BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Yıpranmış kahverengi tuğlaları, gotik üsluptaki geniş iç mekânı ve sert kentsel çevresiyle Saint Matthew’s, tipik bir İngiltere Kilisesi binasıdır. Ancak 14 Eylül’de alışılmışın dışında bir manzaraya sahne oldu: 300 kadar yetişkin ve neredeyse aynı sayıda çocuk, koyu çiçekli kıyafetler giymiş kadınlar ve ışıklı spor ayakkabılar giyen minikler kiliseyi doldurdu. Zayıflayan Anglikan cemaatinin mücadeleyi bırakmasının ardından bina, Romanya Ortodoks Kilisesi’ne kiralanmıştı. Papaz Ioan Nazarcu, “Hemşerilerim nereye giderse dinlerini de götürürler” diyor. Topluluk, 2021’de Luton’daki bu kiliseyi devralmadan önce, daha küçük bir eski Anglikan mekâna sığamıyordu.
Din verilerini derleyen Peter Brierley’e göre, İngiltere’de Doğu Ortodoks Hristiyanlarının sayısı son on yılda %5 artarak yaklaşık 430 bine ulaştı. Buna karşılık Anglikanlar, Katolikler ve Metodistler dâhil diğer ana akım kiliselere bağlılıkta %21’lik bir düşüş yaşandı; onların toplamı 2,7 milyon kişiyle sınırlı kaldı. (Hristiyanlığın genişlediği bir diğer alan ise birçok Afrikalı ve Brezilyalıyı cezbeden Pentekostal hareketin gayriresmî dünyası.)
Göçün yanı sıra, İngiltere’deki Ortodoks din adamları özellikle toplumsal açıdan muhafazakâr görüşlere sahip gençlerden, özellikle de erkeklerden gelen ilgi artışını bildiriyor. Londra’daki (çoğunlukla Yunan kökenli) Ortodoks Başpiskoposluğu, potansiyel mühtediler için bir Zoom kursu düzenliyor. Nisan ayında bu kurs sonucunda 200 vaftiz gerçekleşti. Bu ay başlayan yeni kursa ise 600’den fazla kişi kayıt yaptırdı.
Luton’da Ortodokslar, zaten hareketli olan dinî sahneye yeni bir unsur ekliyor. 2011 ile 2021 arasında Müslüman nüfus neredeyse yarı yarıya artarken, kendini Hristiyan olarak tanımlayanların oranı %11 azaldı; böylece oranlar sırasıyla %33 ve %38 oldu. 20 yıl önce hem İslamcı hem de beyaz milliyetçi aşırılıkların ortaya çıkmasından bu yana yerel dinî topluluklar toplumsal barışı korumak için yoğun çaba sarf ediyor. Papaz Ioan da düzenli olarak dinî liderler toplantılarına katılıyor.
Ortodoks Kilisesi bir açıdan diğer göçmen dinlerinden ayrılıyor: Yeni vatanın kutsal tarihini vurguluyor; Kelt keşişlerini, Sakson kadın azizleri ve dindar kralları anımsatıyor. Ioan, her haziranda cemaatini Roma dönemi şehidi Alban’ın kalıntılarını yüceltmek için bir Anglikan katedraline götürüyor. Benzer şekilde, 4 Ekim’de Shrewsbury ve Chester’in Ortodoks cemaatleri, 7. yüzyılda yaşamış bir kabile reisinin kızı olan Aziz Winifred’e adanmış Galler’deki kutsal kuyunun etrafında yıllık ayinlerini gerçekleştirecek. Bu etkinlik, ilahiler ve ritüeller eşliğinde, çoğunlukla İngilizce yapılan coşkulu, gün boyu süren bir yürüyüş oluyor.
Ortodoksluğa ve tarihe ilgi duyan Britanyalılar arasında kral da bulunuyor. Tahtın varisi olduğu 1998’de, Yunanistan’daki bir manastıra sekiz kez hac ziyareti yaptı ve Ortodoksluğun “zaman ötesi geleneklerini”, diğer kiliselerin “iğrenç siyasî doğruculuğuna” kıyasla övdü. Ancak artık hem kral hem de İngiltere Kilisesi’nin başı olarak, Charles III’ün ifade etmesi gereken görüşler Ortodoks değil, ortodoks olmak zorunda.