BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Finans sektörü, bitmek bilmeyen bir deney alanıdır. Başarılı olan deneyler hızla kopyalanır ve piyasaya yayılır. Bu çoğu zaman faydalıdır. Ancak denetimden uzak bırakıldığında, inovasyon yatırımcılar ve finansal sistem üzerinde dayanılmaz riskler yaratır.
Borsa yatırım fonlarını (ETF) ele alalım. Fikir basittir: Menkul kıymetler bir araya getirilir, paketlenir ve borsada işlem gören bir ürün haline getirilir. 1990’da Toronto Borsası’nda başlayan ETF’lerin büyük kısmı uzun süre basit varlıklara dayanıyordu. ETF’ler, S&P 500 gibi endekslerde pasif yatırımın maliyetini düşürdü. Son yıllarda aynı etkiyi tahvil piyasalarında da yarattı. Fakat yakın dönemde daha karmaşık ürünlerin, özellikle de kaldıraçlı ETF’lerin hızla yayılması görüldü. Bir varlığın günlük getirisini katlayarak yansıtmayı amaçlayan bu fonlar, türev ürünler ve vadeli işlemler kullanıyor. Bugün yaklaşık 100 milyar doları yönetiyorlar. Perakende yatırımcılar, Nisan ayında piyasalar sert düşerken bu fonlara yüklü miktarda para akıttı; dipten alım yaptıklarını düşündüler ama aslında “dibe çeken” yatırım araçlarının içine girmiş oldular. Spekülatif ETF çılgınlığı gerçekten akıl almaz boyutlarda. Peki, ne kadar tehlikeli?
Bu yıl Amerika’da 340 yeni ETF piyasaya sürüldü; geçen yıla göre yaklaşık %50 artış. Çoğu belirli bir ülkeye, sektöre veya trende odaklı. Bazıları daha farklı amaçlar taşıyor: Örneğin İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği, “Yahudi değerleriyle uyumlu” şirketlere yatırım yapan bir fon çıkardı. Bazıları ise Warren Buffett gibi ünlü yatırımcıların stratejilerini taklit ediyor.
Ama çoğu aslında kumarbazlara yönelik. Bir fon, Amerikan bankalarının hisselerindeki günlük getirinin ters yönlü üç katını vaat ediyor. Başka bir fon, çip üreticileri Nvidia ve AMD’ye kaldıraçlı erişim sunuyor. Bir diğeri ise Donald Trump’a ait Trump Media & Technology Group hisselerinin günlük getirilerini ikiye katlıyor. Bazı fonlar, 2000’lerin meşhur kredi türevlerini bile utandıracak cinsten.
ETF’lerin daha da “baharatlı” hale gelmesi kaçınılmaz. Bir izahname, başka iki kaldıraçlı ETF’nin hisse fiyatlarına karşı pozisyon alan bir ETF’yi öneriyor. Joe Biden döneminde SEC başkanı olan Gary Gensler bu fonların büyümesini engellemek için pek adım atmadı. Yerine geçen Paul Atkins’in, özellikle kripto yatırımlı fonlarda, çok daha hoşgörülü olması bekleniyor. Trump Media, Crypto.com ortaklığıyla MAGA temalı ETF’ler çıkaracağını açıkladı. (Trump’ın Hazine Bakanı Scott Bessent, kısa süre önce öğrencilere kaydedilmiş bir mesajında “Finansal okuryazarlık geleceğinizde tüm farkı yaratacak” dedi.)
Bu fonların çoğu yatırımcıların parasını adeta yakmak için tasarlanmış gibi. Yüksek volatilitenin yanı sıra, düşük maliyetli klasik ETF’lerden farklı olarak yüksek ücret alıyorlar; kaldıraçlı ETF’lerin ücret oranları, hedge fonlarınkiyle yarışır hale gelmiş durumda.
Peki bu yeni ETF’ler finansal sistem için ne kadar tehlikeli? Bir endişe, piyasa oynaklığını artırmaları. Çünkü kaldıraçlı ETF’ler, her gün sonunda söz verdikleri getiriyi yansıtmak için büyük miktarda alım satım yapmak zorunda kalıyor. Varlık sınıfı büyüdükçe bu etkinin şiddeti de artacak.
Daha teorik ama çok daha ciddi bir diğer endişe, ETF’lerin işlemesini sağlayan mekanizma ile ilgili. ETF fiyatı, dayandığı varlıkların değerinden saparsa, genellikle hedge fonlar devreye girer; yeni ETF hisseleri yaratır ya da var olanları itfa eder ve bu farkı kapatır. Bu arbitraj süreci ETF’lerin güvenilirliğini sağlar. Ancak son dönemdeki dalgalanmalar, özellikle likit olmayan kredilere dayalı ETF’lerde, bu değer ile fiyat arasında büyük farklar oluşmasına yol açtı. Daha karmaşık ürünler ve artan volatilite, bu süreci daha da zorlayabilir, hatta sınırlarını test edebilir.
Olmasa bile, bu yeni fonların ortaya çıkışı, piyasaların giderek bir kumarhaneye dönüştüğünün işareti.