerikalıydı. Bu nedenle, hafta sonu Tokyo’daki Dünya Atletizm Şampiyonası’nda yapılacak 4×100 metre bayrak yarışında Amerika’nın madalyaları toplaması beklenebilir.
Ancak Amerika’nın bu yarışta ilginç biçimde kötü bir geçmişi var. 2000’den bu yana Olimpiyat altını kazanamadı; Paris’te sporcular ilk bayrak değişiminde hata yaparak yedinci oldular ve daha sonra diskalifiye edildiler. Dünya Atletizm Şampiyonaları’ndaki performansları biraz daha iyi—bu yüzyılda düzenlenen 12 yarıştan dört altın—ama yine de ülkenin atletizm gücünü yansıtmaktan uzak.
Bu hafta sonu Amerika’nın kadrosunun yıldız sprinterler Noah Lyles ve Kenny Bednarek etrafında şekillenmesi bekleniyor. En büyük rakipleri ise Oblique Seville ve Kishane Thompson’ın yer alması muhtemel Jamaika olacak. Jamaikalıların da ispatlayacak şeyleri var: Usain Bolt’un emekli olduğu 2017’den bu yana Olimpiyat veya Dünya Şampiyonası’nda 4×100 metre altını kazanamadılar.

Hafta sonu okuması: Steve Witkoff’un diplomasi eğitimi
Ocak ayında, 67 yaşındaki emlak imparatoru ve Donald Trump’ın Ortadoğu özel temsilcisi olarak yeni atanmış Steve Witkoff, Tel Aviv’e özel Gulfstream jetiyle uçtu. Amaç, dikkat çekici bir diplomatik başarıya tanıklık etmekti: İsrail ile Hamas arasında sağlanan ateşkes ve esir takası. Bu anlaşma, Witkoff’u İsrail’de bir gecede sansasyona dönüştürdü.
O iyimserlik ise çoktan kayboldu. Şimdiye kadar yalnızca bir rehine daha serbest bırakıldı. Mart ayında İsrail, ateşkesi uzatma görüşmelerini terk ederek saldırılarını yeniden başlattı. Taraflar arasında arabuluculuk yapan Körfez ülkesi Katar’da Hamas liderlerine yönelik İsrail bombardımanı, müzakere sürecinin umutsuzluğunu iyice gözler önüne serdi. Beyaz Saray’da muhabirimize konuşan Witkoff içini çekerek, “İnsanların makul davranmasını sağlamanın bu kadar zor olacağını bilmiyordum,” dedi.
Amerikan başkanları uzun zamandır dış ilişkilerde güvendikleri özel elçilere dayanır. En bilinen örnek Richard Nixon ile Henry Kissinger’dır. Ancak o ilişki strateji ve devlet yönetimine dair ortak bir kaygıya dayanıyordu. Witkoff’un rolü ise tamamen Trump’la olan kişisel dostluğuna köklü bir şekilde bağlı. İkili 1980’lerde tanıştı; o dönemde Witkoff genç bir emlak avukatıydı, Trump ise şimdiden ünlü olmuştu ve firmanın müşterisiydi. Dostlukları golf sahasında sağlamlaştı. Bugün, ikisini birleştiren noktalardan biri de milyarder olmaları.
Trump ve Witkoff birlikte, Amerikan diplomasisi tarihinde eşi görülmemiş bir doğaçlama yürüttüler. Trump, sosyal medyada düşmanlarına ve müttefiklerine gürültülü talepler yöneltti; Witkoff ise gizli müzakerelerle bu çıkışların arkasını doldurmaya çalıştı.
Witkoff, rasyonel çıkarlarını hesaplayan insanlar arasında her zaman bir anlaşma zemini olabileceği varsayımıyla hareket ediyor. Ancak Vladimir Putin, Hamas ya da Binyamin Netanyahu gibi aktörler çoğu zaman ideoloji, tarihî kırgınlık ve egolarıyla hareket ediyor.
ABD Dışişleri yetkilileri ve Ortadoğu’daki kıdemli müzakereciler, onun uzmanlar veya kendi ekibi olmadan toplantılara sık sık katılmasını alaya alıyor. Putin’le yaptığı ilk görüşmede, Rus liderin çevirmenlerinden birini Amerikan büyükelçiliği çalışanı sanmıştı.
Witkoff ise özür dilemektense, geleneksel diplomasiyi çoğu zaman “kısır ve kendi kendini baltalayan” bir süreç olarak görüyor. Ona göre devraldığı barış süreçleri, inşaat projelerinde “amatörlerle” yapılan pazarlıklara benziyor. Barış görüşmelerinde de tıpkı emlak anlaşmalarında olduğu gibi önemli olan tarafları aynı masaya oturtabilmek.
Ancak Witkoff, o masaya oturan tarafların aslında ne kadar inatçı ve uzlaşmaz olabileceklerine hazırlıklı değildi.