Meksika Senatosu, 2026’da yürürlüğe girmek üzere Çin ve diğer Asya ülkelerinden ithal edilen ürünlere %5–%50 arasında değişen tarifeleri onayladı; amaç yerli üretimi korumak ve dış ticaret dengesini g...
Meksika Senatosu, 2026’da yürürlüğe girmek üzere Çin ve diğer Asya ülkelerinden ithal edilen ürünlere %5–%50 arasında değişen tarifeleri onayladı; amaç yerli üretimi korumak ve dış ticaret dengesini güçlendirmek.
Tarife artışları otomobil, tekstil, plastik ve çelik gibi kritik sektörleri kapsıyor; tedarik zincirlerinde maliyet baskısı yaratması bekleniyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Çin’e karşı ticaret açığı uyarısı yapmış ve AB’nin gerekirse tarifelerle karşılık verebileceğini söylemişti.
Meksika parlamentosu, Çin ve bazı Asya ülkelerinden ithal edilen mal gruplarına yönelik gümrük tarifelerini sert biçimde artıracak yeni bir düzenlemeyi yasalaştırdı. Senato’nun onayladığı karara göre 2026 itibarıyla bazı ürünlerde %5 ile %50 arasında ek vergiler uygulanacak. Düzenleme özellikle otomobiller, otomobil parçaları, tekstil ürünleri, plastikler ve çelik gibi yüksek hacimli ithalat kalemlerine odaklanıyor. Hükümet, bu adımı yerli sanayiyi koruma ve dış ticaret açığını sınırlandırma stratejisinin parçası olarak görüyor.
Ancak tarife artışları iş çevrelerinde tedirginlik yarattı. Çin’den gelen girdilere bağımlı sektörlerde maliyet artışı beklenirken, tedarik zincirlerinde aksama riski de gündeme gelmiş durumda. Bunun yanında Meksika’nın bu hamlesi, ABD–Meksika–Kanada Anlaşması (USMCA) kapsamındaki müzakerelerde ülkenin elini güçlendirme çabası olarak da yorumlanıyor.
Küresel yankı cephesinde Pekin’in tavrı sert. Çin yönetimi, Meksika’nın adımını ticaret ilişkilerine zarar verecek tek taraflı bir müdahale olarak niteledi ve daha önce benzer korumacı tedbirler için soruşturma başlatmıştı. Çin, ticaret ortaklarına “kapsayıcı ve istikrarlı bir küresel ticaret sistemi” çağrısını da yineledi.
Avrupa tarafında ise benzer bir ton hâkim. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çin’in AB ile olan ticaret açığını “sürdürülemez” olarak tanımlamış ve Pekin’in fazla vermeye devam etmesi hâlinde Avrupa Birliği’nin tarifeler dâhil daha sert önlemler alabileceği uyarısında bulunmuştu. Macron’un mesajı, yalnızca Fransa’nın değil, Avrupa’nın da Çin’e karşı daha korumacı bir çizgiye yaklaşmakta olduğunu gösteriyor.
Meksika’nın bu kararı, küresel ticaret politikalarında korumacılığın yeniden güç kazandığı bir döneme denk geliyor. Çin’e karşı alınan her yeni tarife kararı, tedarik zincirlerinden maliyet yapısına, ülkelerin sanayi politikalarından küresel rekabete kadar geniş bir alanda etkiler yaratma potansiyeli taşıyor.
