- ABD’nin sadakat göstergesi: Batı Duvarı’ndaki ibadet, Washington’un İsrail’e koşulsuz bağlılığının bir kez daha tüm dünyaya ilanı oldu.
- Doha Zirvesi’ne yanıt: Aynı günlerde Arap liderlerinin Filistin için toplandığı Doha zirvesine karşı Kudüs’ten “biz birlikteyiz” mesajı verildi.
- Küresel yankı: AB’nin İsrail’i kınayan açıklamalarına ve dünya genelindeki eleştirilere rağmen sahnelenen dua, “yalnız değiliz” manifestosu niteliği taşıdı.
ABD’nin Sadakati
Rubio–Netanyahu’nun Batı Duvarı’nda yan yana dua etmesi, diplomatik literatürde sıradan bir ziyaret olarak görülemez. ABD’nin dışişleri bakanı düzeyinde Kudüs’te verilen bu fotoğraf, Washington’un Tel Aviv’e sadakatini dini bir ritüel üzerinden sembolleştirmesiydi. Daha önce defalarca dile getirilen “İsrail’in yanında saf tutuyoruz” söylemi, bu kez inanç ve ibadet sahnesinde teyit edildi.
ABD açısından bu kare, sadece İsrail’e değil, tüm dünyaya bir taahhüt niteliği taşıyor: Ortadoğu ne kadar çalkantılı olursa olsun, İsrail’in arkasındaki Amerikan desteği sarsılmayacak. Kudüs’teki dua, Washington’un koşulsuz sadakatinin görsel manifestosu oldu.
Doha’ya Mesaj
Duanın Doha Zirvesi’yle aynı günlere denk gelmesi, bölgesel diplomaside dikkat çekici bir zamanlamaydı. Doha’da Arap liderleri Filistin meselesini gündemin merkezine alırken, Kudüs’teki ibadet, “ABD–İsrail ekseni ayakta ve birleşik” mesajı verdi.
Katar’ın arabuluculuk kapasitesini sınırlandıran bu kare, aynı zamanda Körfez ülkelerine de gönderilen bir işaretti: Washington, diplomatik masaların gölgesinde değil, sahada İsrail’in yanında konumlanıyor. Doha’dan yükselen Filistin odaklı çağrılara rağmen Kudüs’ten verilen görüntü, bölgesel müzakerelere meydan okuyan bir siyasi sahneleme oldu.
Avrupa ve Dünya Başkentlerine Mesaj
AB ülkelerinin son dönemde İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını kınayan sert açıklamalar yaptığı biliniyor. Batı Duvarı’ndaki dua ise bu kınamalara adeta meydan okurcasına sahnelendi. Netanyahu, “yalnız değiliz” mesajını Washington’un en üst düzey desteğiyle görselleştirirken, Rubio da Batı başkentlerine “İsrail’i yalnız bırakamazsınız” uyarısı gönderdi.
Kudüs’teki ibadet, sadece Arap dünyasına değil, Avrupa’dan Asya’ya tüm küresel aktörlere verilen bir mesaj niteliğindeydi. İsrail’in meşruiyetinin sorgulandığı, uluslararası alanda eleştirilerin yoğunlaştığı bir dönemde sahneye konulan bu ritüel, stratejik ittifakın “dünya ne derse desin biz buradayız” manifestosu oldu.
Sonuç
Rubio–Netanyahu duası, dini bir ritüelden ziyade küresel siyasete verilmiş güçlü bir mesajdı. ABD’nin sadakati, Doha’daki Arap zirvesine verilen yanıt ve AB başta olmak üzere dünya genelindeki kınamalara meydan okuma… Hepsi bu fotoğrafın içine sığdırıldı. Kudüs’teki ibadet, Washington–Tel Aviv hattının sadece bölgesel değil, küresel düzlemde de ittifak manifestosu haline geldi.