BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Los Angeles ve Long Beach’in ikiz limanlarının yakınındaki hareketli Torrance depolarında dolaştığınızda beklenmedik bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Danimarkalı lojistik firması Maersk’e ait onlarca elektrikli 18 tekerlekli kamyon, hızlı şarj cihazlarına bağlı durumda. Bu kamyonlar, geleneksel döner tip jeneratörlerden daha verimli ve dolayısıyla daha çevre dostu olan doğrusal jeneratörlerden elektrik çekiyor. Bu jeneratörler, bu yıl 250 milyon dolardan fazla yatırım toplayan Kaliforniyalı girişim Mainspring’in ürünü.
Şirketin başarısı, iklim teknolojileri için karanlık gibi görünen bir dönemde şaşırtıcı olabilir. Donald Trump’ın geçen ay imzaladığı One Big Beautiful Bill (OBBB) yasası, Amerika’da güneş ve rüzgar enerjisine yönelik sübvansiyonları kaldırdı. Gelecek hafta Hazine Bakanlığı, yasanın bu sektörler için ne kadar yıkıcı olacağını netleştirecek vergi yönergelerini açıklayacak. Danimarkalı deniz üstü rüzgar enerjisi geliştiricisi Orsted’in hisseleri, 11 Ağustos’ta şirketin finansmanını güçlendirmek amacıyla 9 milyar dolar sermaye artıracağını açıklamasının ardından düştü; Trump’ın bu teknolojiye olan mesafeli yaklaşımı, proje değerlemeleri üzerinde baskı yaratıyor.

Rüzgar ve güneşi bir kenara bırakırsak, diğer yeşil enerji inovasyonlarında tablo daha da parlak görünüyor. BloombergNEF’in verilerine göre, faiz oranlarının yükseldiği 2023’te iklim teknolojisi şirketlerine küresel hisse yatırımları düşüş yaşamıştı. Ancak 2025’in ilk yarısında bu yatırımlar yıllık bazda yaklaşık %60 artarak yeniden yükselişe geçti. Önümüzdeki birkaç yıl içinde yenilikçi temiz enerji teknolojilerinde yeni bir dalganın ortaya çıkacağına inanmak için iyi sebepler var.
İlk iyimserlik nedeni, garip bir şekilde, güneş ve rüzgar desteğini çekse de Cumhuriyetçilerin tercih ettiği bazı yeni enerji teknolojilerine Amerikan desteğini sağlamlaştıran OBBB yasasının kendisi. Bu yasa; doğrusal jeneratörler, jeotermal enerji, çeşitli yakıtları kullanarak elektrik üretebilen yakıt hücreleri ve yeni nükleer enerji türleri gibi alanlar için vergi kredilerini uzatıyor. Teksas merkezli, fracking (hidrolik kırma) teknikleriyle jeotermal enerji üreten Fervo’nun CEO’su Tim Latimer, yasanın şirketi için gerekli olan uzun vadeli ve iki partili siyasi güvenceyi sağladığını söylüyor.
Enerji güvenliği konusundaki siyasi kaygıların arttığı bir dönemde, bu tür teknolojiler petrol, maden veya güneş paneli ithalatına bağımlılığı azaltma avantajına sahip. Bu motivasyon, Rus gazına olan bağımlılığını bitirirken karbon salımını azaltmak isteyen Avrupa’da da güçlü.
Yeşil enerji inovasyonunun yeni dalgasının arkasındaki son itici güç ise veri merkezleri için yeterli enerji bulmakta zorlanan Amerikan teknoloji devleri. Büyük ölçekli ve çevreci enerji kullanıcılarını temsil eden Clean Energy Buyers Association’ın başkanı Rich Powell, üyelerinin “son on yılda güneş ve rüzgarı ölçeklendirmede kilit rol oynadıktan sonra artık iklim teknolojisinin yeni dalgasına yatırım yaptığını” belirtiyor. Teknoloji şirketleri özellikle yeni nükleer enerji türlerine ilgi gösteriyor; Amazon ve Google, küçük modüler reaktörler geliştiren girişimlerle anlaşmalar imzaladı.
Bu yıl hisse fiyatı %80’den fazla artan Kaliforniya merkezli Bloom Energy’nin ürettiği sabit yakıt hücreleri de bir diğer seçenek. Şirket geçen ay, teknolojisini yoğun bulut altyapısı yatırımları yapan yazılım şirketi Oracle’a tedarik etmek üzere anlaşma imzaladı. San Jose’deki dev bir veri merkezinde yakıt hücreleri, sadece daha temiz değil aynı zamanda geleneksel jeneratörlere kıyasla daha esnek ve güvenilir enerji sağlıyor. Çok geçmeden bu tür manzaralar olağan hale gelebilir.