BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Donald Trump’ın Jeffrey Epstein Sessizliği: Kendi Ekibi Komplo Çığlıklarını Susturamıyor
Donald Trump’ın en dikkat çekici “süper güçlerinden” biri, bir gün söylediğini ertesi gün inkâr edip, destekçilerine pozisyonunu hiç değiştirmemiş gibi kabul ettirebilmesi. Ancak bu yetenek, onun yönetimindeki diğer isimlerde bulunmuyor. Bu nedenle, Trump yönetimi üyeleri, Jeffrey Epstein etrafında dönen sağcı komplo teorileriyle baş etmekte zorlanıyor. Bir zamanlar “devletin derin katmanları Epstein hakkında patlayıcı bilgiler saklıyor” diyerek konuşan birçok isim, şimdi devletin kendisi oldular ve gerçeği kabul etmek zorunda kaldılar: Her şey bir saçmalık. Adalet Bakanlığı, 7 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “ortaya çıkarılacak gizli bilgi bulunmadığını” bildirdi. Ancak “gizlenecek bir şey yok” demek, komplo teorisyenlerinin örtbas iddialarını daha da güçlendirdi.
Epstein ve Komplo Kültürü
Jeffrey Epstein dosyası, klasik bir komplo teorisi malzemesiydi: Yahudi soyadlı, zengin bir finansçı, güçlü dostlar (Bill Clinton, Prens Andrew gibi) ve hafifletilmiş yargı süreçleri. 2008’de reşit olmayan bir kişiye fuhuş teklif etmekten suçlu bulundu, 18 ay hapis cezası aldı ama sadece 13 ay yattı ve haftanın altı günü cezaevi dışındaydı. Epstein’ın “Lolita Express” adlı özel jetiyle çocukları adasına götürdüğü iddiaları yıllarca tartışıldı. 2019’da, seks trafiği suçlamalarıyla tekrar yargılanmayı beklerken cezaevinde kendini astı. Bu da komplo söylentilerini tırmandırdı.
Komplocuların odağı iki noktadaydı: Epstein gerçekten öldü mü, öldürüldü mü? Ve en önemlisi, “müşteri listesi” var mıydı? Devletin bu bilgileri bastırdığı iddia ediliyordu. İlginçtir ki, Trump yönetiminin bugünkü üyeleri bu iddiaları daha önce açıkça desteklemişti. 2021’de bugünün başkan yardımcısı J.D. Vance, Epstein’ın müşterilerinin korunduğunu ima etti. 2023’te, FBI Başkanı Kash Patel, Kongre’ye “erkek gibi olun ve listeyi açıklayın” dedi. Trump ise 2019’da Clinton’ın Epstein’la ilişkili olduğunu ima etmişti.
İçerden Çelişkiler ve MAGA Tabanında Tepki
Trump yeniden seçildikten sonra bile bu söylemler sürdü. Şubat ayında Adalet Bakanı Pam Bondi, Epstein’ın “müşteri listesinin” masasında olduğunu iddia etti. Hatta MAGA fenomenlerini Beyaz Saray’a davet edip onlara “Epstein Dosyaları: 1. Aşama”yı verdi. Ancak belgeler neredeyse tamamen eski bilgilerden ibaretti. Komplo dünyası bile bu gösteriyi alaya aldı. Bondi, belgelerin eksik olmasını FBI’a bağladı ve “on binlerce çocuk pornosu videosu” bulunduğunu ileri sürdü.
7 Temmuz’da Adalet Bakanlığı “liste yok, Epstein intihar etti” deyince öfkenin adresi Pam Bondi oldu. Laura Loomer gibi Trump’a yakın bazı aşırı sağcı isimler, Bondi’nin görevden alınmasını talep etti. Hükümetin açıklamaları ise yeni komplo teorilerine sadece malzeme sağladı.
Trump ve Epstein: İlişki İkilemi
Elon Musk da dahil bazı isimler, Epstein belgelerinin açıklanmamasının nedeninin Trump’ın adının da belgelerde geçmesi olduğunu iddia etti. Trump ile Epstein, 1980’lerden itibaren komşu, arkadaş ve zaman zaman rakip olmuştu. 2002’de Trump, Epstein için “harika bir adam” demişti. 2019’da ise “hayranı değildim” dedi. Trump, bu ilişkiden uzaklaşmaya çalışıyor. 8 Temmuz’da bir gazetecinin Bondi’ye yönelttiği Epstein sorusuna “Hâlâ Jeffrey Epstein hakkında mı konuşuyorsunuz? Hâlâ bu adamdan mı bahsediliyor? Bu inanılmaz” şeklinde yanıt verdi.
Ama belki de, bu konunun hâlâ gündemde olmasının sebebi, Trump’ın kendi yönetiminin yıllardır saçma komplo teorileri yaymasıydı.