BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Bir Filistin bayrağını başının üzerinde tutarak bağırmaya başlayan, kel, sakallı takım elbiseli bir protestocu, Liverpool’da yapılan İşçi Partisi’nin yıllık konferansında Maliye Bakanı Rachel Reeves konuşurken sözünü kesti. “İki yıldır süren soykırım, Filistinlilerin kitlesel aç bırakılması” diye haykırdı; Reeves ise onu yarıda kesti.
2024’te Sir Keir Starmer’ın konuşması sırasında benzer bir şey olduğunda, protestocu salon dışına sürüklenmiş, başbakan ise ona “gerçek Britanya’nın ihtiyaçlarından kopuk bir hippi” diyerek çıkışmıştı. Bu yıl Reeves farklı bir yaklaşım sergiledi: Protestocuya büyük ölçüde katıldığını ifade etti. Reeves, “Davanızı anlıyoruz,” diyerek karşılık verdi, “ve biz Filistin devletini tanıyoruz.”
İşçi Partisi liderliğini garip bir değişim sardı: Artık kendi destekçilerine saldırmayı bırakmaya karar verdiler. Bu dikkat çekici bir dönüşüm. 2020’den bu yana parti liderliği, sol eğilimli görülen her şeye hiddetle karşı çıkıyordu. Sir Keir, 2019’daki seçimleri kaybeden selefi Jeremy Corbyn’in hatırasını silmeye çalışıyordu. Filistin bayrağı taşıyanlar, AB yanlıları, çocuk yoksulluğu kampanyacıları—bir zamanların sıradan ilerici görüşlerini savunan herkes hedef olmuştu. “Hippi dövme” siyaseti adı verilen bu strateji, partiyi geçen seçimde büyük çoğunluğa taşımıştı. Fakat iktidarda geçen kötü bir ilk yılın ardından, şimdi moda olan “hippi kucaklama”.
Reeves, protestocularla aynı çizgide durmakla kalmadı; hükümetin yaptığı sol politikaları da sıraladı. Kamu harcamaları ve devlet müdahalelerini övdü: çelik fabrikaları kısmen kamulaştırıldı, siber saldırıya uğrayan Jaguar Land Rover’a kredi garantisi verildi. Göreve ilk geldiğinde cömertlik gizlenmeye çalışılıyordu; bugün Reeves bunları övünerek anlatıyor.
Bir zamanlar dışlanan “hippiler” şimdi kucaklanıyor. Hükümet, iki çocuk yardımı sınırının kaldırılmasını isteyen yedi milletvekilini ihraç etmişti; bugün bunların altısı partiye geri döndü ve sınırlamanın kalkacağı konuşuluyor. Çevre Bakanı Ed Miliband, aktivistlere kaya gazı sahalarında protesto çağrısı yaptı. Hippi tabanı, bir zamanlar dışlandıkları alanlarda yeniden sahaya davet ediliyor.
İşçi Partisi artık yumruğunu farklı yönlere sallıyor. Nigel Farage’ın Reform UK partisine karşı önce yumuşak davranılmıştı, şimdi ise Starmer doğrudan “ırkçı” diye niteledi. Bu, Britanya siyasetinde ağır bir suçlama. Partinin AB karşıtı söylemleri de yeniden hedefte. Starmer, Brexit kampanyasındaki “otobüs yalanlarını” kınayarak, göçmen teknelerinin de AB anlaşmalarından kopuşun sonucu olduğunu söyledi.
Bu dönüşümün nedeni basit: Anketlerde İşçi Partisi’nin desteği ya kötü ya da felaket seviyesinde. Parti, sağa değil, sola oy kaybetti. Sol tabanı kaybolan İşçi Partisi, Yeşiller ve Liberal Demokratlara yönelen seçmenlerle karşı karşıya. İçeride olası liderlik yarışında, parti üyelerinin—sendikacılar, öğretmenler, öğrenciler—oyları belirleyici olacak. Bu yüzden bakanlar, Angela Rayner’ı överken Trump’ı kötüledi.
Son olarak, Downing Street’teki en katı “hippi dövücüler” tasfiye edildi. Bu “goon”lar için kendi tabanına saldırmak siyaset olduğu kadar hazdı da. Fakat bu strateji artık yenilgiyi getiriyor. Starmer, iktidarı için bir zamanlar işine yarayan bu yöntemi terk etti. Şimdi, kendisi de aslında benzer değerlere sahip olan bir sosyal demokrat olarak, partiyi tabanıyla yeniden barıştırmaya çalışıyor.
Çoğu zaman Starmer’ın vurduğu “hippi”, aslında kendi yansımasından ibaretti.