BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
13 Ekim’de İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi ekonomi dalındaki Nobel Ödülü’nü üç isme verdi. Londra Ekonomi Okulu’ndan Philippe Aghion ve Brown Üniversitesi’nden Peter Howitt, ekonomik büyümenin nasıl gerçekleştiğine dair yaptıkları büyük katkılar nedeniyle ödülün yarısını paylaştı. Diğer yarı ise Northwestern Üniversitesi’nden Joel Mokyr’e (ortada) verildi; toplam 11 milyon İsveç kronu (1,2 milyon dolar) tutarındaki ödülün yarısı ona gitti. Bu ödül hem hak edilmiş hem de düşünsel eğilimlerin değiştiğinin bir göstergesi.
Mokyr hem ekonomist hem tarihçi; iki alan arasında kalan bir “ara tür.” Akademideki çoğu meslektaşından daha iyi yazar; eserleri sıradan okuyucunun bile raftan almak isteyeceği kitaplar. Ancak aynı zamanda bir ekonomist gibi düşünür, sayılardan kaçmaz—bu da onu akademik tarih yazımının ana akımının dışında bırakır. Bugün akademiye girse, önde gelen üniversitelerde iş bulmakta zorlanabileceği söylenebilir.
Amerikalı-İsrailli ekonomist, İrlanda Kıtlığı’ndan evden çalışmanın tarihine kadar geniş bir yelpazede yazdı. Nobel’i almasını sağlayan araştırmaları ise o en zor soruya odaklanıyor: Ekonomik büyüme neden başladı? İnsanlık tarihinin çok büyük bölümünde kişi başı gelir artmadı; ardından 18. yüzyıl ortasında aniden yükseldi. Mokyr, bu sıçramayı açıklamak için fikirlerin gücüne vurgu yapıyor. 2016’da yayımladığı “A Culture of Growth” (Büyüme Kültürü) adlı kitabının ana tezi basit: 17. yüzyıl civarında Avrupa’da kültürel normlar değişti, bu da bilimsel deneylere, buluşlara ve ardından bu fikirlerin ticarileşmesine zemin hazırladı.
Bu görüş, uzun süre kabul gören anlayışı altüst etti. Hakim görüşe göre mühendislik gelişmeleri bilime pek bir şey borçlu değildi; insanlar teknoloji üretiyordu ama nasıl yaptıklarını pek bilmiyorlardı. Bilim tarihinin en etkili isimlerinden Thomas Kuhn bile bilim ile mühendisliğin 1870’lere kadar birbirine karşıt olduğunu savunmuştu.
Mokyr ise tam tersini öne sürdü: 1660’ta kurulan Londra Kraliyet Cemiyeti gibi kurumlar, bilimi ve mühendisliği çok daha erken bir dönemde kaynaştırdı. Fakat ticari bilimin güçlenmesi için doğru siyasal koşullar da gerekliydi. Örneğin Çin’de yöneticiler, özgür düşünürlerin düzeni sarsmasından korkuyor ve onları bastırıyordu. Avrupa ise entelektüel ilerleme için daha elverişliydi. Birbirine yakın çok sayıda devletin olması, kovuşturulan düşünürlerin kolayca kaçabilmesini sağlıyordu. Devletler ayrıca yaratıcı yıkıma daha toleranslıydı—eski şirketlerin yok olup yenilerinin doğması—ki bu, Aghion ve Howitt’in çalışmalarının merkezinde olan ekonomik büyümenin temel mekanizmasıdır. Tüm bu nedenlerle sanayileşme Asya’da değil, Avrupa’da başladı.
Mokyr’in ödül alması sevindirici. Sadece iyi bir bilim insanı olduğu için değil; o aynı zamanda nazik biri ve gazetecilere konferanslarda denk geldiğinde yapıcı yorumlar sunuyor. Ödülü aynı zamanda akademide olumlu bir dönüşümü temsil ediyor.
2007–09 küresel finans krizi ve covid-19 pandemisi gibi yakın dönem olayları anlamak için ekonomik tarihi bilmek gerekiyor. Geçmişte hükümetlerin krizlerle nasıl başa çıktığını bilmek, bugünkileri anlamaya yardımcı oluyor. Buna rağmen Nobel komitesi uzun süre tarihsel perspektife sahip ekonomistleri görmezden geldi. Neyse ki bu değişiyor. Geçen yıl ödülü kazananlar arasında MIT’den Daron Acemoğlu vardı; tarihsel kalkınma üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Ondan önce Harvard’dan ekonomik tarihçi Claudia Goldin tek başına ödül aldı. 2022’de ise eski Fed Başkanı Ben Bernanke, Büyük Buhran üzerine çalışmaları nedeniyle ödülü paylaştı.
Yine de bazı önyargılar devam ediyor—özellikle Britanya üniversitelerinde çalışan ekonomik tarihçilere karşı (Oxford Üniversitesi’nden Robert Allen, Stephen Broadberry ve Sheilagh Ogilvie mutlaka gelecekte düşünülmeli). Hâlâ bazı ekonomistler bu alandaki araştırmacıları matematiksel beceriden yoksun “hafif siklet” akademisyenler olarak görse de bu bakış açısının devri yavaş yavaş kapanıyor. Şimdilik, bir Nobel ödüllü ekonomistin eserlerini zevkle okuyabilmenin tadını çıkarmak gerek.






