- Merkez tez: Türkiye’nin NATO üyeliği, İsrail’den gelebilecek bir saldırıya karşı koruma sağlamayacak. İsrail’in olası bir saldırısı, “terörü destekleyen bir devlete karşı meşru müdafaa” olarak çerçevelenebilir. Bu durumda NATO’nun 5. Madde kapsamında ortak bir yanıt vermesi otomatik olmayacak.
- Karar, ABD başta olmak üzere İsveç veya Finlandiya gibi Ankara’ya karşı mesafeli duran üyeler tarafından veto edilebilir.
- Türkiye, Hamas’ın düşündüğü kadar güvenli bir sığınak değil.
Rubin, “Eğer Türkler akıllıysa Hamas’ı ya sınır dışı ederler ya da kendi güvenlikleri için Hamas’ın bulunduğu yapılardan en az 150 feet (yaklaşık 45 metre) uzak dururlar” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Katar’daki Hamas liderlerine yönelik saldırısı, bölgedeki dengeleri yeniden gererken gözler şimdi Türkiye’ye çevrildi. National Security Journal’da Michael Rubin imzasıyla yayımlanan analiz, Hamas’ın Türkiye’de güvenli bir şekilde barınamayacağını öne sürüyor.
Rubin’in iddiasına göre, Türkiye’nin NATO üyeliği olası bir İsrail saldırısına karşı güvence anlamına gelmiyor. Böyle bir hamle, “teröre destek veren bir devlete karşı meşru müdafaa” çerçevesinde yorumlanabilir. NATO’nun 5. Madde kapsamında otomatik savunma mekanizması devreye girmeyeceği gibi, karar ABD, İsveç ya da Finlandiya gibi ülkeler tarafından kolaylıkla veto edilebilir.
Yazıda dikkat çeken bir diğer nokta, Türkiye’nin Hamas için sanıldığı gibi güvenli bir sığınak olmadığı. Rubin, açıkça şu uyarıyı yapıyor: “Türkler akıllıysa Hamas’ı sınır dışı ederler ya da Hamas’ın bulunduğu yapılardan en az 150 feet uzak dururlar.”
Bu çıkış, İsrail’in bölgedeki askeri stratejisinin Katar’la sınırlı kalmayabileceği tartışmalarını güçlendirdi. Ankara açısından mesele sadece dış politikada değil, NATO’nun işleyişine dair kritik bir sınav niteliği de taşıyor.