BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Ukrayna’daki son siyasi dram neredeyse sönük bir finalle sonuçlandı. 31 Temmuz’da Ukrayna Parlamentosu Rada, ülkenin yolsuzlukla mücadele kurumlarının tam bağımsızlığını geri veren yasayı iki hızlı oylamada kabul etti. Oylama neredeyse oybirliğiyle gerçekleşti: 331 milletvekili lehte oy kullandı, 9’u çekimser kaldı. Hiç kimse karşı oy vermeye cesaret edemedi. Bu coşku dikkat çekiciydi, zira milletvekillerinin çoğu sadece dokuz gün önce tam tersi yönde oy kullanmıştı.
Bu keskin dönüş, derin bir fikir değişikliğinden ziyade olası sonuçlara duyulan korkudan kaynaklandı. 22 Temmuz’da parlamentonun yolsuzlukla mücadele kurumlarının yetkilerini kısıtlayan bir yasayı kabul etmesinin ardından, protestocular Ukrayna sokaklarını doldurdu. Ukrayna hükümetine mali destek sağlayan Batılı müttefikler ise dolaylı tehditlerle fonları kesebileceklerinin sinyalini verdi. Milletvekilleri, bu kurumların özgürlüğünü geri vermek zorunda olduklarını, aksi takdirde onlarca milyar dolarlık hayati yardımın riske gireceğini biliyordu. Ancak hikâye burada bitmiyor. Son dokuz gün büyük bir kırgınlık bıraktı ve hükümetin hatalı yasayı aceleyle geçirmesine yol açan temel sorunları çözmüş değil.
22 Temmuz oylamasından önceki haftalarda, Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy yönetimi ile Ukrayna’nın çeşitli yolsuzlukla mücadele kurumları arasında bir güç savaşı tırmanmaktaydı. Önce hükümet, ekonomik suçları soruşturan Ekonomik Güvenlik Bürosu’nun başkanlığına saygın bir dedektif olan Oleksandr Tsyvinskyi’yi atamayı reddetti. Ardından Temmuz ortasında, yolsuzlukla mücadele aktivisti Vitaliy Shabunin hakkında şüpheli görünen suçlamalar başlatıldı. Tasarının sürpriz biçimde parlamentoya sunulmasından hemen önce ise, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu’na (NABU) bağlı yaklaşık 80 dedektifin ev ve ofislerine baskınlar düzenlendi. Bazı dedektifler gerekçe olmadan darbedildiklerini belirtti.
Suçlamalar, Rusya ile iş birliği iddialarından eski trafik cezalarına kadar uzanıyordu. Elbette bazı yolsuzluklar olmuş olabilir; Ukrayna’da tüm kurumların tamamen temiz olduğu söylenemez. Ancak zamanlama son derece şüpheliydi. Zira bu baskınlar, aynı dedektiflerin devlet başkanının iç çevresindeki bazı isimler hakkında soruşturma yürüttüğü sırada gerçekleşti. Haziran ayında NABU, dönemin başbakan yardımcısı ve Zelenskiy ailesinin yakın bir dostu olan Oleksii Chernyshov’a, yolsuzluk içeren gayrimenkul anlaşmaları gerekçesiyle resmi suçlamalar yöneltti. NABU’nun ayrıca, cumhurbaşkanlığı ofisinin eski yardımcısı Rostyslav Shurma ile Zelenskiy’nin uzun yıllardır iş ortağı Timur Mindich hakkında da soruşturma yürüttüğü bildirildi.
Kaynaklara göre, Zelenskiy’nin başdanışmanı Andriy Yermak, bu yargılamaları engelleme girişimlerine öncülük etti. Plan, yolsuzlukla mücadele kurumlarını, kısa süre önce siyasi atama ile göreve gelen Başsavcı Ruslan Kravçenko’ya bağlamaktı. Ancak Yermak, protestolar patlak verdiğinde yurtdışındaydı ve cumhurbaşkanlığı içinden kaynaklara göre, sarsılmaz otoritesi bu süreçte yara aldı. Krizi yönetme görevi, yeni terfi ettirilmiş Başbakan Yardımcısı Mykhailo Fedorov’a verildi. Fedorov, milletvekilleri, yolsuzlukla mücadele yetkilileri ve cumhurbaşkanlığı ekibi arasında koordinasyonu sağladı. İlk tasarıya karşı çıkan milletvekili Yaroslav Zhelezhnyak, “Fedorov, herkesle görüşerek krizi yönetmede çok olumlu bir rol oynadı” dedi. Görüşmeler sonucunda, önceki değişiklikleri büyük ölçüde geri alan yeni bir yasa taslağı hazırlandı. Yüz kurtarıcı bir madde olarak, yolsuzlukla mücadele kurumlarında yalan makinesi testleri yapılması şart koşuldu.
Geri adım, Ukrayna demokrasisi için açık bir zafer niteliğinde. Ülke, savaş ortamına ve otoriter eğilimlere rağmen demokratik işleyişini sürdürebiliyor. Bu noktada, Avrupa ortaklarının sergilediği sert tutum belirleyici oldu. Ancak, kurumların yasal bağımsızlığı geri verilmiş olsa da, krize yol açan temel sorunlar hâlâ duruyor. Bunların başında, hükümetin sadık isimleri koruma takıntısı ve karar almanın aşırı merkezileşmesi geliyor; bu yapı büyük ölçüde Yermak’ın çevresinde dönüyor. Yolsuzlukla mücadele aktivisti Daria Kaleniuk, “Bu durum ancak büyük bir yeniden yapılanma ile çözülebilir. Zelenskiy, iç çevresiyle liderlik mirası arasında bir seçim yapmak zorunda” diyor.
Ayrıca bu oylama, süren yolsuzluk soruşturmalarını da sona erdirmiş değil. Hatta bu soruşturmalar şimdi daha da hızlanabilir. Tasarıdan önce NABU yalnızca üst düzey yetkilileri değil, onlarca milletvekilini de inceliyordu. Bazı milletvekilleri, kendilerini soruşturan kurumları etkisizleştirecek yasaya oy vermekte hiçbir çelişki görmedi. NABU’ya yakın bir kaynak, dedektiflerin hükümetin kendilerini casus ya da suçlu gibi gösterme çabalarına çok öfkelendiğini söylüyor: “Cumhurbaşkanlığı ofisi onları alenen aşağıladı. Dedektifler artık yasalar ne diyorsa onu uygulayacak ama tek bir adım bile geri atmazlar. Artık işler değişti.”