- ABD, 20 milyar dolarlık anlaşma karşılığında Arjantin’in finansal sistemine fiilen “el koymaya” hazırlanıyor; 26 Ekim ara seçimleri Milei ve Arjantin varlıkları için kritik dönemeç.
- Latin Amerika’da Bolivya’nın ABD ile ilişkileri yeniden kurma kararı sonrası Washington etkisi hızla yayılıyor; Venezuela ve Kolombiya sırada.
- Asya ve Afrika hattında ise yeni bir “swap ekseni” oluşuyor: Etiyopya, dolar borçlarını yuanla değiştirmeyi tartışıyor; bu, finansal değil jeopolitik bir kırılmanın işareti.
ABD’nin Arjantin ile yaptığı 20 milyar dolarlık swap anlaşması, klasik bir likidite hamlesinden çok daha fazlası olarak okunuyor. Piyasalar, Arjantin bonolarında ve pesoda kısa vadeli bir ralli yaşarken, Şant Manukyan’ın ifadesiyle “soğanlı menemen” misali analistler de tartışıyor: Swap’ı kim yapıyor – Fed mi, Hazine mi? Ancak Washington’un bu adımı, Latin Amerika’da yeniden nüfuz tesis etme hamlesi olarak görülüyor.
26 Ekim Pazar günü yapılacak ara seçimlerde Arjantin’de milletvekillerinin yarısı, senatörlerin ise üçte biri değişecek. Bu tarih yalnızca Başkan Javier Milei için değil, ülkenin dış politik yönelimi açısından da belirleyici olacak. Çünkü Milei’nin “ABD ile tam uyum” stratejisi, hem dolarizasyon hedefini hem de IMF programlarını doğrudan etkiliyor.
Manukyan’ın analizinde dikkat çeken bir diğer başlık, Bolivya’nın 20 yıl aradan sonra ABD ile ilişkileri yeniden kurma kararı. Yeni seçilen Devlet Başkanı Paz’ın bu hamlesi, Washington’un Güney Amerika’ya “sessiz geri dönüşünü” simgeliyor. Venezuela ve Kolombiya da bu dalganın bir sonraki durağı olabilir.
Ancak asıl satranç tahtası Asya ve Afrika’da kuruluyor. Manukyan’a göre, üretim zincirleri ve pazar potansiyeli nedeniyle hiçbir Asya ülkesi Çin’i tamamen dışlayamaz; öte yandan, Pekin korkusu yüzünden ABD şemsiyesinden de kopmak istemeyecekler. Dolayısıyla ABD’nin hedeflediği küresel ekonomik ayrışma, Asya’da en uzun sürede gerçekleşecek.
Afrika ise bu ikili güç oyununda yeni merkez haline geliyor. Bloomberg’in haberine göre Etiyopya, Çin’le yaptığı görüşmelerde dolar borçlarını yuan cinsine çevirmeyi değerlendiriyor. Bu, sadece finansal bir swap değil; Batı’nın insan hakları koşullarına karşı, Çin’in “şartsız kredi” modeline yönelişin göstergesi.
Sonuç olarak, swaplar artık sadece para politikası aracı değil, küresel bloklaşmanın yeni cephesi. ABD dolarının hâkimiyeti tartışılırken, “küresel güney” hangi tarafa geçeceğine karar vermek zorunda.






