BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Zamanlama daha kötü olamazdı. 15 Ağustos’ta yapılması planlanan Donald Trump ile Vladimir Putin arasındaki kritik Alaska zirvesinden günler önce, Rus güçleri Ukrayna’nın savunma hattını yardı. Ukrayna’nın kalesi sayılan Pokrovsk’un kuzeyindeki çıkış bölgesinde askerler panik ve kafa karışıklığını bildirildi.
- Tugay’dan bir subay olan “Shtyk”, Ukrayna’nın hâlâ düşmanın tam olarak nerede olduğunu çözmeye çalıştığını söylüyor. Ona göre asıl yarma 10 kilometreden fazla ilerledi ve önemli bir ikmal yolunu kesti. “Kama henüz genişlemedi ama moral bozucu bir durum,” diyor Shtyk. “Savunma inşa edilmesinde başarısızlık oldu.” Olay yerine seçkin birlikler sevk edilmiş durumda, bu nedenle Ukrayna muhtemelen yakında ilerlemeyi kontrol altına alacak.
Ama bu saldırı dalgası, Rusya’nın savaşı sürdürme niyetinde olduğunu askerlerin gözünde kesinleştirdi. Askerler, Amerikan başkanının bundan yanlış ders çıkaracağından; Ukrayna’nın zayıf değil, Rusya’nın kana susamış olduğu gerçeğini gözden kaçıracağından endişe ediyor. 30. Tugay’da bir drone komutanı olan “Deputy” şöyle diyor: “Ukraynalı askerler her zaman düşmanın şartlarına dayalı kötü bir barışa karşı çıkacaktır.” Bir ateşkes olursa, “üniformamı asıp bir daha giymek istemem. Beş yıl sonra tekrar seferberlik bürolarına gitmek zorunda kalmamak için.”
Üç buçuk yıldır süren savaşta cephedeki askerler yorgun, liderliğe yönelik eleştiriler artıyor. Ancak herkes, Alaska zirvesi öncesinde Amerikan liderlerinin dile getirdiği “toprak takası” fikrinin kabul edilemez olduğu konusunda hemfikir. 56. Tugay’da bir bölük komutanı olan “Boar” (domuz) geri çekilmenin, düşen silah arkadaşlarına ihanet olacağını söylüyor. Yakınlarda Chasiv Yar çevresinde, Ukrayna’nın yıllardır Rus saldırılarına karşı dar bir şeridi elinde tuttuğu siperlerde üç hafta geçirdikten sonra yeni dönmüş. Rusya’nın hâlâ dalgalar halinde asker yolladığını, her bir Ukraynalıya karşı belki on askeri kaybettiğini belirtiyor. Piyade askeri Vasyl ise daha da sert konuşuyor: “Trump burada olsaydı, ona Rus savaş gemisine ne yapılacağını söylerdim,” diyerek savaşın ilk günlerinde Ukraynalı sınır muhafızlarının Rus donanmasına verdiği meşhur küfürlü cevabı hatırlatıyor.
Trump’ın zirvesinin üzerinde belirsizlik bulutları dolaşıyordu. Masada ne Volodimir Zelenski’ye, ne de Ukrayna’nın Avrupalı müttefiklerine yer oldu. Gündemde ateşkes vardı, ancak The Economist’in edindiği bilgiye göre görüşmeler daha öteye gidecekti. Muhtemel alanlardan biri, Amerika ile Rusya arasında diplomatik ve ticari ilişkilerin daha derin bir şekilde normalleşmesi, yaptırımların kaldırılmasını da kapsıyordu. Bir diğer konu da, enerji dahil olmak üzere Arktik bölgesinde iş birliği.
Temmuz ayında Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki gizli görüşmelerde kayda değer ilerleme kaydedilmiş, taraflar uzun süredir olmadığı kadar yakınlaşmıştı. Sonra Trump, Putin’e sabrını yitirdi ve savaşı durdurmazsa “felç edici” yaptırımlar uygulamakla tehdit etti. Bu tutum, emekli bir Amerikan generali ve başkanlık elçisi olan Keith Kellogg’un etkisini yansıtıyor gibiydi.
Ama Beyaz Saray’daki başka bir kanat farklı bir vizyon benimsiyor. Trump’ın uzun süredir emlak alanındaki ortağı olan ve özel elçi olarak atadığı Steve Witkoff, 6 Ağustos’ta Moskova’ya habersiz bir ziyaret gerçekleştirdi. Görünüşe göre, Ukrayna açısından çok daha kabul edilemez tekliflerde bulundu.

Bay Witkoff, Amerika ile Rusya arasında büyük çaplı bir anlaşmadan yana. Onun müzakerelere katılımı genellikle Ukrayna’nın aleyhine oldu. Ayrıca bu süreç beceriksizlikle damgalandı. Haberlere göre, Putin’in “Donbas’taki Ukrayna kontrolündeki toprakların Rusya’ya devri karşılığında başka yerlere saldırmama sözü” teklifini, yani toprak karşılığında söz alma önerisini anlamadı. Putin’in, Ukrayna’nın birliğini parçalamaya yönelik “tavizler” sunma alışkanlığı vardı
Bir şekilde, Rusya’nın işgal ettiği toprakların tanınması yönündeki tartışmalar, Rusya’ya daha fazlasının verilmesi konuşmasına dönüştü. Takas fikri geçen yıldan beri gündemdeydi; o zaman Ukrayna kuvvetleri Rusya’nın Kursk bölgesinde mevziler tutuyordu. Ancak Ukrayna o zamandan beri Kursk’un neredeyse tamamını kaybetti ve bu öneri geçerliliğini yitirdi. Yine de bu “zombi” fikir Washington’da yaşamaya devam ediyordu. Kaynaklar, Ukrayna’nın son tekliflerinin, herhangi bir toprak devrinden önce tam bir ateşkes olması gerektiğinde ısrar ettiğini söylüyordu. Aksi takdirde, “Pandora’nın kutusu” açılmış olur.
13 Ağustos’ta Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in başkanlık ettiği, Zelenski ve Trump’ın da katıldığı Avrupalı liderlerin çevrim içi zirvesi, bu baskıya karşı birleşik bir cephe oluşturmayı hedefledi. Avrupalılar, her türlü müzakere öncesinde bir ateşkesin sağlanması gerektiği, Ukrayna’nın masada yer alması ve herhangi bir anlaşmada güvenlik garantileri verilmesi konusunda mutabık kaldı. Merz, Trump’ın “büyük ölçüde” Avrupa ve Ukrayna’nın tutumlarını paylaştığını söyledi, ancak hangilerini paylaşmadığı belirsiz kaldı. Yine de Ukrayna’nın müttefikleri, Amerikan başkanının Zelenski’nin yerine getirmesi zor olacak toprak takaslarında ısrar etmesinden endişe ediyor. Son günlerde Trump, Rusya’nın işgalinden dolayı Ukrayna liderini suçlama alışkanlığına geri döndü.
Doğu cephesinde ise manşetleri okumaya zaman yok. Buradaki hayat farklı kaygılar getiriyor, diyor askerler. “Boar” son üç haftasını hayatta kalmaya çalışarak, tek gözü açık uyuyup mevzisine sürünerek yaklaşan bir sonraki Rus grubunu kollayarak geçirmiş. Trump’ın isteklerinin hiçbir otoritesi olmadığını söylüyor: “Otorite, silah arkadaşlarım demektir. Ateş altındayken 300 kişiyi siperden taşıyan Sasha demektir…Düşen yoldaşlarımızın mezarlarını işaretleyen haç sıraları demektir. Biz bunu nasıl öylece verebiliriz?” ■