2025 Temmuz ayındaki FED toplantısında piyasaların yönü üç temel unsur tarafından belirlendi: faiz kararı, karar metni ve Jerome Powell’ın konuşması.
Faiz kararı beklentilere paralel şekilde sabit tutuldu. Bu nedenle piyasada bir sürpriz etkisi yaratmadı. Ancak 34 paragraflık faiz karar metni, özellikle ilk iki paragrafıyla dikkat çekti.
İlk paragrafta Haziran ayında kullanılan “istikrarlı büyüme” ifadesi çıkarıldı; yerine “ekonomik faaliyetler yılın ilk yarısında yavaşladı” cümlesi kondu. Bu ifade, piyasada ekonomik yavaşlamanın resmileştiği şeklinde yorumlandı. Ancak iş gücü piyasasına dair ifadeler korunarak işsizlik oranının düşük, istihdam koşullarının güçlü ve enflasyonun hâlen yüksek olduğu vurgulandı.
İkinci paragrafta ise tarifelerle ilgili ekonomik belirsizliğin yeniden yükseldiği net bir biçimde belirtildi. Önceki ay “azalmış olsa da yüksek” olarak tanımlanan belirsizlik, bu metinde doğrudan “yüksek” olarak ifade edildi. Bu dil değişikliği, piyasa tarafından şahin duruşun teyidi olarak algılandı.
Öte yandan, iki FED üyesi (Bowman ve Waller), 25 baz puanlık faiz indirimi yönünde oy kullandı. Ancak bu tutumun arkasında siyasi motivasyonlar (özellikle Trump’a yakınlık) olduğuna dair genel bir kanı oluştu. Bu nedenle piyasa bu ayrışmayı ciddiye almadı. Yine de, 1993’ten bu yana ilk kez birden fazla üyenin faiz kararına karşı çıkması, FED içinde farklı seslerin güçlendiğine işaret ediyor.
Powell’ın Konuşması: Bekle-Gör ve Şahinlik Bir Arada
Jerome Powell, toplantı sonrası yaptığı konuşmada net bir şekilde “bekle-gör” ve “veri odaklı ilerleyeceğiz” mesajını verdi. Bu ifadeleri tam 34 kez tekrarladı. Bu, FED’in ileriye dönük bir yönlendirme yapmayacağı ve herhangi bir garanti sunmadığı anlamına geliyor.
Powell, ekonomik büyümenin karmaşık bir tablo sunduğunu belirtti. Tüketici güveni ve PMI gibi göstergeler güçlü gelirken; ücret artışları, konut piyasası ve üretici fiyat endeksindeki zayıflık dikkat çekiyor. Buna rağmen iş gücü piyasası dengede kalmaya devam ediyor. Powell’a göre, emek arzı ve talebindeki eş zamanlı azalma, dengeyi koruyor.
Konut piyasasındaki bozulmaya dair FED’in alanı dışında olduğunu ifade eden Powell, asıl problemin arz yetersizliği olduğunu söyledi.
Tarifeler ve Enflasyon: Geçici Ama Tehlikeli
Tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisinin sıfır olmayacağı net bir şekilde ifade edildi. Powell’a göre bu etki, ilk etapta geçici gibi görünse de kalıcı hale gelme riski taşıyor. Bu nedenle FED’in temkinli kalmasının hayati önem taşıdığı vurgulandı. “O riski almak istemiyoruz” diyen Powell, toplantının genel temasını belirlemiş oldu.
Eylül İndirimi İçin Kapılar Kapalı
Eylül ayında bir faiz indirimi yapılabileceğine dair herhangi bir sinyal verilmedi. Powell doğrudan, “Henüz hiçbir karar almadık” diyerek tüm beklentileri geri itti. Eylül’e kadar gelecek iki enflasyon ve iki istihdam verisinin ardından pozisyon alınacağı belirtildi.
Trump Baskısı: Fiyat İstikrarı Hatırlatması
Toplantının siyasi boyutu da dikkat çekiciydi. Trump’ın faiz indirimi baskısına karşı Powell, net bir duruş sergiledi:
“FED’in görevi fiyat istikrarıdır, maliye politikası bizim işimiz değil.”
FED’in bağımsızlığına gölge düşmemesi için bu çizginin korunmasının kritik olduğu Powell tarafından açıkça ifade edildi. Trump’ın FED binasını ziyareti ise “onur duyduk” gibi diplomatik ifadelerle geçiştirildi.
Bsekonomi Notu:
Jerome Powell bu toplantıda net bir şekilde güvercin beklentileri boşa çıkardı.
Piyasaların umut ettiği gevşeme sinyalleri yerini belirsizlik vurgusu, veri bağımlılığı, siyasi etkilerden arınmış duruş ve şahin bir merkez bankacılığı yaklaşımına bıraktı.
Eylül’de indirim hâlâ mümkün ama yalnızca verilere bağlı. Şimdilik kapılar kapalı.