Moody’s de Mehmet Şimşek giderse “Notu Unutun” demişler..

Tarih:

Türkiye’nin kredi notuna ilişkin en kapsamlı değerlendirme 25 Temmuz 2025’te Moody’s tarafından yayımlandı. Kurumun tam uzunluklu analitik raporu, sadece birkaç satırla özetlenemeyecek kadar kritik sinyaller içeriyor.

BS Ekonomi olarak, bu önemli belgenin tamamını eksiksiz biçimde Türkçeye çevirdik. Amacımız; piyasaları, yatırımcıları ve karar alıcıları doğrudan orijinal kaynaktan, manipülasyondan uzak ve teknik düzeyde bilgilendirmek.

Aşağıda yer alan metin, Moody’s tarafından yayımlanan orijinal İngilizce raporun kelimesi kelimesine çevirisidir. Herhangi bir yorum, özetleme ya da yorumlayıcı ekleme yapılmamıştır. Bu tür metinler, ekonomi politikalarının seyrini ve dış algıyı çözümlemek isteyenler için referans niteliğindedir.


Moody’s Ratings (Moody’s), bugün Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin uzun vadeli yabancı ve yerel para cinsinden ihraççı notlarını ve yabancı para cinsinden kıdemli teminatsız borç notunu B1’den Ba3’e yükseltmiş ve görünümünü pozitiften durağan olarak değiştirmiştir. Ayrıca Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş.’nin yabancı para cinsinden destekli kıdemli teminatsız borç notunu da B1’den Ba3’e yükselttik. Bu kuruluş, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait özel amaçlı bir araç olup, Hazine tarafından sukuk sertifikaları ihraç edilen bir yapıdır. Bu kuruluşun yükümlülüklerinin Türkiye Hükümeti’nin nihai borcu olduğu kabul edilmekte olup, görünümü pozitiften durağan olarak değiştirilmiştir.

Bu not artırımı, etkili politika yapımına dair güçlenen sicili; özellikle Merkez Bankası’nın enflasyonist baskıyı sürdürülebilir şekilde hafifleten, ekonomik dengesizlikleri azaltan ve Türk lirasına yönelik yerli ve yabancı yatırımcı güvenini zaman içinde yeniden tesis eden para politikası duruşuna bağlılığını yansıtıyor. Ayrıca, politika yönünün tersine çevrilme riskinin azaldığına ancak önümüzdeki yıllarda bu riskin hâlâ mevcut olacağına dair görüşleri de içeriyor.

Durağan görünüm; Türkiye’nin kredi profiline dair yukarı ve aşağı yönlü risklerin dengeli dağılımını yansıtıyor. Yükseliş senaryosunda, siyasi müdahale olmaksızın etkili politika uygulamalarının sürdürülmesi Türkiye’nin dış pozisyonunu tahminlerin ötesinde destekleyebilir. Yapısal reformların (enerji bağımlılığının azaltılması, ihracat rekabetçiliğinin artırılması) dış şoklara karşı dayanıklılığı güçlendirme potansiyeli bulunuyor. Ancak, yeniden ekonomik dengesizlikleri körükleyecek bir politika dönüşü önemli bir aşağı risk oluşturuyor. Türkiye hâlâ görece zayıf bir dış pozisyona sahip, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri sınırlı ve bu da büyük ödemeler dengesi şoklarına karşı kırılganlığı artırıyor.

Ayrıca, yerel para cinsinden ülke tavanı Ba1’den Baa3’e, yabancı para cinsinden tavan ise Ba3’ten Ba2’ye yükseltilmiştir. Yerel ve yabancı para tavanları arasındaki farklar; para ve makroekonomik politika etkinliğindeki iyileşmeyi, hükümetin ekonomide sınırlı rolünü yansıtırken, yine de siyasi riskler ve politika yönünde tersine dönüş ihtimalinin varlığını dengeliyor.


Not Artışının Gerekçesi

Para Politikası Güvenilirliği, Azalan Enflasyon ve Azalan Ekonomik Dengesizlikler

Not artışı, Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmeye yönelik tutarlı para politikası duruşunun bir sonucu. Yetkililer enflasyonla mücadeleyi, makroekonomik ve finansal istikrarı yeniden tesis etmeyi öncelikli politika hedefi olarak benimsemiştir. Bu yaklaşım, Haziran 2023 seçimlerinden bu yana siyasi müdahale belirtisi göstermeksizin sürdürülmüştür; küresel ekonomik, finansal piyasa dalgalanmaları ve toplumdaki para politikası değişikliğine yönelik sosyal baskılar karşısında bile bu duruş korunmuştur.

Merkez Bankası’nın Mart–Nisan 2025’te yaşanan iç politik çalkantılar ve ABD tarife duyurularının ardından döviz üzerindeki baskıya verdiği yanıt; banka içi likiditeyi ciddi şekilde sıkılaştırması ve önemli bir faiz artışı uygulaması olmuştur. Bu müdahaleler Türk lirasını stabilize etmiş olup, net döviz rezervlerinde yeniden inşa sürecini başlatmıştır; ancak rezervler hâlâ Mart ortasındaki seviyenin yaklaşık %25 altındadır.

Sıkı para politikası duruşu somut sonuçlar vermektedir. Haziran 2024’te yıllık %72 olan enflasyon, Haziran 2025’te %35’e düşmüştür. Enflasyon beklentileri, Merkez Bankası’nın artan güvenilirliğini göstermektedir. Moody’s, 2025 sonunda enflasyonun yaklaşık %30, 2026 sonunda ise yaklaşık %20 olacağını öngörüyor. Ancak bu seviyeler, 2021–2024 enflasyon şokundan önceki düzeylerin çok üzerinde kalmaya devam edecektir ve Ba not aralığındaki diğer ülkelere kıyasla daha yüksektir; bu da Türkiye’nin kredi profilini sınırlamaktadır.

Haziran 2023’ten bu yana yapılan politika ayarlamaları, Türkiye ekonomisinin aşırı kredi kaynaklı iç talep odaklı büyümeden uzaklaşmasına da katkı sağlamıştır. Hanehalkı tüketimindeki büyüme, 2023’te %14 iken, 2024’te %4’e ve 2025’in ilk çeyreğinde %2’ye gerilemiştir. Enerji fiyatlarındaki düşüş ve bu talep soğuması sonucu, cari açık Mart 2023’te %5,4 iken Mart 2025 itibarıyla %0,9’a düşmüştür. Moody’s, iç talebin önümüzdeki iki yılda düşük kalmasını bekliyor ve 2025 büyüme tahmini %2,2, 2026 için %3,2 olarak projeksiyon yapıyor; bu oranlar ekonomi potansiyeline kıyasla (yaklaşık %3,5–4,5) düşük kalacaktır.

Dış Kırılganlıklar Devam Ediyor

Dış baskılar, cari açığın daralması ve enerji fiyatlarının elverişli seyriyle azalmış olsa bile dış kırılganlıklar hâlâ yüksek. Mart–Nisan 2025’te kısa vadeli yabancı sermaye çıkışları Merkez Bankası rezervlerinde ciddi düşüşe yol açmıştır. Mayıs 2025 itibarıyla toparlanma başlamış olsa da, swaplar hariç net dövize dayalı rezervler kısa vadeli dış borcun sadece yaklaşık %30’unu karşılamaktadır. 2018 öncesinde bu oran %70–100 aralığındaydı.


Durağan Görünümün Gerekçesi

Türkiye’nin kredibilite görünümündeki riskler dengelidir:

  • Olumlu senaryoda, para politikasının disiplinli şekilde sürdürülmesi, dış pozisyonun öngörülenden daha güçlü şekilde iyileşmesine katkı sağlayabilir. Aktif gelir politikaları ve orta vadeli mali disiplin programı doğrultusunda devam eden yapısal reformlar, özellikle enerji bağımlılığının azaltılması ve ihracat rekabetçiliğinin artırılması gibi adımlar dış şoklara karşı direnci artırabilir.
  • Olumsuz senaryoda, mevcut ortodoks politika yaklaşımı siyasi baskılarla gevşeyebilir; kredi artışı, yüksek maaş artışları ya da kamu harcamalarının kontrolsüz yükselmesi gibi politikalar yeniden uygulanabilir. Bu durumda dış sermaye çıkışı lira üzerinde baskı oluşturabilir, rezervler eriyebilir ve enflasyon hızlanabilir. Türkiye hâlâ dış pozisyon bakımından kırılgan olduğundan, büyük bir dış şok hâlâ ciddi bir risk oluşturur.

ESG Kapsamında Değerlendirme

  • Türkiye’nin ESG kredi etki skoru CIS‑4, yönetişim riskleri özellikle zayıf olduğu için genel olumsuz bir etki yansıtmaktadır.
  • Çevresel riskler (E‑3): Su kaynakları baskı altında; kış yağışlarında düşüş yaşanmakta; kömür ve gazdan enerji üretiminin yüksek oranı karbon geçiş riskini artırmakta, ihracatın rekabetçiliğini olumsuz etkileyebilir.
  • Sosyal riskler (S‑3): Genç nüfus avantajına rağmen genç işsizliği yüksek, kayıt dışılık yaygın; yüksek enflasyon yaşam standardını zayıflatmakta; temel hizmetlerde (içme suyu, sanitasyon) ülke genelinde eşitsizlikler mevcuttur.
  • Yönetişim riskleri (G‑4): Para politikası disiplininde iyileşme gözlense de kurumların siyasi müdahaleye maruz kalma riski devam ediyor; genel yönetişim kalitesinin zayıf olması Türkiye’nin kredi profilinde önemli bir risk unsuru oluşturmaktadır.

2024 Yılı Temel Makroekonomik Göstergeler

  • Kişi başına GSYH (PPP): 40.501 USD
  • Reel GSYH büyümesi: %3,2
  • Enflasyon (TÜFE, Aralık/Aralık): %44,4
  • Genel devlet mali dengesi / GSYH: –%4,9
  • Cari denge / GSYH: –%0,8
  • Dış borç / GSYH: %39
  • Ekonomik dayanıklılık skoru: baa3
  • Temerrüt geçmişi: 1983’ten bu yana en az bir borç temerrüdü kaydedilmiştir.

Not Artırımı veya Düşüşüne Etki Edebilecek Faktörler

Artırım için:

  • Etkili politikaların uygulanmaya devam etmesi
  • Disiplinli enflasyon kontrolü ve döviz şoklarına karşı dayanıklılık artışı
  • Yapşırsal reformlarla enerji bağımlılığının azaltılması ve maaşların geriye dönük endekslenmesinin kalıcı olarak ortadan kaldırılması
  • Merkez Bankası bağımsızlığının pekiştirilmesi

Düşüş riski için:

  • Enflasyon, dövizle borçlanma veya döviz rezervlerinde kalıcı zayıflama
  • Kredi büyümesi ya da kamu harcamalarının kontrolsüz artışı gibi politikalara dönüş
  • Dış sermaye çıkışları sonucunda rezervlerin erimesi ve enflasyonun yeniden artması
  • Siyasi risklerin ortaya çıkması bağlamında politika yönünde geri adım

Moody’s, bu puanlama kararını “Sovereigns” adlı Kasım 2022 tarihli metodolojiye göre vermiştir. Ayrıca ilgili metodolojilerin tamamına ve detaylara ratings.moodys.com üzerinden ulaşılabilir.


Özetle:

Türkiye’nin kredi notu Ba3’e yükseltilirken görünümü durağan olarak belirlendi. Bu düzenleme, politika disiplinindeki iyileşme, enflasyonla mücadelede somut ilerleme ve dış kırılganlıkta sınırlı da olsa iyileşme çabalarına dayanıyor. Bununla birlikte, siyasi müdahale, politika değişimi ya da dış şoklar hâlâ önemli bir aşağı risk olarak görülüyor.


- Golden Swan Abone Ayrıcalıkları - Golden Swan Abone
- Reklam Alanı -

Haberi paylaş:

spot_img

Son gelişmeler

Neden Golden Swan Abone Olmalıyım?

Gündemi sadece takip etmek değil, doğru yorumlamak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Tüm ayrıcalıkları görmek için okumaya devam edin.

Benzer haberleri oku
Bağlantılı

Cebel el-Arab krizi: Suriye’nin yeni bölünme adımı Türkiye’yi alarma geçirdi

Suriye’de Yeni Bir Ayrılık Hamlesi: Cebel el-Arab Özerk Yönetimi...

Gayrimenkul Sertifikası hakkında Dr.Artunç Kocabalkan’ın görüşleri…

Ekonomi ekranlarının deneyimli ismi Artunç Kocabalkan, İstanbul’da konut fiyatlarının...

“Efsane Başkan”a Veda: Süreyya Serdengeçti

Türkiye’nin ekonomik tarihinde bir dönüm noktasını temsil eden, Merkez...

Süper zekânın ekonomisi

Tarih boyunca en güvenli tahmin, işlerin olduğu gibi devam...