Moskova’dan gelen son açıklamalar, Ukrayna denkleminde kartların yeniden karıldığını gösteriyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’nın güvenliğinin ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin ve bazı ülkelerin garantisiyle sağlanabileceğini söyledi. Bu listeye kimler giriyor dersiniz? Almanya var, Türkiye var. Yani Ankara, bir kez daha oyunun merkezinde.
Rusya’nın şartları belli: Ukrayna tarafsız kalacak, NATO defteri kapanacak, Batı askeri ayağını geri çekecek. Lavrov’un NBC’ye yaptığı açıklamada altını çizdiği gibi “nükleersiz, askeri bloklardan bağımsız ve garantörlerle çevrili bir Ukrayna.” Kulağa soğuk savaş kitabından fırlamış gibi geliyor ama Ankara için stratejik bir fırsat.
Türkiye’nin buradaki artısı net: İstanbul görüşmelerinin 2022’deki başarısızlığına rağmen, ara buluculuk tecrübesi hâlâ masada. Rusya ile diyaloğu koparmadan, Batı ile ipleri germeden, Ankara yeniden garantörler listesine girdi. Bu da diplomasi piyasasında Türkiye’nin “risk primi”ni düşürüyor, jeopolitik değerini artırıyor.
NATO üyeliği Ukrayna için kapı dışarı, ama Lavrov’un “Türkiye içeride olabilir” vurgusu dikkat çekici. Batı ile Rusya arasındaki kırmızı çizgilerin arasında köprü rolü Türkiye’nin diplomasi portföyüne güçlü bir hisse daha ekliyor.
Sonuç? Masada riskler yüksek, fiyat dalgalı. Ama Türkiye’nin adı garantör listesine yazıldıkça, Ankara’nın jeopolitik borsada işlem hacmi artıyor. Yatırımcı diliyle söyleyelim: “Türkiye hissesi” yukarı yönlü.