Tedarik Zincirine Nefes: ABD, Çin Ürünlerinde Vergi Muafiyetini 1 Yıl Daha Uzattı

ABD, Çin’den ithal edilen 178 ürün için gümrük vergisi muafiyetini 2026 sonuna kadar uzattı.
Adım, Trump–Şi anlaşmasının ardından geldi; teknoloji transferi ve fikri mülkiyet soruşturması kapsamı korunuyor.
Uzatma, tedarik zinciri maliyetleri ve teknoloji ara malı fiyatlaması açısından piyasalarda yeni bir gevşeme beklentisi yaratıyor.

ABD yönetimi, Çin’in teknoloji transferi ve fikri mülkiyet uygulamalarına yönelik yürütülen soruşturma çerçevesinde daha önce tanınan gümrük vergisi muafiyetlerini bir yıl daha uzattı. 29 Kasım 2025’te sona ermesi planlanan 178 farklı kalem için istisna süresi 10 Kasım 2026’ya taşındı. Kararın takvimi kritik: Beyaz Saray’ın 1 Kasım’da duyurduğu Trump–Şi mutabakatının hemen ardından geliyor. Washington bu hamleyle hem siyasi masada ton yumuşatıyor hem de şirketlere fiyatlama ve tedarik tarafında ek nefes alanı açıyor.

USTR’nin açıklamasında, kamuoyu ve sektör temsilcilerinden gelen görüşlerin değerlendirildiği ve Başkan talimatıyla uzatma kararının resmileştiği belirtiliyor. Listede ağırlık yüksek teknolojili ara bileşenler, makine parçaları, optik-elektronik ekipmanlar ve imalat girdileri. Dolayısıyla iç piyasaya etkisi kısa vadede tüketici fiyatlarından çok şirket maliyetleri ve üretim hatlarına yansıyacak.

Piyasa açısından kritik soru basit: Bu yumuşama geçici mi, yoksa yeni bir normal mi? Gümrük muafiyetinin uzaması, Çin kaynaklı girdilere bağımlı ABD üreticileri için marj koruması anlamına geliyor. Çin tarafı ise ihracat ritmini kaybetmeden pazara erişimini sürdürüyor. Ancak mutabakat çerçevesi hâlâ teknoloji rekabeti başlığından kopuk değil. Washington, fikri mülkiyet ve inovasyon dosyasındaki baskıyı masada tutuyor; yani tansiyon düşse bile zemin kaygan.

Önümüzdeki dönemde izlenecek temel hat, bu uzatmanın ikincil dalgasının gelip gelmeyeceği: Daha fazla ürün kapsamı mı eklenecek, yoksa takvim sadece ilerletildi ve statü korunacak mı? Şimdilik tablo net; Beyaz Saray pazarı sert kırmadan ilerliyor, şirketler maliyet avantajını fiyatlara ne ölçüde aktaracak sorusu ise önümüzde duruyor.