BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Venezuela’daki parasal kaosun ortasında dijital finans hızla büyüyor ve rejimi tehdit edebilir.
Ian Fleming’in 1961 tarihli romanı “Thunderball”da James Bond’un ezeli düşmanı Ernst Stavro Blofeld, suç imparatorluğunun kazancını saklamak için İsviçre frangıyla birlikte bolívarı da dünyanın en “güçlü” para birimi olarak görür; ideal bir değer saklama aracıdır. Bu kurgusal betimleme, dönemin ekonomik gerçeklerini oldukça doğru yansıtır. 1950 ile 1980 yılları arasında Venezuela, dünyadaki en düşük enflasyon oranına sahip ülkeydi.
Zaman ne kadar da değişti. Son 25 yılda, önce 1999’da başkan olan Hugo Chávez, ardından 2013’te ölen sosyalist akıl hocasının yerini alan Nicolás Maduro’nun elinde ülke nefes kesici boyutta bir ekonomik kötü yönetim yaşadı. Dünya üzerindeki en büyük kanıtlanmış petrol rezervlerine sahip olan bu ülkenin para birimi, 1920’lerdeki Weimar Cumhuriyeti’nin kâğıt markından bile daha dramatik bir çöküş yaşadı (bkz. grafik). 2007’den bu yana Venezuela banknotlarından toplam 14 sıfır silindi. Blofeld’in bolívarları, artık ödediği değerin trilyonda birine bile denk gelmiyor.

Yeni on yılın başında kısa bir nefes alma dönemi yaşandı. 2019 yılında enflasyon dudak uçuklatan seviyelere ulaşmış, fiyatlar her ay üç katına çıkıyordu. Çöküşle karşı karşıya kalan rejim –ki asıl uzmanlığı kendi iktidarını sürdürmektir– nihayet mantıklı davranmaya başladı. O yıl doların gayriresmî kullanımına izin verildi ve ekonomik reform paketi kapsamında ithalat kısıtlamaları kaldırıldı. Bu adımlar ekonomiyi bir nebze olsun istikrara kavuşturdu.
Ancak bu yıl bolívar yeniden değer kaybetmeye başladı. 22 Temmuz itibarıyla resmî kur dolara karşı %56 düşmüştü. Kara borsa kuru ise bundan da %30 daha aşağıda. Bank of America, 2025 yılı için enflasyonun %530’a ulaşacağını öngörüyor. Rejim ise bu tahmini “tamamen yanlış” olarak nitelendiriyor. Ancak 27 Mayıs’ta Trump yönetiminin Amerikan petrol devi Chevron’un Venezuela’daki faaliyet lisansını uzatmaması, piyasadaki dolar kıtlığında etkili olmuş olabilir. Houston’daki Rice Üniversitesi’nden Francisco Monaldi’ye göre, “Chevron, Venezuela’daki özel şirketler için döviz piyasasında en önemli dolar sağlayıcısıydı.”
Maduro’nun bu duruma yanıtı ise habercileri susturmak oldu. Haziran ayında rejim, enflasyon ve döviz kurlarını izleyen bazı ekonomistleri ve danışmanları tutukladı. Bunlar arasında Chávez döneminin maliye bakanlarından Rodrigo Cabezas da vardı (23 Temmuz’da serbest bırakıldı). Mayıs ayında ise hükümet, kara borsa kurlarını yayımlayan Monitor Dólar adlı web sitesiyle ilişkili olduğunu iddia ettiği 20 kişiyi gözaltına aldı. Söz konusu site artık çevrimdışı durumda.
Ancak mesajlar yayılmaya devam ediyor ve bolívar çökmeyi sürdürüyor. Bazıları, 2016–2019 dönemini hatırlıyor: hiperenflasyonun kasıp kavurduğu, emekli maaşlarının ve devlet memurlarının maaşlarının pula döndüğü, mal tedarik maliyetlerinin müşteri ödeme gücünü aştığı için mağazaların ve şirketlerin iflas ettiği dönem. Başkent Caracas’ta muhasebecilik yapan Liliana, “Gerçekten çok zor,” diyor. “Birçok işletmenin kapandığı ve insanların ülkeyi terk ettiği o döneme geri dönebiliriz.”
Ancak 2019’dan bu yana bir şey değişti: O zamanlar nakit hâlâ kraldı. Bankalar işlemleri resmî kura göre hesapladığı için, kartla ödeme pratikte kullanılamıyordu; bu da harcama limitlerini komik düzeylere indiriyordu. O dönemde Caracas’ta görev yapan bir diplomat şöyle hatırlıyor: “Akşam yemeğine çıkarken her cebinde tuğla gibi banknotlarla dolaşırdın; kendini uyuşturucu kaçakçısı gibi hissederdin.”
Bugün ise döviz kara borsası çevrimiçi ortamda işliyor. Binance ve Airtm gibi, yasal statüsü belirsiz mobil uygulamalar sayesinde kullanıcılar neredeyse her para birimini –itibari ya da kripto fark etmeksizin– kendi aralarında, canlı piyasanın belirlediği kurlarla takas edebiliyor. Şirketler, bolívar aldıkları anda bu platformlar aracılığıyla hızla elden çıkarıyor; zira değeri yeniden düşmeden önce kurtulmak gerekiyor.
Bu yeni dijital piyasalar, Venezuela’daki bazı insanlar için yeniden baş gösteren enflasyon belasıyla baş etmede bir nebze yardımcı oluyor. Üstelik rejimin bu piyasalar üzerinde hiçbir denetimi yok.