• TCMB, 2025 yılı enflasyon tahmin aralığını %25–29’dan %31–33’e yükseltti; 2026 ve 2027 hedeflerinde değişiklik yapılmadı.
• Merkez Bankası, gıda, kira ve eğitim kaynaklı fiyat baskılarının dezenflasyonu yavaşlattığını, ancak mevcut parasal sıkılığın yeterli olduğunu belirtti.
• Çıktı açığının 2028’e kadar negatif seyretmesi bekleniyor; bu, büyüme altında fiyat istikrarı disiplini anlamına geliyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bugün yayımladığı “Enflasyon Raporu 2025-IV”, para politikasında yön değişikliğine gidilmeyeceğini, ancak enflasyon tahminlerinin yukarı revize edildiğini ortaya koydu. Rapora göre, 2025 sonunda enflasyonun %31–33 aralığında, 2026’da ise %13–19 bandında gerçekleşmesi bekleniyor.
Gıda ve Hizmet Fiyatları: Tahmin Bandının Üstüne Çıkan Enflasyon
Raporda özellikle gıda fiyatları dezenflasyon sürecini yavaşlatan temel unsur olarak öne çıkıyor. Son aylarda enflasyon verilerinin, TCMB’nin tahmin bandının üst sınırında hatta üzerinde seyretmesi, bu revizyonu kaçınılmaz hale getirdi.
Kira ve eğitim kalemlerindeki aylık ortalama %3,5 artışların da bu gecikmede etkili olduğu belirtiliyor.
TCMB, bu tabloya rağmen “mevcut para politikası sıkılığı yeterli” diyerek, faiz artırımı yerine sabır vurgusu yaptı.
Bu, önümüzdeki dönemde enflasyona paralel ölçülü faiz indirimlerinin devam edeceği mesajı olarak okunuyor.
Tahmin Aralıklarında Net Revizyon
Yeni tahmin setine göre:
- 2025 tahmin aralığı: %25–29’dan %31–33’e yükseltildi (orta nokta 27’den 32’ye çıktı).
- 2026 hedefi: %13–19 aralığı korundu, yıl sonu ara hedef %16 olarak sabit tutuldu.
- 2027 ara hedef: %9, herhangi bir değişiklik yapılmadı.
Raporda ayrıca, çıktı açığının 2028 sonuna kadar negatif kalacağı tahmini yer alıyor. Bu, ekonominin potansiyel büyümenin altında seyretmeye devam edeceği anlamına geliyor. TCMB’ye göre bu durum, talep kaynaklı enflasyon baskılarını sınırlayıcı bir faktör olacak.
Finansal Duruş ve Bilanço Planı
Raporda dikkat çeken bir diğer başlık da Merkez Bankası bilançosuna ilişkin açıklamalar oldu.
TCMB, şu anda bilançoda 260 milyar TL’lik tahvil bulunduğunu, bu tutarın toplam aktifler içinde %2 gibi düşük bir paya sahip olduğunu belirtti.
Yetkililer, vadesi yaklaşan tahvillerin yenileneceğini, ayrıca “piyasayı bozmayacak ölçüde” tahvil alımlarının planlandığını ifade etti. Bu, parasal sıkılığın sürdürülürken bilanço yönetiminde esneklik sinyali olarak değerlendiriliyor.
Şimşek’in Mesajlarıyla Uyumlu
TCMB’nin açıklamaları, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son haftalarda verdiği mesajlarla da paralel. Şimşek, “Enflasyon beklentilerinde çıpa oluşuyor, politika sabrı gerekiyor” diyerek para politikasında yön değişimi olmayacağını ima etmişti.
TCMB’nin bugünkü raporu, Şimşek’in o sözlerini kurumsal çerçeveye taşımış oldu:
“Artık 2025 için yapacak fazla bir şey kalmadı; 2026’daki sıkılık yeterli.”
Merkez Bankası’nın tahmin aralığını yukarı çekmesi, “enflasyonla mücadelede hedef sapması” değil, beklentilerin yeniden kalibrasyonu anlamına geliyor.
2025’te dezenflasyonun yavaşlayacağı kabul ediliyor, ancak 2026’dan itibaren politikada gevşeme değil, kontrollü normalleşme süreci öngörülüyor.
Bu tablo, para politikasının “enflasyonla mücadelede sabır, finansal istikrarda esneklik” dengesini koruyacağını gösteriyor.
Yani 2026’da faiz indirimleri hızlanacak, ancak TL’nin reel getirisi korunarak.
TCMB, tahmin bandını yukarı çekti ama stratejisini değiştirmedi.
Banka ara hedef olarak %9 verdiği 2027 için tahmin aralığının ne olduğunu açıklamıyor. Grafikte gösterdikleri 2026 tahmin aralığının bant genişliği piksel bazında 2027 ile aynı. Yani 2027 bandının da %6-12 belirlendiği varsayılabilir

2025 kayıp yıl, 2026 ise test yılı.
Eğer dezenflasyon gerçekten kalıcılaşırsa, Türkiye üç yıl sonra %9 hedefini yeniden gündeme alabilecek.






