Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine günler kala Pekin’den Washington’a okkalı mesaj: “Küresel barışı tehdit eden ülke ABD’dir.” Çin Dışişleri’nin açıklamasında, ABD’nin Asya-Pasifik’teki askeri varlığı, Panama Kanalı üzerindeki nüfuz arayışları, siber saldırı iddiaları ve yarı iletken ticaretinde ateşkesi ihlaller tek tek sayıldı.
Askeri varlık = gerilim
Pekin’e göre ABD, Güney Çin Denizi başta olmak üzere Asya-Pasifik’te askeri varlığıyla barış ortamını dinamitleyen taraf. “Bölgeye güvenlik değil, tehdit taşıyor” ifadesi özellikle vurgulandı.
Ekonomi cephesinde ateşkes krizi
Çin, çip ve yarı iletkenlerde ABD’nin koyduğu kısıtlamaları “ticari ateşkese ihanet” olarak nitelendirdi. Misilleme tehdidi gündemde, fakat Pekin bu dosyayı ŞİÖ’de kolektif gündem haline getirmeye hazırlanıyor.
Panama Kanalı ve küresel semboller
Çinli yetkililer, ABD’nin Panama Kanalı üzerinden “hakimiyet kurma” çabasını Latin Amerika’ya da yayılan bir baskı politikası olarak resmetti. Bu mesaj doğrudan Washington’un arka bahçesi saydığı bölgeye verilmiş oldu.
Siber gölgeler
Ayrıca Pekin, Amerikan istihbaratının Çin altyapısına yönelik siber saldırılar düzenlediğini ileri sürdü. Bu başlık, dijital güvenliği ŞİÖ ajandasına taşımak için kullanılıyor.
Piyasalar ne okuyor?
Bu sert açıklama, ABD-Çin arasında teknoloji ve ticaret dosyalarının kolay kolay yumuşamayacağını teyit ediyor. Kripto ve yarı iletken hisselerinde oynaklık sürerken, dolar-yuan hattında jeopolitik risk primi artıyor.
Özetle: Zirve öncesi Pekin sahneyi hazırlıyor. ABD’yi “barışı bozan hegemon” ilan ederek ŞİÖ masasında liderlik iddiasını büyütüyor. Washington’un tepkisi sertleşirse, bu dosya sadece Güney Çin Denizi değil, Panama’dan Asya’ya uzanan geniş bir cepheye yayılacak gibi görünüyor.