BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
25 Ekim’de Amerikalı kardinal Raymond Burke, Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nda tütsü ve nostaljiyle dolu, görkemli bir Latince ayin yönetti. Bir yıl önce bu sahne düşünülemezdi: Nisan ayında ölen eski Papa Francis, Latince ayinleri sıkı biçimde kısıtlamıştı. Papa Francis’in liberal reformlarına karşı çıkan gelenekçi hareketin liderlerinden olan Kardinal Burke, o dönemde tüm önemli görevlerinden alınmıştı.
Bazı muhafazakâr Katolikler için, 1960’lardan beri kilisenin isteğe bağlı hale getirdiği Latince ayinlerin yeniden sahneye dönmesi bir zaferdi. Ancak kimileri bunu, onları yatıştırmak için verilen sembolik bir taviz olarak gördü. Ayine izin veren Papa Leo XIV, tütsülerin havada süzülmesine aldırmadan, yoksulluk, eşitsizlik ve iklim değişikliği gibi konularda Francis’in çizgisini sürdürmekte kararlı görünüyor. Onun ilk büyük metni “Dilexi Te”, iklimi korumayı, göçmenleri karşılamayı ve ekonomik adaleti sağlamayı “kutsal görevler” olarak tanımlıyor. Hayranlarına göre o şefkatli bir reformcu, eleştirmenlerine göreyse “komünist” ya da “uyanık (woke) Papa.”
WarRoom adlı MAGA yanlısı bir podcast’in muhabiri Benjamin Harnwell, gelenekçilerin “satın alındığını” söyledi. Donald Trump’a oy veren pek çok Amerikalı muhafazakâr Katolik, göçmenler ve kapitalizm hakkında sessiz kalacak, Francis’in uzaklaştırdığı zengin sağcı bağışçıları yeniden kiliseye çekecek bir papa umuyordu.
Ancak Leo tam tersini yaptı. Amerika’nın “insanlık dışı” sınır dışı politikalarını açıkça kınadı. Ekim ayında Amerikalı piskoposlarla yaptığı toplantıda, bu konularda seslerini yükseltmelerini istedi. Trump’ın “iklim değişikliği bir sahtekârlıktır” sözlerinden kısa bir süre sonra, Papa “küresel ısınmayla alay eden liderleri” azarladı ve ardından Grönland’dan getirilen bir buz kütlesini kutsadı. Muhafazakârlar bu jesti “putperestlik” olarak nitelendirdi.
En sert tepki, Papa Leo’nun idam cezasını destekleyenlerin “yaşam yanlısı” olarak nitelendirilemeyeceğini söylemesiyle geldi.
Teksaslı piskopos Joseph Strickland, açık bir mektupta “Sevdiğim kilise parçalanıyor,” diye yazdı.
Catholics for Catholics adlı muhafazakâr grubun lideri John Yep ise, gelenekçilerin Leo’nun Latince ayine izin vermesinden memnun olduklarını ancak göçmenler konusundaki tutumunun, “Amerika’da neler olup bittiğini anlamadığını” gösterdiğini savundu.
Papa Francis genellikle doğrudan ve sert konuşurdu; Papa Leo’nun üslubu ise daha yavaş, dikkatli ve hesaplı.
Harnwell’e göre Leo, “Francis’ten daha zeki, daha ince ve bu yüzden daha tehlikeli.”
Yeni papa, laiklerin ve kadınların kilise politikalarına ve doktrinine daha fazla katılımını desteklese de, kürtaj ve toplumsal cinsiyet konularında ilericileri muhtemelen hayal kırıklığına uğratacak.
Yine de genel tablo açık: Papa Leo’nun Vatikan’ı, önceki döneme göre daha sola kayıyor.
Muhafazakârlar istedikleri ayini aldılar — ama istedikleri papayı değil.






