Stablecoin Tehdidi: Dijital Paranının Gölgede Büyüyen Sistemik Riski

Stablecoin’ler başlangıçta kripto dünyasının küçük bir parçasıydı; yatırımcıların volatil piyasa içinde kısa süreli güvenli liman olarak kullandığı dijital varlıklar olarak görülüyordu. Ancak son yıllarda hacimlerinin hızla büyümesi, bu token’ların artık küresel finans sistemi üzerinde ciddi etkiler yaratabilecek bir ölçeğe ulaştığını gösteriyor.

Stablecoin ihraççıları büyük miktarlarda ABD Hazine tahvili alarak tahvil piyasalarında önemli bir oyuncuya dönüşmüş durumda. Bu durum bir yandan likidite sağlarken, diğer yandan sistemik bir bağımlılık yaratıyor: Stablecoin’lerde yaşanacak toplu bir çıkış dalgası, rezerv satışları üzerinden ABD tahvillerinde baskı yaratabilir ve bu baskı küresel faizleri, likiditeyi ve risk iştahını zincirleme şekilde etkileyebilir.

Daha büyük sorun ise rezervlerin şeffaf olmaması. Birçok stablecoin ihraççısı varlık kompozisyonu konusunda sınırlı bilgi veriyor veya yeterince likit olmayan enstrümanlara dayanıyor. Bu durum, yatırımcı güvenini zayıflatırken kripto tabanlı bir “bank run” riskini güçlendiriyor.

Regülasyon eksikliği, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ek bir tehdit oluşturuyor. Bu ülkelerde stablecoin kullanımı, yerel para birimlerinden dolar benzeri dijital varlıklara kayışı hızlandırarak para politikası etkinliğini ve sermaye kontrolünü zayıflatabilir. Merkez bankalarının para egemenliği açısından bu durum giderek büyüyen bir risk olarak görülüyor.

Tüm bu nedenlerle stablecoin’lerin genişlemesi, yalnızca kripto piyasaları için değil; geleneksel bankacılık sektörü, tahvil piyasaları ve merkez bankaları için de giderek artan ölçekte “sistemik bir risk” kaynağı hâline geliyor.