
Nükleer Müzakerelerde Dengeleri Değiştirebilecek Yangın: Hürmüz’ün Eşiğinde Bender Abbas Alev Alev!
İran’ın Hürmüz Boğazı’na en yakın noktalarından biri olan ve ülkenin en büyük limanı kabul edilen Bender Abbas, Cumartesi günü tarihinin en büyük felaketlerinden birine sahne oldu. Şehit Racei konteyner terminalinde meydana gelen şiddetli patlama, sadece limanı değil, İran’ın bölgedeki stratejik konumunu ve hassas nükleer müzakereleri de tehdit eden bir krizi tetikledi.
Yetkililere göre patlama sonucu en az 40 kişi yaşamını yitirdi, 1.200’den fazla kişi yaralandı. İtfaiye ekipleri ve helikopterler, saatler süren yoğun müdahaleye rağmen tüm yangınları söndüremedi. Bender Abbas çevresinde kilometrelerce ötede camların kırıldığı, konteynerlerin hurdaya döndüğü bildirildi.
Kimyasal Depo mu, Füze Yığını mı?

İran resmî makamları, patlamanın konteynerlerde uygunsuz şekilde saklanan kimyasal maddelerden kaynaklandığını savunuyor. Ancak uluslararası basın daha karmaşık bir tablo çiziyor.
İngiliz güvenlik şirketi Ambrey, Mart ayında limana balistik füzelerde kullanılan sodyum perklorat sevkiyatı yapıldığını aktardı. Financial Times da Çin’den gelen İran gemilerinin, yüzlerce orta menzilli füzeye yakıt sağlayacak miktarda bu maddeyi taşıdığını yazmıştı.
Bu bilgiler, patlamanın yalnızca bir endüstriyel kaza değil, İran’ın askeri altyapısına yönelik bir sabotaj olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
İran Savunma Bakanlığı ise bu iddiaları şiddetle reddetti. Yapılan açıklamada, patlamanın yaşandığı alanda “askeri kargo bulunmadığı” vurgulandı ve çıkan haberlerin “düşman psikolojik harekâtı” olduğu ileri sürüldü.
İsrail ve ABD Şüpheleri: Gölge Savaşı mı?

Patlamanın zamanlaması oldukça manidar: İran ve ABD heyetleri, tam da aynı günlerde Umman’da, nükleer anlaşmanın yeniden tesis edilmesi için kritik görüşmelere başlamıştı.
Bu koşullarda, patlamanın İran’ın elini zayıflatmaya yönelik bir girişim olabileceği konuşuluyor. Özellikle İran, son yıllarda nükleer tesislerine, füze üslerine ve hassas askeri altyapılarına yapılan saldırılar nedeniyle sık sık İsrail’i suçluyor.
Tahran’ın geçmişte İsrail’e doğrudan füze saldırısı düzenlemesi ve buna karşılık İsrail’in İran’ın hava savunma sistemlerini hedef alması, iki ülke arasındaki gölge savaşın ne kadar derinleştiğini gösteriyor.
Şimdi bazı uzmanlar, Bender Abbas’taki patlamanın da İsrail’in İran’ın stratejik lojistik gücünü baltalama planının bir parçası olabileceğini ileri sürüyor. ABD’nin doğrudan bir bağlantısı bulunmasa da, müzakerelerin hassas dengeleri düşünüldüğünde, her türlü istikrarsızlığın Tahran üzerindeki baskıyı artıracağı açık.
Rusya’dan Acil Yardım: Yeni İttifak Sinyalleri mi?
Olay sonrası Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran’a destek mesajı gönderdi ve acil yardım malzemeleri taşıyan birkaç uçağın Bender Abbas’a yönlendirilmesini emretti.
Kremlin, İran halkının yanında olduklarını ve bu zorlu süreci aşmalarına yardım edeceklerini açıkladı. Bu hızlı destek, Tahran-Moskova eksenindeki stratejik yakınlaşmanın yeni bir işareti olarak yorumlandı.
İhmal mi, Sabotaj mı?
İran’ın kriz yönetim örgütü, patlamaya kimyasal konteynerlerin uygunsuz depolanmasının yol açtığını savunuyor. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkian da limanda yaptığı açıklamada liman yönetimini ağır bir dille eleştirdi:
“Gerçekten bu konteynerleri burada 3-4 ay tutmak zorunda mıydık? 120-140 bin konteyner buraya yığıldı.”
Ancak geçmişte rafineri yangınları, maden patlamaları ve sanayi kazaları gibi olaylarla sık sık sarsılan İran’da bu tür ihmallerin sabote edilip edilmediği şüphesi her zaman diri kalıyor.
Hürmüz’ün Gölgesinde Yeni Kriz
Patlamanın yaşandığı Bender Abbas, yalnızca İran’ın değil, küresel enerji ticaretinin kalbi olan Hürmüz Boğazı‘na olan yakınlığı nedeniyle de olağanüstü öneme sahip.
Bu bölgedeki herhangi bir istikrarsızlık, dünya petrol tedarikinin yaklaşık %20’sinin geçtiği bu kritik su yolunda yeni güvenlik risklerini tetikleyebilir.
Bender Abbas’taki trajedi, sadece İran’ın değil, tüm dünyanın dikkatle izlediği nükleer müzakere masasını da sallayacak gibi görünüyor.